Konu: | İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 53 |
Tarih: | 25.01.2024 |
NEJLA DEMİR (Ağrı) - Sayın Kurul, çok kıymetli halklarımız; şimdi yapacağım konuşma işçi sağlığı ve iş güvenliği hakkında çok önemli bazı konular üzerine olacaktır. İş sağlığı, iş yerinde sağlık ve güvenliğin tüm yönleriyle ilgilenir, temelde tehlikelerin önlenmesine odaklanır. Sağlık, yalnızca hastalık ve sakatlığın olmaması değildir; fiziksel, zihinsel, sosyal, tam bir iyilik hâlidir. İş yeri tehlikeleri ise kimyasal, biyolojik, fiziksel, ergonomik, psikososyal gibi çok çeşitli risk ağlarından oluşur. İSG'yi gerektiren sektörler inşaat, tarım, madencilik ve petrol, hizmet, metal sanayisi gibi sektörlerdir. Misal, inşaat sektörü hem ABD'de hem AB ülkelerinde dünyanın en tehlikeli iş kollarından biri olarak kabul edilir ve tüm düzenlemeler ile uygulamalar bu farkındalıklarla yapılır; inşaat deryasına dönüşmüş Türkiye'de ise önlem alınmadan tevekkül edilen, Allah'a emanet bir iş koludur. Bu, asla razı olacağımız bir durum da değildir. İSG, 2013 yılında yürürlüğe giren bir kanundur. Bu kanunun üç tarafı vardır. Bu taraflar işçi, işveren ve Hükûmettir. Bu kanunun profesyonel olarak yürütülebilmesi için üç tarafın da koordineli olarak çalışması gerekir fakat kanundaki açıklıktan kaynaklı evrak üzerinde hemen gereken prosedür tamamlanıyor ve personele işbaşı eğitimi dahi verilmeden bir an önce inşaat yapılmasına geçiliyor çünkü İSG uzmanları yapılması gerekenler konusunda işverene uyarıda bulununca işten çıkarılma riskiyle karşı karşıya kaldığı için her sektörde olduğu gibi inşaat sektöründe de baştan savma işlerle işbaşı yapılmış olunuyor. İşlerin layıkıyla yapılabilmesi için hem İSG uzmanlarının hem işverenlerin haklarının korunacağı şekilde düzenlemeler yapılmalıdır. Şöyle ki: Uzman çalıştırmada taban fiyat uygulamasıyla Bakanlık tarafından atama yapılması ve hak edişlerin de Bakanlık aracılığıyla ödenmesi şeklinde düzenlenmelidir. Ayrıca, inşaat yapım maliyetinin en az yüzde 2'si İSG uygulamaları için ayrılacak şekilde inşaatlar başlatılmalıdır. Yani yeteri kadar baret, iş kıyafeti, iş ayakkabısı, güvenlik kemerleri, sağlık ekipmanları, uygun levhalar vesaire gibi tam olacak şekilde güvenli inşaat alanları oluşturulmalıdır. Bunlar olmayınca rant kavgası uğruna her gün canlarımızı nasıl kaybediyoruz, bir de ona bakalım. Mantar gibi türeyen, kontrolsüz inşaat sektöründe 2023 yılında 1.929 işçi hayatını kaybetti, bunların 62'si çocuk işçiydi. 2013'ten bu yana ise iş cinayetlerinde hayatını kaybeden çocuk sayısı 556'dır. Bu çocuklardan biri de hemşehrim olan Ömer Girgin'di ve henüz 15 yaşındaydı, iş yerinde çıkan yangında hayatını kaybetti. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin raporuna göre, 316'sı tarım sektöründe, 57'si inşaat, 37'si metal, 27'si konaklama ve eğlence sektöründe yaşanan iş kazalarında çocuklar hayatlarını kaybettiler. Hâlihazırda TÜİK'in yayınladığı en güncel rapora göre 17 yaş ve altı çalışan çocuk işçi sayısı 720 bindir. Bu çocukların yüzde 63'ü ücretli veya yevmiyeli çalışıyorken yüzde 36,2'si sadece beslenme ve barınmada ailelerine destek olabilmek için ücretsiz aile işçisidir.
Aynı şekilde, tarım sektörü hem üreticinin can sağlığının hem tüketicinin can sağlığının söz konusu olduğu bir iş koludur. Bir kaleminden sadece bir örnek vermek istiyorum: Tarımda kullanılmak üzere üretilen kimyasallar, pestisitler üretim aşamasından tutun tarlalarda kullanımına kadar ve mahsül sofralara gelene kadar sıkı takip, denetim ve eğitim gerektiren bir konudur. Gerek artan akciğer kanserleri olsun gerek çocuklardaki alerjik vakalar olsun temelindeki sebeplerinden biri de budur. Uzun lafın kısası yamalı yasalarla değil, demokrasiye uygun yeni yasa ve kanunlarla bu cinayetlerin önüne geçilmelidir.
Teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)