| Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 62 |
| Tarih: | 20.02.2024 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ERSİN BEYAZ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Okuma yazmayı öğrendiğimiz çocukluk çağlarımızdan ölene kadar hepimizde büyük emekleri olan kıymetli öğretmenlerimizin sorunlarını dile getirmek istiyorum. Peki, kimdir öğretmen? Öğretmen, toplumu aydınlatan, ona yön veren, ülkenin geleceğini inşa eden, genç beyinlere dokunan, bilgiyi öğreten ve hayatı kurtaran bir ustadır ancak böyle güzel ifadelere yakışan bir meslek olması gerekirken öğretmenlik mesleği günümüz Türkiyesinde itibarını yitirmiş durumdadır. Öğretmenlik mezunu olanların büyük bir kısmı atanma probleminden dolayı polis veya asker olma yoluna gidiyor; polis veya asker olamayanlar ise mahalle aralarında, zincir marketlerde kasiyer oluyorlar.
Soruyorum sizlere: Başka iş alanlarında çalışsınlar diye mi öğretmen yetiştiriyoruz? "Her ile bir üniversite yaptık." diye övünen AK PARTİ iktidarı, atanamayan ve işsizler ordusunda gelecekleri solan öğretmenlerimizin durumundan utanır mı acaba? Öğretmenlerimiz "özel okul" veya "kişisel gelişim kursu" dedikleri dershanelerde komik maaşlarla çalışmak zorunda kalıyorlar. Özel sektörde öğretmenler asgari ücretin altında, üç beş yıl deneyim kazananlarsa asgari ücret alıyorlar, biraz tecrübeli olanlar ise asgari ücretin biraz üstünde maaş alıyorlar. Mevsimlik işçi gibi her yıl sözleşme imzalayıp dönem arasında da idarecisinin veya patronunun keyfî tutumuyla işten çıkartılabiliyorlar; hiçbir hak iddia edemiyorlar, tazminat alamıyorlar. Çoğu öğretmenimizin yaz maaşı yok; dokuz ay maaş alıyorlar, üç ay ücret alamıyorlar. Hastalanıp okula gidemedikleri zaman ya maaşlarından kesiliyor ya da bir dahaki eğitim döneminde sözleşmeleri yenilenmiyor. Yetkili makamlar bu durumlarda "Dershane ve özel okulları şikâyet edin." diyorlar ancak böyle bir şikâyet öğretmenin fişlenmesine ve diğer okullar tarafından tercih edilmemesine sebep oluyor; öğretmenler yeni okul ya da dershane bulmakta zorlanıyorlar, böylelikle iç huzurunu ve öz güvenini kaybederek eli mahkûm, sisteme baş kaldıramıyor, ekmek parası için bu çileyi çekmek zorunda kalıyorlar. AK PARTİ iktidarı öğretmenin hakkını düşünmeyerek, onları çözümsüzlük sarmalının içine atmış oluyor. Kurumların çoğunda öğretmenlerimiz öğretmenlik dışında birçok yerde çalıştırılıyor; sekreterlik, broşür dağıtımı, kitap taşıma ve benzeri gibi konularda bir büro görevlisi gibi hizmet veriyorlar. Ülkemizin geleceğinin mimarları olması gerekirken öğretmenlikle ilgili yeterli donanımı sağlamış ve ilgili üniversiteden mezun olmuş olmasına rağmen atanamıyor olmak büyük bir psikolojik sorundur.
Üniversitede dirsek çürüttüğü yetmiyormuş gibi bir de meslek sınavlarıyla ve mülakatla öğretmenlerimizin hayalleriyle oynanıyor. Mülakat gibi yandaş kayıran ucube bir uygulamanın adaletimizde yeri yoktur. Bir sürü sınava ve mülakata tabi tutacaksanız, mezun olanlar zincir marketlerde kasiyer olacaksa diplomanın işlevselliğinden söz edemezsiniz.
İYİ Parti olarak size bir çözüm sunuyoruz, üniversite alımlarında kademeli olarak kontenjanı düşürüp hukuk veya mühendislik fakültelerinde olduğu gibi barajı aşağı çekip mevcuttaki öğretmenlerin atanması sağlanmalıdır. Bu kadar kontenjan açmanızın sebebinin işsizliği ötelemek ve gerçek işsizliği gizlemek için olduğunu da biliyoruz. İşsizliği doğru göstermemek adına bile gençlerimizi kullanıyorsunuz. Tüm bakanlıklar alım yaparken Millî Eğitim Bakanlığının hep en sona kalıp öğretmen atamalarını siyaset malzemesi olarak kullanması eğitimin değersizleştiğinin apaçık göstergesidir. Öğretmenler hak ettikleri değeri görmeli ve atama bekleyen öğretmenlere ivedilikle çözüm üretilmelidir. Gelecek kaygısı taşıyan, yarını belirsizliklerle dolu olan öğretmenler yerine, geleceğe umutla bakan öğretmenlerimiz olmalıdır.
Değerli milletvekilleri, AK PARTİ Grubuna soruyorum: İktidara geldiğiniz 2002'den bugüne kaç Millî Eğitim Bakanı değiştirdiniz? Kaç kere millî eğitim sistemiyle oynadınız? Bunun cevabını halkımıza vermek zorundasınız. Bugün ülkemizde 2023 yılı itibarıyla eğitim fakültelerinden mezun olmuş ve pedagojik formasyon diploması alarak öğretmen olma hakkını kazanmış ama atanamamış öğretmen sayısı 1 milyonu geçmiş durumdadır. Atanamayan öğretmenlerimizin derdi bir yana, atanmış öğretmenlerimizin sosyal ve ekonomik sorunları bir yana, bugün yoksulluk sınırı altında maaş alan öğretmenlerimizden nasıl verim alabiliriz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
ERSİN BEYAZ (Devamla) - Kafası geçimiyle, aile ekonomisinin zorluğuyla meşgul olan, ekonomik bunalımda olan bir öğretmen öğrencilerine ne verebilir? "Türkiye Yüzyılı" diye sahte propagandalar yaparak halkı uyutmaya çalışanlar önce öğretmenlerimize sahip çıkmalıdır. Cumhuriyetimizin 2'nci yüzyılına girdiğimiz şu dönemde öğretmenlerimiz daha mutlu, daha müreffeh olmayı hak etmektedir. Geleceğimizi, evlatlarımızı emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin sorunları, atama takvimleri ivedilikle çözüme kavuşturulmalıdır diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)