GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:52
Tarih:24.01.2024

İYİ PARTİ GRUBU ADINA ŞENOL SUNAT (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 91 sıra sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin ikinci bölümü üzerine İYİ Parti Grubu adına söz aldım. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.

Sayın milletvekilleri, bu teklifte daha fazla sigortalının kısa çalışma ödeneği kapsamına alınması var; gençlere, kadınlara, mesleki yeterlilik sahiplerine uygulanan teşvikler var; bunlar güzel, itirazımız yok. Asgari ücret destek primi 500 liradan 700 liraya çıkarılıyor, işverene gerekli bir destek yapılıyor; bu yetersiz tabii ki ama neticede bir destek olarak bakıyoruz. Ama değerli arkadaşlar, bu teşvikler ve destekler nereden karşılanıyor? İşsizlik Sigortası Fonu'ndan. Hadi, kısa çalışma ödeneğini anlıyoruz ama asgari ücret ödeneğinin hazineden karşılanması gerekmez mi? "Hazinede para yok." diyemezsiniz. Kur korumalı mevduatla parası olan zenginlere hazineden milyarlarca para akıttınız, neredeyse 150 milyarı geçti ve hâlen devam ediyorsunuz; bundan da hiç rahatsız olmuyorsunuz. Kimin parasını kime veriyorsunuz? İsraftan hiç vazgeçmiyorsunuz Sayın iktidar mensupları, saraylar, korumalar, kiralanan lüks arabalar...

İşsizlik Sigortası Fonu'ndan 2023 yılının ilk 9 ayında işverene 23 milyar, işten ayrılan işsizlere 12 milyar civarında destek verilmiş; yıllardır bu böyle devam ediyor. "İşsizlik Sigortası Fonu" değil, adını "İşverene Destek Fonu" koyun o zaman. Başvuran işinden olmuş işsizlerin yarısı yıllardır bu Fon'dan faydalanamıyor değerli milletvekilleri. Bildiğiniz üzere İşsizlik Sigortası Fonu 57'nci Hükûmet zamanında oluşturulmuş, işsiz kalan kişilere iş arama sürecinde belirli bir süre maddi açıdan destek sağlayan çok faydalı bir sistem. Hatırlayın, 2011 yılıydı zannediyorum, GAP projesi için 11 milyar küsur bu Fon'dan verildi ve geri gelmedi bu para. Yıllardır işverene çeşitli bahanelerle bu Fon'dan para veriyorsunuz. Bu Fon'u da diğer fonlar gibi doğru kullanmıyorsunuz.

İktidara sesleniyorum: Bu fonları sömürücü, yok edici bir iktidarla karşı karşıyayız. Bu iktidar kendinden önceki kazanımları mirasyedi gibi harcamayı marifet sayıyor. Sabıkası çok olduğu için insanlar "fon" deyince korkuyor. Hatırlatayım, deprem için oluşturulan, deprem vergileriyle oluşan fonun parası müteahhitlere yamandı, hatırlayın, kulakları çınlasın Mehmet Şimşek'in. Emekli Sandığı fonlarının hiçbir özelliği kalmadı. Kanun kural tanınmıyor. İşsiz kalanlar yeterince bu Fon'dan faydalanamıyor biraz önce de ifade ettiğim gibi.

Gelin, hep birlikte İşsizlik Sigortası Kanunu'nda değişiklik yapalım. Müracaat şartlarında çok katı olan şartları esnetelim. Bu hayat şartlarında muhtelif sebeplerle işinden olanlara bu Fon'dan destek verelim.

Sayın milletvekilleri, her insan çalışmak ve kimseye muhtaç olmadan insan onuruna uygun yaşamak ister. Bu kapsamda, vatandaşın devletten beklentisi, eğitime ve iş imkânlarına erişimde fırsat eşitliğinin sağlanması ve çalıştığı yıllar boyunca maaşından kesilen primler karşılığında emeklilik döneminde rahat etmek ister. Gelişmiş ülkelerde emekliler dünyanın her yerine geziler ve tatiller yaparken, sosyalleşirken bizim emeklimiz kendi memleketlerine gidemez duruma düşmüştür. Evinden, daha ucuz gıda bulmak için, kuyruklarda saatlerce beklemek için çıkabilmektedir; sosyalleşme yerine, sosyal izolasyona gelmiş durumdadır. Ertesi günü nasıl geçireceğini kara kara düşünmektedir.

Sayın milletvekilleri, kendisini devletin sahibi zanneden bu Hükûmetin liyakatsiz, adaletsiz ve giderek yozlaşan iktidarında "ben yaptım oldu" anlayışı devam etmektedir. Kendileri de bozdukları sistemin içinden çıkamamaktadırlar. Vatandaşlarımız ekonomik krizi iliklerinde hissetmektedir. Bozulan ekonomik sistem beraberinde yoksulluğu getirmiştir. Yoksulluğu azaltmak yerine çoğaltarak ülke yönetilmektedir. Hatipler açlık sınırını devamlı söylüyor, 14.431 lira; yoksulluk sınırı 47 bin liraya ulaşmıştır. TÜİK verileri -artık TÜİK de utandı herhâlde verdiği enflasyon rakamlarından- hissedilenin yüzde 129,4 olduğunu ifade etmişti bir gün önce; gülelim mi, ağlayalım mı? Döviz tarihî rekorlar kırmaktadır. Sayın milletvekilleri, yüksek enflasyon, özellikle gıda enflasyonu vatandaşların belini bükmüş, temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak hâle gelmişlerdir. İşsizlik 2023 verilerine göre yüzde 14,9 seviyesine ulaşarak son yirmi yılın en yüksek seviyesine çıkmıştır.

Evet, sayın milletvekilleri, işsizlik, enflasyon ve hayat pahalılığı özellikle emeklilerimizi olumsuz etkilemektedir. Emeklimizin yüksek enflasyonla mücadele edebilmesi, gün geçtikçe değer kaybeden emekli aylığıyla geçinebilmesi imkânsız hâle gelmiştir. Ülkedeki ekonomik tablo bu hâldeyken Sayın Erdoğan 2024 yılını emeklilerin yılı ilan etmiş. Emekli yılında emekliye asgari ücretin yarısını layık gören Erdoğan vatandaşlarla artık alay etmeye başlamıştır.

Sayın milletvekilleri, açlık sınırının 14 bin lira olduğu bir ülkede emekliye 10 bin lira vermek emekliyi açlığa terk etmektir, emekliye hakarettir. "Emeklileri enflasyona ezdirmeyeceğiz." diyenler emeklilerin üzerinde bir aydır tepiniyor. En düşük emekli maaşına tabi olan vatandaşımız yirmi iki sene önce asgari ücretin 1,5 katını alırken yani bugün 24-25 bin lira alması gerekirken şu anda aldıkları maaş asgari ücretin yarısından biraz fazladır. Asgari ücret de yüksek değil, birkaç ay sonra açlık sınırının altına bu maaş düşecektir. Dolayısıyla, emeklilerin çok ciddi, çok derin bir yoksulluk problemi var, çok derinden yaşıyorlar hayat pahalılığını. Elinizi vicdanınıza koyun ve sayın vekiller, sadece bir dakika olsun empati yapın ve düşünün, tek geliri emekli aylığı olan, başka bir ek geliri bulunmayan bir emekli olduğunuzu düşünün, 10 bin lirayla kaç gün yaşayabilirsiniz? Mesela, ev kirasının en az 20 bin liradan başladığı günümüzde kirayı nasıl ödersiniz? Sağlık giderlerinizi, bakım giderlerinizi nasıl karşılarsınız?

Değerli milletvekilleri, buradan iktidar, hatta Cumhur İttifakı milletvekillerine sesleniyorum: Hemen hiç vakit kaybetmeden aranızda konuşun, anlaşın, gelin, millî bir birliktelik gösterelim, tüm gruplar oy birliğiyle bu kanuna "En düşük emekli maaşı asgari ücretten düşük olamaz." ibaresini ekleyelim hep birlikte. En düşük emekli aylığı alanların ve bunun biraz üstünde olanların en az 10 milyon kişi olduğunu biliyoruz. Tüm emekliler açlık sınırı ve yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Cumhurbaşkanı "10 bin lira açıkladı." diye görmezden gelmek, bu çığlığa sessiz kalmak zorunda değilsiniz sayın vekiller; korkmayın, siz milletin vekillerisiniz. Emekliler sizden bu cesareti göstermenizi bekliyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ŞENOL SUNAT (Devamla) - Toparlıyorum Başkanım, sağ olun.

Sayın iktidar mensupları, Sosyal Güvenlik Kurumunun durumunu düzeltmek için kayıtlı çalışan sayısını artırmamız lazım. Üretim gerekiyor; tarımda, sanayide, ticarette üretimi büyütmek gerekiyor. Türkiye'de nüfusun sadece üçte 1'i kayıtlı çalışıyor, her 3 kişiden 1'i kayıtlı çalışıyor ve bu çalışanların yarısından fazlası da asgari ücret alıyor. Gelin, hep birlikte bu yanlışları düzeltelim ve bu Meclisin tarihî görevini yerine getirelim.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)