Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 62 |
Tarih: | 20.02.2024 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA KEZBAN KONUKÇU (İstanbul) - Değerli milletvekilleri, burada öğretmenlerin sorunlarını konuşuyoruz. Ben de yirmi yıl boyunca öğretmenlik yapmış biri olarak, bu sorunları bire bir yaşamış biri olarak şunu ifade etmek isterim ki muhalefet partili milletvekilleri de dâhil sorunu biraz etrafından dolaşarak ifade ediyorlar. Aslında şu anda öğretmenlerin yaşadığı sorunları, eğitimde yaşanan sorunları anlayabilmemiz için kamu hizmetlerinin özelleşmesi, özelleştirilmesi politikasına mutlaka bakmamız ve bu politikaları eleştirebilmemiz, bu politikalara alternatifler geliştirebilmemiz gerekiyor. Aynı zamanda kamu hizmetlerinden olan sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi, maden ocaklarının, maden sahalarının özelleştirilmesi; şu anda yaşadığımız pek çok sorun aslında neoliberal politikalar sonucunda kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi süreci sonucunda karşımıza çıkıyor.
Peki, bu eğitimde nasıl hayata geçirildi? Öğretmenlik mesleği adım adım itibarsızlaştırıldı, kamu çalışanlarının güvencesi ortadan kaldırıldı ve Allah'ın bir lütfu olarak görülen, iktidar tarafından "Allah'ın lütfu" diye tanımlanan 15 Temmuz darbe girişiminin ardından açığa çıkan KHK'ler rejimiyle, KHK'lerle on binlerce kamu emekçisi -bunların içinde öğretmenler de var, ben de bunlardan biriyim- görevlerinden alındı ve bu süreçten sonra öğretmenlerin atanabilmesi, kamu çalışanlarının atanabilmesi binbir şarta bağlandı. Örneğin, daha önce bir yılken staj süresi, altı yıla çıkarıldı, KPSS'yi geçtikten, o mülakatları falan atlattıktan sonra bile öğretmenler altı yıl boyunca sözleşmeli olarak çalışıp altı yılın sonunda kamu çalışanı olarak çalışmaya devam edebildiler ki önümüzdeki süreçte bunun ne olacağını tam olarak bilmiyoruz.
Eğitimde geldiğimiz aşamayı anlayabilmemiz için şunlara da mutlaka bakmamız gerekiyor: MESEM Projesi'ne ve ÇEDES Projesi'ne. MESEM Projesi'yle 11 yaşındaki çocuklarımız atölyelerde çırak olarak, kalfa olarak çalıştırılıyor ve ayda maalesef ortalama 10 çocuk işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybediyor. ÇEDES Projesi'yle ise bu ucuz iş gücü politikasını, rejimini eleştirmeye kalkmasın, buna karşı isyan etmesin diye işçiler itaatkâr bir nesil yetiştirilmeye çalışılıyor.
Bizim önemli sorunlarımızdan biri de atanamayan öğretmenler. Atanamayan öğretmen arkadaşlarımızın maalesef pek çoğu hayatına son veriyor ve ehil olmadığı işlerde çalıştığı için yine iş cinayetlerine kurban gidiyorlar. Öğretmenler arasında kadrolu, sözleşmeli ve ücretli ayrımı uygulanıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
KEZBAN KONUKÇU (Devamla) - Bu ayrım nedeniyle öğretmenler arasındaki örgütlenmenin önüne geçilmeye çalışılıyor ve bu ayrım aynı zamanda mesleğin itibarı açısından ciddi sorunlar açığa çıkarıyor.
Bundan 3 hafta kadar önce özel sektör çalışanı öğretmen arkadaşlar Meclise geldiler, görüşmeler talep ettiler ve taleplerini dile getirdiler. Buradan tekrar bunları dile getirmek isterim. Mevsimlik işçiler gibi çalışıyor bu arkadaşlarımız; aynı eğitimi aldıkları hâlde, aynı süreçleri tamamladıkları hâlde kadrolu bir öğretmenin üçte 1'i kadar ücret alabiliyorlar, on on iki aylık belirli süreli sözleşmelerle çalışabiliyorlar, güvencelerinden ve her türlü haklarından mahrum bir şekilde çalışmak zorunda kalıyorlar. Özel sektör öğretmenlerini taleplerini taban maaş düzenlemesinin geri getirilmesi, insanca yaşayacak ve çalışacak koşulların sağlanması olarak tanımlıyor arkadaşlarımız. Biz de öğretmenlerin taleplerinin arkasındayız, öğretmenlerimizin yanındayız diyerek sözlerimi tamamlamak istiyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)