| Konu: | 28 Şubat postmodern darbesine, Deniz Gezmiş'e, 1971 ve 1980 darbelerinde yaşananlara, 28 Şubat postmodern darbesine ve AKP'nin kuruluşuna, 15 Temmuz sonrasında iktidarın uygulamalarına ve Cumhuriyet Halk Partisinin darbelere karşı tutumuna ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 65 |
| Tarih: | 28.02.2024 |
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, evet, bugün 28 Şubat postmodern darbesinin üzerinden yirmi yedi yıl geçti ancak 28 Şubatın bize anımsattığı başka şeyler var, 28 Şubatta Deniz Gezmiş doğmuştu. Hani Nazım Hikmet diyor ya:
"İyi bak yıldızlara -delikanlım- onları bir daha göremezsin.
Belki bir daha yıldızların ışığında kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin.
Delikanlım!
Senin kafanın içi yıldızlı karanlıklar kadar güzel, korkunç, kudretli ve iyidir.
Yıldızlar ve senin kafan kâinatın en mükemmel şeyidir.
Delikanlım!
Sen ki, ya bir köşe başında kan sızarak başından öleceksin ya da bir darağacında can vereceksin.
İyi bak yıldızlara onları göremezsin belki bir daha"
Evet, Deniz Gezmiş'i saygıyla anıyoruz. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)
Türkiye'de darbelerin eğer tarihini yazacaksak, doğru bir analizini yapacaksak bu darbelerden kim yararlandı, darbelerden kim zarar gördü, arkasındaki dinamikler neydi onlara bakmalıyız. Cumhuriyet Halk Partisinin de buradaki tutumunu da sizlerle paylaşmak isterim.
Bakınız, 1971 darbesi açıkça sol aydınlanma değerlerine yönelik bir darbeydi, bunu biliyoruz. Bu süreçte kimler öldürüldü Cumhuriyet Halk Partisinde? Adana İl Başkanımız Ahmet Albay, Kayseri İl Başkanımız Mustafa Kulkuloğlu, Nevşehir İl Başkanımız Zeki Tekiner, İstanbul Milletvekilimiz Abdurrahman Köksaloğlu, Beyoğlu İlçe Başkanımız Bülent Demir bu süreçte öldürüldü.
Sonra 12 Eylül 1980 darbesi geldi. Darbecilerin ilk yaptıkları iş partileri kapatmak oldu. 1981 yılında kapatıldı partimiz, açılabilmesi için ta 1992'yi beklemek gerekti. Genel Başkanımız Bülent Ecevit gözaltına alındı, askerî cezaevlerinde tutuldu, sonra serbest bırakıldı. Serbest bırakıldıktan sonra sözde demeç yasağını deldiği için yeniden hapis cezasıyla cezalandırıldı. Birçok belediye başkanımız tutuklandı, bizim il binalarımız karakol yapıldı, bizim il binalarımız Emniyet müdürlüğü yapıldı ve Cumhuriyet Halk Partisi kadroları her zamanki gibi Türkiye'nin yararına olacak şekilde çalışmaya devam ettiler.
Gelelim 1997'ye, 28 Şubat postmodern darbesine. Çok açık söyleyelim: Sokaklarda tankların yürütülmesine de askerlerin demokrasiye ayar vermesine de karşıyız. Kadınların ve erkeklerin ne giyecekleri ancak kendilerinin karar verebilecekleri bir özgürlük alanıdır.
NURETTİN ALAN (İstanbul) - Anayasa Mahkemesine "411 el kaosa kalktı." dediğiniz zaman da buna karşı mıydınız? Anayasa Mahkemesine itiraz ettiğiniz zaman da karşı mıydınız?
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Ancak orduya, Emniyete, bakanlıklara tarikatlar eliyle liyakatli kadrolar yerine tarikatçıları doldurursanız...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Günaydın, lütfen tamamlayın.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - ...millî eğitimi bilimsel, laik bir eğitimden alıp da bir gerici eğitimin konusu yaparsanız; buna dün karşı çıktık, bugün karşı çıkıyoruz, yarın da karşı çıkacağız. (CHP ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)
Peki, siz nasıl yaptınız, ben söyleyeyim.
NURETTİN ALAN (İstanbul) - Saadet de alkışlıyor mu bunu Saadet? Refah Partisini kapatan bir zihniyeti Saadet de alkışlıyor mu şu anda?
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Refah Partisini kapatan zihniyet... Rahmetli Erbakan sizi her zaman Amerikancı olmakla, her zaman iş birlikçilikle suçladı. Erbakan'ın adını en son ağzına alacak olan sizlersiniz.
NURETTİN ALAN (İstanbul) - Hiç alakası yok.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Sebebi ne, biliyor musunuz? İşte şurada George Soros var, bak; Soros'un karşısında kim oturuyor, görebiliyor musunuz? Ben size söyleyeyim: Erdoğan oturuyor, Ömer Çelik oturuyor. Ortadakini de tanıyor musunuz? Prag Büyükelçiniz. Bu, AKP'nin nasıl kurulduğunu gösteriyor. Ethem Sancak ne diyor? "Amerika'nın desteğiyle iktidara geldik." diyor.
NURETTİN ALAN (İstanbul) - Ya, onları boşver. Siz Anayasa Mahkemesine başörtüsünü iptal ettirmek için başvurdunuz mu başvurmadınız mı? Bunu söyleyin. İmzanız var mı? Bu kadar. Bunu söyleyin.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Kurucunuzdu değil mi, hatırlıyorsun değil mi bunu? Cüneyd Zapsu ne diyor? Diyor ki: "Bu adamı deliğe süpürmeyin, kullanın, kullanın bu adamı." Dolayısıyla böyle geldiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Günaydın, lütfen tamamlayın.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Şimdi ilavesini söyleyeyim: Uslanmazsınız, bütün bu süreç sizi 15 Temmuza getirdi. İkaz ettik. Tarikatlar yalnızca devlete sızmadılar, koalisyon ortağınızdı. "Bunlar sizi de yiyecekler." dedikleri zaman, dediğimiz zaman bu kürsülerde bize saldırdınız. Sonra 15 Temmuz geldi, Cumhuriyet Halk Partisi dimdik durdu, tereddütsüz durdu, bu Meclisi kapattırmadı. Siz ne yaptınız? OHAL ilan ederek bu Meclisi çalıştırmadınız.
KADEM METE (Muğla) - Televizyonların karşısında durdunuz kahve içerek 15 Temmuzda!
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle bu memleketi bir cehenneme çevirdiniz.
KADEM METE (Muğla) - Bankamatiklerin önünde durdunuz.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Dolayısıyla, söyleyeyim ben size: An itibarıyla, 80 bin kişiyi tutukladınız, 125 bin kamu görevlisini ihraç ettiniz, 99 belediyeye kayyum atadınız, 174 medya ve basın kuruluşunu kapattınız. Türkiye Gazetecilik Sendikası verilerine göre 47 gazeteci gazetecilik faaliyetleri nedeniyle cezaevinde. Barış akademisyenlerini ihraç ettiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Günaydın, son kez uzatıyorum.
Buyurun.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - 1 Mayısın Taksim'de kutlanmasını yasakladınız. Cumartesi Annelerini sistematik olarak her hafta yeniden gözaltına aldınız. İstanbul Sözleşmesi'ni yürürlükten kaldırdınız. İktidara geldiğinizde 55 bin olan tutuklu sayısı bugün 300 bine çıktı.
NURETTİN ALAN (İstanbul) - Sayın Başkan, Kasım Gülek'in cenaze namazını kim kıldırdı; onu söyleyin! CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek...
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Dolayısıyla, "AKP" demek geçmişte mağdur olduğunu iddia ettiği konuların tamamının bugün zalimi olduğunu ifade eden bir yapıdır. Amerika'nın her türlü çıkarıyla birlikte hareket ettiniz. Geçmişte 1 Mart tezkeresindeki tutumunuz da böyledir, Suriye'ye karşı tutumunuz da böyledir, maalesef bugün de tutumunuz böyledir. Cumhuriyet Halk Partisi buna, her türlü darbeye karşı ülkesinin yanında tam bağımsız Türkiye idealiyle beraber olmaya devam edecektir.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)