GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:62
Tarih:20.02.2024

ÜNAL KARAMAN (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Silahlı Kuvvetlerimizin en önde giden, en fazla şehit ve gazi veren camiası uzman çavuşlarımızdır. Vatanın birliği ve dirliği için yurt içi, yurt dışı her türlü göreve düğüne gider gibi giden, vazifeye atılmak için bir an bile düşünmeyen kahraman uzman çavuşlarımız maalesef ki görevdeyken ayrı, emekliyken ayrı dertlerle uğraşmaktadırlar. Uzman çavuşlarımızın en büyük sorunlarının başında sözleşmeyle görev yapma meselesi gelmektedir. "Vatan savunmasının sözleşmesi olmaz." diyerek görevlerini layıkıyla yaparken sürekli sözleşmenin feshedilmesi endişesini taşıyorlar. Ay yıldızlı bayrağımıza kan veren, devletimiz sonsuza dek yaşasın diye can veren yiğitlerimiz branşlarında ne kadar uzman olurlarsa olsunlar çok küçük sebeplerden dolayı işlerini kaybedebiliyorlar. Mesleği askerlik olanın, canını bu aziz topraklara kurban olarak adayanın mesleki güvenceyle ilgili kaygılarının olması Türkiye Cumhuriyeti'nin kudretine yakışıyor mu? Mesela, yıllarca en kritik görevlerde çalışıp görevinden dolayı hastalanan bir uzman çavuşumuz doksan gün içerisinde iyileşmezse görevden atılıyor. Bu acı durum hangi kanuna, hangi yönetmeliğe, hepsinden de öte hangi vicdana sığmaktadır? Ömrünü milletin güvenliğine adamış olan vatan evlatlarına reva görülen bu uygulama hak mıdır? Kahramanlarımız haklı olarak "Cennette kadroluyuz, dünyada sözleşmeli mi kalacağız?" diye soruyorlar. Sıvasız evlerin yüreği Anadolu kadar büyük anaları, Türk vatanının baki kalması, Türk Bayrağı'nın gururla dalgalanması için evlatlarını ellerine kına yakıp dualarla gönderiyorlar. O mübarek analar yiğitlerini sözleşmesiz, hesapsız ve çıkarsız vatana emanet ediyorlar, sizse bu aslanların önüne sözleşme koyuyorsunuz. Bir kez daha söylüyorum: Vatan savunmasının sözleşmesi olmaz. En zor görevleri hakkıyla yerine getiren kahramanlarımızın artık kadro diye bir sorunu "İşten atılacak mıyım?" diye bir endişesi kalmamalıdır.

Kıymetli milletvekilleri, uzman çavuşlarımızın yaşadıkları bir diğer önemli sorun kıdemlerinin rütbeden sayılmamasıdır. Görevinin ilk yıllarında olan bir uzman çavuşla emekliliğe yaklaşmış bir uzman çavuş aynı rütbede görev yapıyor. Bu durum net bir ast-üst ilişkisinin kurulamamasına sebep olmaktadır. Bu belirsizliğin mağduriyetini hem meslekte hem emeklilikte yaşayan uzman çavuşlarımız sorunun artık çözülmesini istiyorlar. "Yirmi beş yıl ailemizden uzak bu vatanı bekledik." diyen kahramanlarımız en düşük memur katsayısıyla emekli edilmektedir. Asgari ücretin dahi altında kalan bu maaşla geçinemeyen uzman çavuşlarımız rahat bir emeklilik yaşamak yerine çalışmaya mecbur kalmaktadır. Her ne kadar "Uzman çavuşlarımıza 3600 ek gösterge verdik." deseniz de ek gösterge alanların oranı yüzde 10'un altındadır. Emekli uzman çavuşlarımızın hepsini kapsayacak bir düzenleme yapılması adil ve hakkaniyetli bir yaklaşım olacaktır. Ömrünü namlunun ucunda, tetikte geçirmiş kahramanlarımızın rahat bir emeklilik yaşaması lüks değil haktır.

Sayın milletvekilleri, ordu-millet geleneğine sahip Türk devleti vicdanlıdır, Türk devleti kendisine canla başla hizmet eden evlatlarını unutmayacak kadar vefalıdır; bunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Ama maalesef ki canları pahasına düşmanın her türlüsüyle mücadele eden kahramanlarımız diğer yandan da bahsettiğim özlük hakkı mücadelesini veriyorlar. Yıllardır devam eden bu haklı mücadele her seçim dönemi "Bu sefer çözüyoruz." sözüyle gündeme alınıyor, sonrasında ise unutulup gidiyor. Kahraman uzman çavuşlarımızın talepleri seçim malzemesi edilemeyecek kadar kutsal, hakları bir sonraki bahara ertelenemeyecek kadar acildir. Yiğit kahramanlarımızın çağrısına, taleplerine ve artık feryada dönen haykırışlarına daha ne kadar kulak tıkanacaktır? Uzman çavuşlarımız şehit olduktan sonra değil, hemen şimdi hatırlanmak istiyorlar. Allah aşkına, çok mu şey istiyorlar? Bugün, burada rahatça çalışabiliyorsak, günlük hayatımıza normal bir şekilde devam edebiliyorsak bize yönelik her türlü tehlikeye karşı göğsünü siper eden, binlerce rakımdaki isimsiz tepelerde vatan nöbeti tutan bu kahramanlarımızın sayesindedir. Bizim için en güzel çağlarını feda eden, yavrusunun doğduğunu, büyüdüğünü bile görmeden yıllar geçiren yiğitlerimize analarının ak sütü gibi helal olan özlük haklarını vermek hepimizin vatan borcudur.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)