Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 48 |
Tarih: | 27.12.2023 |
ÖZGÜL SAKİ (İstanbul) - Değerli milletvekilleri, bütçe maratonundan çıktık, şimdi bütçede hiç adı geçmeyen, asla kendisine bütçe satırlarında yer bulamayan işçi sağlığı ve iş güvenliği üzerine birkaç söz etmek istiyorum. Biliyorsunuz, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun kabul edildiği tarih 2012 yılı. 2012 yılından beri işçi sağlığı konusunda bir adım iyileşme olmadığı gibi bu kanundan sonra iş cinayetleri hızla arttı ve her gün biz yeni bir iş cinayetiyle karşı karşıya kalıyoruz. Bu iş cinayetinde hayatını kaybedenlerin büyük bir çoğunluğu da üstelik çocuk, göçmen işçi ve asla yakınları da sonrasında herhangi bir hak talep edemiyor bu kanun nedeniyle. Şimdi, on bir yıldan fazla üzerinden geçmiş olmasına rağmen az tehlikeli sınıfta ifade edilen iş yerlerinde iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi çalıştırılmasına ilişkin hüküm vardı, yıllardır bu madde yürürlüğe girmedi yani -tırnak içinde- az tehlikeli sınıftaki iş yerlerinde hâlâ bir iş güvenliği uzmanı yok, hâlâ iş yeri hekimi yok ve bu hiçbir koşulda bu Meclisin gündeminde ne yazık ki kendine yer bulamıyor.
Sonra, gelelim diğer emekçi sorunlarına. Mesela, torba kanunda; kamu hastanelerinde görev yapan sağlık emekçileri için, Karayollarında, Devlet Su İşlerinde, dağda, taşta, arazide kontrolörlük yapan mühendisler, teknik personel için, çağrı merkezleri için, özellikle asansör kazalarıyla gündeme gelen KYK yurtları için, her ay motokurye ölümlerinin yaşandığı posta ve kurye hizmetleri için iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri bir kez daha bu kanun nedeniyle görmezden geliniyor, yok sayılıyor. Neden? Çok açık biliyoruz; bu bütçe gibi, AKP-MHP hükûmetinin sadece ve sadece kapitalist burjuvaya, patronlara hizmet ettiğini biliyoruz ama biz buradan, işçilerin yaşam koşullarına ilişkin ve çarklarda yaşamları öğütülen işçiler için sürekli, sürekli konuşmaya, bunu gündeme almaya devam edeceğiz.
Şimdi, işçi sağlığı ve iş güvenliği meselesinde adı olmayan bir başka kesim kadınlar. Bütçede de demiştik, bütçenin tamamında da kadınlar asla başlı başına bir özne olamadıkları gibi, işçi sağlığı ve iş güvenliği meselesinde de durum aynı. Nasıl? Biliyorsunuz, kadın işçi direnişleri son günlerde -özellikle son yıl- damgasını vuruyor gündeme, kulağını onlara açanlar için çok şey söylüyor. Mesela, kadınlar, işte harcadıkları mesainin en az yarısını; ev içinde hane halkına bakmakla yükümlüler ve o şekilde harcıyorlar ve bu kadınların sayısı gün geçtikçe artıyor; dinlenemiyorlar, zihnen, bedenen kendilerini ertesi güne hazırlayacak bir konumda bulamıyorlar. Dolayısıyla, hem iş yerinde çalışan hem evde çalışan bu kadın işçiler hasta oluyorlar; iş kazası riskiyle her an, her an karşı karşıyalar. Agrobay işçilerinin, kadın işçilerinin söylediklerine bakarsanız her gün kimyasallara muhatap oluyorlar, yetmiyor patronun tacizine, cinsel tacizine, şiddetine maruz kalıyorlar ve sürekli işten atılmayla tehdit ediliyorlar. Dolayısıyla kadın işçiler için ayrıca bir işçi sağlığı ve iş güvenliği kriterleri oluşturulması gerekiyor. Tabii ki burada, Hükûmetten, AKP'den böyle herhangi bir adım beklemek hayal.
LGBTİ+ işçilerin ise adı bile anılmıyor, oysa LGBTİ+'lar güvenceli bir iş bulmak konusunda çok çok zorluk yaşıyorlar. Üstelik AKP-MHP iktidarının LGBTİ+ nefretini günden güne artırması nedeniyle işe alımlarda önlerine inanılmaz bariyerler konuluyor. Bu nedenle, mesela, bilfiil çalışanlar da stres, anksiyete, psikososyal riskler gibi risklerle karşı karşıyalar, gerekli kurumlara başvurulduğunda da orada da tekrar tekrar ayrımcılığa maruz kalıyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Saki, lütfen tamamlayın.
ÖZGÜL SAKİ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, işçi sağlığı ve iş güvenliği teknik bir sorun değildir bizim için; işçi sağlığı ve iş güvenliği meselesi bizim için politik bir sorundur. İşçi sınıfının yüzyıllara varan mücadelesinin sonucunda ortaya çıkan kazanımlarını berhava edemeyeceksiniz. Dahası, kadınların, LGBTİ+'ların, çocukların, gençlerin, engellilerin, göçmenlerin ihtiyaçlarını ve özgür risklerini görmeyi zorunlu kılan bir politik sorundur. Bu Meclisin görevi tüm bunları gören bir yerden yeni bir işçi sağlığı ve iş güvenliği kararnamesini birlikte çıkartmaktır; bunu çıkartırken de sokaktaki işçinin, sokakta direnen işçi kadınların seslerine kulak vermektir diyorum. Patriarkal kapitalizmi yıkıncaya kadar da kadın işçiler, feministler olarak mücadeleye devam edeceğiz diyorum.
Teşekkür ediyorum.