| Konu: | Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 61 |
| Tarih: | 15.02.2024 |
ERSİN BEYAZ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Kanun teklifi sağlık sektöründe birtakım sorunları çözmeye yönelik amaçlar taşısa da sağlık sistemimizin teklifin içerdiğinden çok daha fazla soruna sahip olduğu açıktır. Dolayısıyla, teklifin içeriğinin sektörün sorunlarına ilişkin çok küçük bir bölümüne yönelik olduğu anlaşılmaktadır, temel sorunların çözümünden bile uzak ve uzun vadede sektörü ileri taşıyamayacak nitelikte olduğunu söylemek mümkündür. Gönül isterdi ki sağlıkla ilgili kanun teklifini görüşürken Ulu Önder'imiz Mustafa Kemal Atatürk'ün kendi canını hiç çekinmeden emanet ettiği Türk hekimlerinin ve çok kıymetli sağlık çalışanlarımızın sorunları bu teklifte çözüme kavuşuyor olsun. Gönül isterdi ki bu teklif yaşadığı baskı, şiddet ve her türlü zorbalık sonucu yurt dışına göçmek zorunda kalan doktorlarımızın yurdumuzda kalmalarını sağlayacak düzenlemeler içersin. Gönül isterdi ki bu teklif aile sağlığı merkezlerinde hekimlikten çok idarecilik, muhasebecilik yapmak zorunda kalan hekimlerimizin dertlerine çözüm olsun. Gönül isterdi ki bu teklif hastanelerden aylarca muayene randevusu alamayan, muayene olsa bile MR, ultrason gibi tanı sistemleri için aylarca beklemek zorunda kalan vatandaşlarımızın derdine derman olsun. Ama görüyoruz ki görüştüğümüz bu teklif hekimlerimize de diğer sağlık çalışanlarımıza da sağlık hizmetine hasret kalmış vatandaşlarımızın esas dertlerine de çözüm üretmiyor. Teklifte olumlu görülebilecek düzenlemeler olsa da bazı maddelerdeki düzenlemeler yarardan çok zarar getirecek şekilde yorumlanmaktadır. Örneğin, görüştüğümüz 4'üncü madde Tıpta Uzmanlık Kurulunda bulunan yoğun bakım uzmanlarının oy birliğiyle "hayır" kararına karşın hazırlanmıştır ve Komisyondan geçirilmiştir. Yani AK PARTİ her zaman olduğu gibi tarafların görüşlerini dinler gibi yapmış ama yine kendi bildiğini okumuştur.
Mevzuatımıza göre yoğun bakım uzmanlığı, iç hastalıkları, anestezi ve reanimasyon, genel cerrahi, nöroloji, enfeksiyon hastalıkları ve göğüs hastalıkları alanlarından birinde ihtisas yapmış uzman hekimler tarafından alınan yan dal uzmanlık eğitimi sonucu verilen bir ünvandır. Teklifin 4'üncü maddesiyle bu sayılan uzmanlıkların yanına acil tıp uzmanlarının da eklenmesi istenmektedir. Yoğun bakım uzmanlığı hâlihazırda 6 ana daldan oluşmaktadır. Pratikte bu 6 ana dal arasındaki uyuşmazlıklardan kaynaklı birçok sorunun olduğu da bilinmektedir. Yoğun bakım uzmanlığı bu kaotik yapısı sebebiyle tercih edilmez hâle gelmiştir. Dolayısıyla, 6 ana dalın yanına 7'nciyi eklemek kaosu büyütmekten başka bir şeye yaramayacaktır. Yapılması gereken mevcut yapının sorunlarının çözülmesine yönelik düzenlemeler getirmektir ve hastanelerde oluşması muhtemel yeni bir karışıklığa engel olmaktır.
Muhalefet olarak dile getirdiğimiz olumlu eleştirilerimize dahi tahammül etmeyerek Amerika'yı, Avrupa'yı ya da işinize gelen birkaç ülkeyi örnek vererek geçiştirmekle sağlık sistemine katkıda bulunamazsınız. Şunu unutmayalım ki sağlık sisteminde her ülkenin kendine has özellikleri mevcuttur. Türkiye, nüfusuna oranla acile başvuruda açık ara lider durumda bir ülkedir. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar yüksek miktarda acil başvurusu bulunmamaktadır. Durum böyleyken acil tıp uzmanlarının başka alana geçiş yapabilmesinin önünü açmak sizce de riskli bir durum değil midir?
Son olarak, hem iktidarın hem de muhalefetin itiraz edemeyeceği bir konuyu dile getirmek istiyorum. Bizler milletvekilleri olarak hemen hemen her gün bir vatandaşımızın hastane randevusu ya da sağlık sektörüyle ilgili bir talebiyle karşılaşıyoruz. Milletvekili danışmanlarımızın hastanelerden randevu almak, vatandaşlarımızın hastalarına yardımcı olmak için telefon başında olduğunu biliyoruz; bunu kimse inkâr edemez. AK PARTİ iktidarının ülkeyi getirdiği durum ortadadır. Bugün yakınını ameliyat ettirmek, muayene ettirmek ya da hastane sırası almak için bir siyasetçiye, bir bürokrata ulaşmaya çalışan çaresiz bir toplumla karşı karşıyayız. Vatandaşlarımız da biz de biliyoruz ki bu düzen böyle gitmez. Genel Başkanımızın ifadesiyle "Değişen bir şeyler olmalı." diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)