| Konu: | Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 61 |
| Tarih: | 15.02.2024 |
AYKUT KAYA (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulumuzu ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Bir ilde sağlık hizmetlerinin verimli ve nitelikli bir şekilde verilebilmesi için en başta iyi bir il sağlık müdürüne ve ekibine ihtiyaç vardır. Antalya'da son iki senede 3 il sağlık müdürü göreve getirilmiştir. Yeni gelen il sağlık müdürünün her şeye adapte olması, bütün sistemini oturtması uzun bir süre almaktadır. Sağlık çalışanları sürekli değişen iş ve işleyiş biçimi yüzünden performans ve motivasyon kaybı yaşarken hastaların aldığı hizmet de sekteye uğramaktadır. Yeni yapılan hastane projeleri var, yönetilmesi gereken ciddi bir organizasyon ve bütçe var ama biz bu olayları yönetecek kişiyi devamlı değiştiriyoruz. Peki, bu mantıkla Antalya'mız sağlıkta nasıl iyi olacak? Devlet yönetiminde istikrar, kurumsallaşma ve göreve gelen kişilerin uzun süreler işbaşında kalmasıyla doğru orantılıdır. Bakın, ilçelerde de durum sıkıntılı. Konyaaltı, Kepez, Elmalı, Aksu'da ilçe sağlık müdürü yok; şu anda Kepez, Demre ve Gazipaşa Devlet Hastanelerinde başhekim de yok. Diğer taraftan, Antalya'mızda mevcut ağız diş hastaneleri yeterli gelmiyor, üç-dört ay sonrasına randevu verildiğini biliyoruz. Vatandaşımız üç ay diş ağrısı mı çeksin? Vatandaşımız randevu tarihlerinin uzun olmasından dolayı ASM'lere gitmekte, orada da ağrı kesicilerle geçici çözümler bulmakta.
Önceden defalarca dile getirdim, bütün jeoloji ve inşaat mühendislerini bir araya getirsek "Bir hastane nereye yapılamaz?" diye sorsak, ilk gösterecekleri yere siz Yeni Manavgat Devlet Hastanesini yapmaya başladınız. Zemin sıvılaşmasının olduğu bu yerde inşaat sağlıklı bir şekilde ilerlememektedir. Temelini 2023 Mayıs ayında attınız, hâlâ biz 1'inci katı göremedik. Aynı dönem veya sonraki tarihlerde temelleri atılan hastaneler kat kat yükselirken Yeni Manavgat Devlet Hastanesinde neden bir ilerleme yok? Milyonlarca dolar bütçesi olan bu projede bu hatalara nasıl düşülüyor, akıl alacak gibi değil.
Değerli milletvekilleri, Kaş'ta bir vatandaşımız kalp krizi geçirse Antalya'ya gelmesi iki-üç saat sürmektedir çünkü batı ilçelerimizde bir anjiyo merkezi yok. Bu tür durumlarda bir saniyenin bile önemi vardır. Yine, batı ilçelerimizde kanser hastalarımız tedavi olmak için Antalya'ya gelmek zorunda kalıyorlar. Zaten ciddi bir hastalıkla mücadele eden bu vatandaşlarımız daha da çok yıpranmaktadır. Batı ilçelerimizin merkez noktasında tam teşekküllü, özellikli bölümleri de içeren bir hastane yapılmasıyla vatandaşlarımız yerinde hizmet alma konforuna sahip olacaklardır. Diğer taraftan, ilimizdeki yoğun bakım yatak sayısı da yetersizdir. Her gün onlarca hastamız acillerde yoğun bakım yatağı beklemektedir.
Değerli milletvekilleri, bir diğer önemli konu da vatandaşlarımızın yaşadıkları ilaç sıkıntısıdır. Emekli bir hastamızın kronik hastalıkları için düzenli olarak kullandığı, hayati önem taşıyan bir ilacı eczaneden alabilmesi için çok yüksek ilaç fiyat farkı alınmaktadır. Mesela bir örnek verelim: Tansiyon ilacı için 304 lira ilaç fiyat farkı ödenmektedir. Aynı reçetede kalp çarpıntısı ilacı ve kolesterol ilacı da kullanıyorsa bu fark 1.000 liralara kadar çıkmaktadır. Aynı zamanda katılım paylı ilaçlar var ise yüzde 10 katılım payı, maaşından kesilmektedir. Sadece emeklimiz değil, tüm vatandaşlarımız yüksek miktarda fiyat farkı ödemektedir. Sığınmacılar katılım payı ödemezken buna karşılık kendi vatandaşlarımızın ücret ödemesi de düşündürücüdür.
Ülkemiz ekonomik bir kriz yaşarken, vatandaşlarımız zaten zor ayakta kalırken örneğin birbirinin aynısı 5 ilaçtan en ucuzu 100 lira ise SGK'nin buna ödediği tutar 105 lira, vatandaşın aldığı ilaç 125 lira ise vatandaş 20 lira cebinden ödemek durumunda kalıyor. Bu durumun ortadan kalkması için, eskiden olduğu gibi, SGK'nin ödemiş olduğu eş değer bandının en az yüzde 25'e çıkarılması vatandaşlarımızın yükünü hafifletecektir.
Tip 1 diyabet hastası çocuklarımızın kullanmak zorunda oldukları şeker ölçüm çubukları için aileler kutu başına en az 100 lira ödeyerek ciddi bir bütçe ayırmak zorunda kalıyorlar. Üç aylık şeker ölçüm çubuğu fiyat farkı 2 bin lirayı geçmektedir. Bunun yanına yine kullanmak zorunda kaldığı insülin iğne uçları eklendiği zaman bu maliyet daha da artmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, bitirelim lütfen.
AYKUT KAYA (Devamla) - SGK'nin ödemediği, hayati önem taşıyan bazı çok yüksek fiyatlı kanser ilaçlarını vatandaşlarımız gerek aracını satarak gerek kredi çekerek, borç alarak satın almak zorunda kalıyorlar. Sonra, ödemiş oldukları bu ücretleri geri alabilmek için SGK'ye dava açıyorlar. Zaten vatandaşımız her şekilde bu davaları kazanmaktadır. Ne gerek var vatandaşlarımızı bu kadar yıpratmaya?
Önemli bir konu da randevu alamayıp özel hastanelere gitmek zorunda kalan hastalarımızdır. Ciddi anlamda muayene ücreti ve diğer yapılan işlemlerdeki fiyat farkları fahiş noktalara ulaşmaktadır.
Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)