GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Birleşimi yöneten Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder'e, Erzincan İliç'te 9 emekçinin 10 milyon metreküp liçli yığının altında kaldığına, Meclisin, Genel Kurul gündeminden bugün geri çekilen Maden Yasası'yla ilgili görüşünü ortaya koyması ve düzenleme yapması gerektiğine, bugün, altın madeninde çıkartılan altının yüzde 98'ini çıkartan yabancıların aldığına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:60
Tarih:14.02.2024

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Teşekkür ederim Başkan.

Öncelikle sağlıkla Meclisi yönetiyor olmanızdan duyduğum memnuniyeti ifade etmek isterim.

Tabii, maalesef, böyle olumlu cümleler kuramayacağımız bir gündeyiz. İliç'te 9 emekçi kardeşimiz 10 milyon metreküp liçli yığının altında kaldı. Bu, bir toprak yığını değildir; bu, işlemden geçirilmiş, siyanürlendirilmiş bir liç yığınıdır. Peki, bu liç yığınının altında kalan yalnızca 9 işçi, emekçi kardeşimiz midir? Açıkçası, aslında bu liç yığınının altında kalan AKP'dir. Birazdan söyleyeceğim -kaba bir hakaret etmek için kurmuyorum bu cümleyi- birazdan gerekçelerini ortaya koyacağım ancak daha önemli bir şey var: Bu yığının altında kalmaya Meclis razı mı, değil mi; bugün bunun kararını vereceğiz. Bakınız, sözlerimi netleştirmek ve ayaklarını yere bastırmak isterim: Orada siyanürle altın araması yapılıyor, bize de bunun çok doğal olduğu söyleniyor. Ben söyleyeyim size: 2000 yılında Çekoslovakya siyanürle altın aramayı yasakladı, 2002 yılında Almanya, 2009 yılında Macaristan yasakladı, 2010 yılında Avrupa Birliği Komisyonu Avrupa topraklarında siyanürle altın madenciliğinin yasaklanmasına ilişkin bir teklifi oy birliğiyle kabul etti. Demek ki 2010'da Avrupa'nın yasakladığı bir şeyi, çok daha evvel AB'nin bazı ülkelerinin yasakladığı bir konuyu Türkiye normalmiş gibi 2024'te yapıyor.

Şimdi, bir Maden Yasası getirdiniz değil mi -bugün görüşülecekti- niye kaldırıyorsunuz, niye geri çekiyorsunuz? Aslında tam zamanıdır. Bir maden faciası ortaya çıkmışsa, o liç yığınının altında kalmak istemiyorsa bu Meclis bu Maden Yasası'yla ilgili görüşünü ortaya koymalı ve düzenleme yapmalı. Niye getiremiyorsunuz biliyor musunuz? Tıpkı bugüne kadar yaptığınız gibi meseleyi daha da liberalize edeceğiniz, işçi sağlığı ve güvenliğini hiç önemsemeyeceğiniz, şirket kârını da maksimize etmeyi amaçlayan bir teklif getiriyordunuz; bunun kamuoyunda böyle bir duyarlılık yükselmişken görüşülmesinden korkuyorsunuz. Ben şimdi söyleyeyim; bunu geri çekin, evet, geri çekin ve yerine şunu getirin: "Türkiye Cumhuriyeti'nde tıpkı Avrupa'da on beş yıl evvel yapıldığı gibi siyanürle altın aramayı yasaklıyoruz." deyin; gelin, bunu hep beraber oy birliğiyle geçirelim.

Başka bir şey daha, bakın arkadaşlar, ben Osmanlı iktisadı dersi verdim üniversitelerde.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Günaydın.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Osmanlı'nın son döneminde altın çıkartanlar çıkarttıkları altınların yüzde 75'ini alıyormuş. Biz de bunu "Osmanlı ne kadar gerilemiş, yabancı çıkarlara ne kadar mahkûm olmuş." diyerek anlatıyorduk. Ya, bir insan altınının yüzde 75'ini yabancılara verir mi? Bugün durum ne? Bugün altın madeninde çıkarılan altının yüzde 98'ini çıkaran yabancılar alıyor. Yani benim toprağımı bir daha kullanılamaz hâle getiriyorlar, bana siyanürlü bir çevre felaketi armağan ediyorlar ve yüzde 98'ini, Marx'ın yüz elli yıl evvel söylediği gibi, yabancı sermaye ve onun yerli çanak yalayıcıları aralarında üleşiyorlar.

Gelin, bir başka teklif daha getirelim. Altın madenciliğini kamusal bir hâle getirelim ve elbette, bilime uygun, çevre sağlığına, işçi sağlığına uygun şekilde Türkiye'de çıkarttığımız altını kamunun yararına kullanalım; kendi malımız olsun, yabancıların malı olmasın, var mısınız bunu yapmaya? (CHP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Bitirelim, lütfen Sayın Günaydın.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Yani madencilikle ilgili bugüne kadar yaptığınız işlerden vazgeçin. 39 ton altın çıkarttığınız sene, 38 tonunu yabancılar almış. Bunu yalnızca ben söylemiyorum, soru önergelerimize verdiğiniz yanıtlarla da zaten bunu ortaya koyuyorsunuz. Ya, bu ancak bir müstemleke memleketinde olabilir. Buradan açıkça Türkiye Büyük Millet Meclisinin huzurunda söylüyorum: Çıkartılan 39 ton altının 38 tonunu yabancılara vermek ancak bir müstemleke memleketinde olabilir. Buna daha ne kadar göz yumacağız? (CHP sıralarından alkışlar) Türkiye Büyük Millet Meclisi bunun altında kalacak mı? Mesele budur. Yoksa elbette o 9 kardeşimize hepimiz dua ediyoruz, hepimiz diliyoruz ki sağlıklı aramıza dönsünler, evlerine emekleriyle kazandıkları parayı taşıyabilsinler ama Meclis bir ağlama duvarı değildir, Meclis iş yapma yeridir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Ve Meclis bu işi Türkiye'nin yararına yapacak mı, yapmayacak mı? İşte, bugünlerde hep beraber sınanıyoruz.

Çok teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)