| Konu: | MHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 88 |
| Tarih: | 04.04.2013 |
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; vermiş olduğumuz araştırma önergesi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün Başbuğ Alparslan Türkeş'in 16'ncı ölüm yıl dönümü. Bu vesileyle rahmetli Başbuğ'a yüce Allah'tan rahmet diliyorum.
Türkiye'de tabii ki arıcılık tarım sektörü içerisinde çok önemli bir yer tutmaktadır. Ülkemiz arılı kovan varlığı itibarıyla dünyada 2'nci sırada, bal üretimi bakımından da dünyada 4'üncü sırada yer almaktadır. 54.574 aile, 5 milyon 785 bin arılı kovan ile arıcılık yapmaktadır. Muğla arılı kovan varlığı ve bal üretiminde ülke genelinde ilk sırada yer almaktadır. İlimizde 334 köyde 5.800 aile, 950 bin arılı kovanla arıcılık yapmaktadır.
Arkadaşlar, bahar geldi, arılar uçtu ama arıcılar perişan maalesef. Hükûmet, arıcılara arılı kovan başına -Tarım Bakanlığı- 7 lira destek veriyor. Yöremizdeki gezginci arıcılar arılarını senede en az 5-6 defa taşımak zorundalar. Bir kamyona 300-400 arı kovanının yüklenebildiğini hesap edersek, bu verilen destek arıcılarımızın ancak sezon içerisinde bir defa bir yerden bir yere taşınmasını sağlamayı bile zorla karşılayabilmektedir. Fakir fukara? Yat sahiplerine, gemicik sahiplerine verdiğiniz mazot desteklemelerinin hiç olmazsa bir kısmını o arılarının başında yayıla yayıla sefa süren arıcılarımıza da verirseniz, onlar da belki bu işi biraz daha rahat yaparlar.
Şimdi tabii, arıcılarımız, özellikle gezginci olarak arıcılık yapan arıcılarımız için en önemli işlerden bir tanesi de nakil belgesi almak, arılarını sağlıklı tutmak ve arılarını mevsim şartlarına göre uygun alanlara götürmektir. Şimdi, bu sene yeni bir uygulama başlatmış Tarım Bakanlığı. Nakil belgesi almak için tarım ilçe müdürlüklerine müracaat eden arıcılarımıza "Bu yıl kaç yer gezeceksiniz, bu adresleri şimdiden bildirin." diyorlar.
Şimdi, arkadaşlar, bu arıcılarımızın yer seçimleri önceden herkesin kafasında elbette mümkün; belli bir planı, programı var ama hava durumuna, baharın durumuna, yağış durumuna, hava sıcaklığına, havanın soğukluğuna göre arıyı nakletme tarihleri ve nakledecekleri yerler değişkenlik arz etmektedir. Bu bakımdan, bu konudaki arıcıların önüne çıkan engellerin ortadan kaldırılması lazım.
Şu anda mevsim itibarıyla arıcılarımızın yaşadığı en önemli sorunlardan bir tanesi de arı ölümleri ve arı hastalıklarıdır. Şu mevsimde toplu arı ölümleri en önemli sıkıntıyı teşkil etmektedir çünkü bu mevsim aynı zamanda bahar dolayısıyla bağ bahçelerin de ilaçlanma dönemidir. Bağ ve bahçelerde kullanılan zehirli ilaçlar arıların ölümüne sebep olmaktadır. Bununla ilgili ülkemizde maalesef ciddi bir bilinç eksikliği, planlama eksikliği yaşanmaktadır. Hâlbuki bu zehirli ilaç kullanılacak bölgeler, işte, belli bir bölge, arıcıların yerleştiği bölgedeki meyve bahçeleri bir günde ilaçlansa, bu konuda tarım müdürlükleri bir planlama yapsalar ve o gün arıcılara bildirilse, arıcılar arılarını o gün salmasalar, kapatsalar bu mesele çözülebilecek bir iş ama maalesef bu konuda yeterli bir planlama olmadığı için arı ölümlerinin önüne geçilememektedir.
Temel petek arıcılar için çok önemlidir. Bu temel petek üretimindeki sterilizasyonun sağlanması, arı hastalıklarının önlenmesi ve yayılmasının engellenmesi bakımından çok önemlidir. Eğer petek sterilizasyonu yeteri kadar sağlanmazsa arılar maalesef hastalık taşımaktadır.
Gene bölgemiz, tabii ki çam balı üretimi bakımından dünyada çok önemli bir yer -Muğla- sadece Türkiye'de değil. Bunun için orman kesimlerinin arıcılığı engellemeyecek şekilde planlanarak, arıcılarımıza destek verecek şekilde planlanarak gerçekleştirilmesi lazım. Ormanlarda, bazen üretim maksadıyla, plansız, programsız çok fazla kesim yapılmakta, bu da arıcılarımızın bal üretimini engellemektedir çünkü olması gerekenden fazla arı, kesimlerden dolayı, kesilmeyen bölgelerde yoğunlaşmaktadır.
Gene arıcılarımız açısından bir başka önemli konu da orman içi arı konaklama mahallerinin artırılması. Orman Bakanlığı "Yangın vesaire gibi diğer tedbirleri uygulayacağım." diye arıcılarımıza konaklama konusunda sıkıntı çıkarmaktadır. Bu konuda da muhakkak Orman Bakanlığının arıcılarımızı koruyacak tedbirler alması lazım.
Şimdi, arıcılarımızın en önemli konularından bir tanesi, şekerlemecilerin yaptığı, arıcılarımızla hiç alakası olmayan ama adına "sahte bal" denen şekerlemelerdir. Bu konuda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yeteri kadar denetim yapmamakta ve bu sahte bal ile yeteri kadar mücadele etmemektedir. Yine, ülkemize ucuz olarak gelen Çin balı ülkemizdeki arıcıların rekabeti açısından olumsuzluk teşkil etmektedir.
Çam balı, ülkemize ve özellikle Muğla ilimize has bir üründür. Çam balı kodeksi oluşturulurken ilimizin tamamını kapsayacak bir standart lazım çünkü her yöredeki üretilen balın içerisindeki maddelerin farklılıklar arz ettiğini bize özellikle Muğla İli Arı Yetiştiricileri Birliğimiz iletti. Bu konuda Muğla'nın tamamını kapsayacak bir standardın belirlenmesi lazım çünkü ülkemiz bal üretiminin 1/4'ü çam balıdır ve bu çam balı tamamen Muğla'da üretilmektedir. Muğla'nın bu manada özel olarak korunması gerekmektedir.
Gelişen teknoloji elbette arıcılığı; bal ve diğer arı ürünlerinin üretimini de etkilemektedir. Bu bağlamda arıcıların eğitimi çok önemlidir. Maalesef, Türkiye'de şu anda bir tane Arıcılık Araştırma Eenstitüsü vardır o da Ordu ilimizdedir. Muğla hem çam balı üretimi hem arıcılık bakımından önem arz etmektedir. Bütün bu gelişmelerin yakından takip edilebilmesi, çam ormanlarının korunması, özellikle çam balının oluşmasında önemli bir yer tutan basra böceğinin korunması ve yaygınlaştırılması, arıcılığın geliştirilmesi, arıcıların bilinçlendirilmesi, arıcılığın, tarımın diğer kesimlerine verdiği pozitif katkıların anlatılması için Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi bünyesinde bir arıcılık araştırma enstitüsü kurulmalıdır.
Şimdi, dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde arıcılar, bağ bahçe yanına arı koyarken teşvik edilmekte, bağ bahçe sahipleri tarafından onlara birtakım yardımlar sağlanmaktayken ülkemizde diğer sebze ve meyve üretimine arıların sağladığı katkı göz ardı edilmekte, bu konuda yeteri kadar bir bilinç oluşması konusunda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yeterli tedbirleri, yeterli çalışmaları maalesef yapmamaktadır. Hâlbuki birçok sebze ve meyve üretiminde hormon kullanılacağına oradaki sebze ve meyve çiçeklerinin tabii olarak arılarla döllenmesinin sağlanması hem toplum sağlığı bakımından hem arıcılık bakımından hem de meyve verimi bakımından çok önem arz etmektedir. Bu, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi bünyesinde kurulmasını istediğimiz arıcılık araştırma enstitüsü konusunda Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesinin aslında yeterli altyapısı da var. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi gerçekten gelişmiş bir gıda laboratuvarına da sahip. Bu konuda Muğla'daki arıcılarımızın eğitimine, arıcılarımızın, arıcılığın geliştirilmesine, özellikle çam balı ormanlarının korunmasına pozitif etkisi olacağına inanıyoruz.
Yine burada, tabii bir konu da tüketici bilincidir, üreticilerin bilinçli olması tek başına bir anlam ifade etmemektedir. Burada kurulacak araştırma enstitüsünün üretici, tüketici ve bilim adamlarını bir araya getirerek yöremizdeki bal üretimine ve bilinçli bal tüketimine, sahte balla mücadele konusunda kamu bilincinin oluşmasına da kesinlikle katkılarının olacağına inanıyorum.
Şu anda tabii ki üretim sezonu başladı. Bu sezonun arıcılarımız için güzel bir üretim sezonu olmasını; bolluk, bereket içerisinde bir yıl geçirmelerini, bol kazanç elde etmelerini temenni ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Erdoğan.