Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 61 |
Tarih: | 15.02.2024 |
CHP GRUBU ADINA UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli Başkan, sayın milletvekilleri; HES projeleri ne yazık ki Karadeniz'in bir kaderi. Yani eğer Karadeniz'de çevreyi katletmek istiyorsanız HES projesi yapacaksınız. Buna ilişkin ne yazık ki böyle sabıkalı durumlar var.
Ben, geçtiğimiz aylarda Arhavi'de, Çifte Köprü'de yaptığımız basın açıklamasında Arhavili hemşehrilerime söz vermiştim: Bu sorunu gündeme getireceğiz, Parlamento gündemine. Bu sözümü yerine getirdiğim için çok mutluyum.
Değerli arkadaşlarım, özellikle Çamlıca projesi, Agara Deresi üzerinde yapılan projeler ve özellikle bir doğa harikası olan yerlerde yapılan HES projeleri ne yazık ki doğayı katletmekte. Arhavililer yapmış oldukları basın açıklamalarıyla -sadece çevreciler değil, her katmandan kesimler- bu konudaki ihtirazi kayıtlarını ortaya koymalarına rağmen ne yazık ki duvara konuşuyorlar -oradan ses var- herhangi bir ses gelmiyor değerli arkadaşlarım. Bu nedenle, bu konuda bir şey yaptılar, dediler ki: "Burada ağaç kesimi olmaması gerekiyor." Bizim orada araziler çok eğimli, yüzde 70, yüzde 80'e varan eğimli araziler var. Eskilerin "yasak" diye tabir etmiş olduğu ağaç kesiminin yapıldığı yerlerde heyelan gelecektir. Aynı bugün Erzincan İliç'te yaşanan bir felaketin yeniden meydana gelmesine ilişkin ihtirazi kayıtlar koydular ama ne yazık ki buna ilişkin herhangi bir işlem yapılmadı değerli arkadaşlarım. Karadeniz'de biz derelerden suları alıyoruz, beton kanallara hapsediyoruz, her türlü orman kesimi yapıyoruz. Arhavililer, Hopalılar, Artvinliler diğer ilçelerdeki HES projelerine karşı çıkıyorlar. Buna ilişkin ihtirazi kayıtlarımı burada ifade etmek istiyorum.
Bakın, dünden beri, felaketin olduğu andan itibaren birtakım tespitler yapılıyor burada ama bir şey unutuluyor değerli arkadaşlarım: Ben Artvin Cerattepe'den bu tarafa doğru madene ilişkin bütün davalarda avukatlık yaptım. Buna ilişkin "ÇED Olumlu" kararlarına karşı "ÇED Gerekli Değildir" kararlarına karşı idari yargıda veya yargıda yapılmış olan davalarda çözüm bulabilmek sonuçsuz arkadaşlar. Maden projelerini, HES projelerini yapanlar arkalarına yargıya almışlar, açıkça ifade edeyim. "Neden?" derseniz, onu ifade edeyim. Bakın, eğer siz yargıda bu kararları iptal ettirirseniz "ÇED Olumlu" kararını iptal ettirseniz, "ÇED Gerekli Değildir" kararını iptal ettirseniz bile arkasından Orman Bakanlığının (2009/7) sayılı bir genelgesi var arkadaşlar; bu kararı iptal etseniz, elinize bu kararı alsanız, aynı bizim Cerattepe'deki gibi "Biz ilgili şirketi buradan kovduk." deseniz bile -İliç'te de aynı şeyler tekrarlanıyor- karar kesinleştikten sonra yargıdan, Danıştaydan geçtikten sonra bile bir genelge yayınlıyor Orman Bakanlığı değil arkadaşlarım. Deniliyor ki (2009/7) sayılı Genelge'de: "Şunları şunları tamamla, o ilk mahkeme kararındaki eksiklikleri gider. Bunları, eksiklikleri giderdikten sonra eski süreci de tamamlama yani toplantı yapma, halkı çağırma, buna ilişkin eksiklikleri giderme, sadece orada bahsedilen eksiklikleri usulen de olsa gider, üç gün içerisinde Bakanlığa gönder." Bakanlık üç gün içerisinde "Tamamdır." diyor. Sayın Gökhan Günaydın Başkan bu işi iyi bilir, bu konuda Bakanlıktan gelmiş bir tane olumsuz karar yok değerli arkadaşlarım. Sayın Başkan, neden böyle? E, çünkü dostlar alışverişte görsünler diye. Ne yapıyorlar? Siz yargıda bunu aşsanız bile... Biz, Cerattepe'de bunu aştık "Cerattepe'de çivi çakamazlar, herhangi bir şey yapamazlar." dedik, (2009/7) sayılı Genelge'yi getirdiler, mahkeme kararlarına "kaziyeyimuhkeme" dediğimiz maddi anlamda kesin hüküm teşkil eden kararlara rağmen getirip önümüze cenazeyi koydular. Bir de ihale yaptılar. İhaleye fesadı vatandaşlar karıştırırdı, buradan açık açık ifade ediyorum: Arkadaşlarım, devlet ihaleye fesat karıştırdı. Türkiye Büyük Millet Meclisinden ifade ediyorum: Devlet ihaleye fesat karıştırdı. (CHP sıralarından alkışlar) İş adamının siyasette ortağı olmazsa, siyasette bir şerik olmazsa, ahlaksız iş adamı ile kirli siyasetçi iş birliği yapmazsa bunlar olmaz değerli arkadaşlarım.
Bakın, bu işi yapan, İliç'te bu işi yapan firmanın bir tane daha ayağı var Artvin'de, Hod Maden'de; aynı işi orada yapmaya çalışıyorlar. Aynı konuda bizim itirazlarımız var. Bakın, burada baraj maraj yok, toprak siyanürle karıştırılmış, bir yandan da çevre yok edilmeye çalışılıyor, buna ilişkin feryatlar ileri sürülüyor. Benim yöremde de Hod Maden'de aynı firma değerli arkadaşlarım. Dün açıklama yapmış "Ben Artvin'de -sadece Artvin için demiyorum- başka yerlerde maden geliştirme çalışmalarına fazlasıyla devam edeceğim." diyor. Bunu nereden alıyor değerli arkadaşlar, hangi cüretle bunu yapabiliyor? Siyasi desteği almayan, siyasetten destek almayan bir iş adamı kalkıp da 9 can -sizin beyanlarınıza göre- kaybına rağmen hemen ertesi gün "Ben madencilik faaliyetine devam edebilirim." diye nasıl diyebilir değerli arkadaşlarım? Niye diyebilir? Çünkü siyasetten destek alırsa diyebilir. Bu konuda Türkiye'deki vahşi madencilik ve HES projelerine karşı "Dur!" diyebilmek için önce yargı mevzuatını değiştireceğiz, Orman Bakanlığının (2009/7) sayılı Genelgesi'ni yırtıp çöpe atacağız arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar) Vatanseverlik budur, eğer vatanseverlik yapıyorsak önce buradan başlamamız gerekiyor. Karadeniz'de bunu yaptılar, Karadeniz'de en cinayetli, en kötü işleri yaptılar değerli arkadaşlarım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, bitirelim Sayın Bayraktutan.
UĞUR BAYRAKTUTAN (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bakın, Karadeniz'de buna ilişkin yargı kararlarında avukattık, dedik ki: Bakın, bu yargı kararlarını aldık, bir daha buralara giremez bu ahlaksızlar. Ama ne yaptılar? Bu genelgeye dayanarak, bu Bakanlık genelgesine dayanarak her türlü ahlaksızlığı yaptılar değerli arkadaşlarım. Ortamı katlettiler, HES'lerle, derelerimizi katlettiler, balıklarımızı yok ettiler, arıcılık faaliyeti yapan bütün yurttaşlarımızın bütün faaliyetlerini sona erdirdiler, arkasından da bir felaket olduğu zaman dediler ki: "Çok üzgünüz." İşte, bunlara "Dur!" diyebilmek için bu anlayışın, bu yargı mevzuatının bir an önce değişmesi gerekir. Evet, o ÇED projelerinin altında imzaları olanları yargılayacak cumhuriyet savcısının da veya onları ifadeye çağıracak cumhuriyet savcısının da alnından öpüyorum; nerede öyle cumhuriyet savcısı! (CHP sıralarından alkışlar) Bu ülkede bir cumhuriyetin savcıları var, bir de Sayın Bakanım, cumhuriyetin avcıları var; biliyorsunuz siz.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)