Konu: | Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 66 |
Tarih: | 29.02.2024 |
MUSTAFA KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Maddeler üzerinde konuşuyoruz ancak şunu ifade etmek istiyorum: Gündemimize gelen her bir torba yasa teklifi bu Parlamentonun daha güçsüz hâle gelmesine neden oluyor. Bütün sorunları torba yasa mantığıyla çözebileceğimize inanmak maalesef bizi burada noter vazifesi yapan milletvekillerine dönüştürüyor. O yüzden, önce, torba yasayı bir istisna olarak kabul eden ama asıl görevimizin yasa yaparken buradaki milletvekillerinin her birisinin uzmanlık alanlarıyla beraber bu topluma verebileceklerini hissetmeleri gerekir, burada bunu görmek mümkün değil. Bu maddelerde maalesef bundan önce milletvekillerinin çıkıp ifade ettiği düşüncelere birçok AK PARTİ'li milletvekili arkadaşımızın içten içe onay verdiğini tahmin edebiliyorum ama gelen bu kanun teklifinin geldiği gibi geçmesi yönünde irade ortaya koyulduğu için, bu iradenin karşısında durulamadığından dolayı, maalesef böyle bir mantıkla hareket ediyoruz ama yanlış yapıyoruz arkadaşlar. Bu torba yasa teklifinde deprem felaketinden etkilenen yerleşim yerlerine ilişkin sanayi altyapısının, işte, bir yıl olan süresini iki yıla uzatmak veya emekli ikramiyelerinin 2 bin liradan 3 bin liraya çıkarılması, kişisel verilerin korunması gibi çeşitli başlıkları da "yargı paketi" adı altında maalesef konuşmak durumunda kalıyoruz.
Değerli milletvekilleri, hukuk herkesi sınırlar; sana, bana, ona göre adalet olmaz; hukuk, gelişmişlik seviyesini belirler. Gelişmiş ülkelere bakın, gelişmiş ülkelerin her birinde hukuka duyulan güven üst noktalardadır. Aynı şekilde, sizler de çok rahatlıkla bir araştırmayla ulaşabilirsiniz, bendeniz konuşmaya çıkmadan önce baktım, 2019'dan bugüne hangi endeks açıklanırsa açıklansın, Türkiye'nin adalet endeksinde arzu ettiğimiz noktada olamadığını görüyoruz. Arkadaşlar, bunun bize bir sinyal vermesi gerekir, bunun bize bazı sorumlulukları yüklenmesi gerekir ve muhalefetin tekliflerine "Evet." demek zafiyet değildir arkadaşlar; burada ortak aklı inşa etmektir, bir başka şekilde yasama gücümüzü hep beraber kullanabilme çabasıdır ve burası millî iradenin merkezidir; dolayısıyla istişarenin, ortak aklın işletilmesi gereken bir merkezdir.
Peki, biz eleştirilerimizde hangi noktalara vurgu yapıyoruz? Bir, teklif edilen maddelerde belirsizlikler olduğunu gördüğümüz için biz bu yasa teklifine karşıyız. İki, geniş yorum alanı bırakıyor yani bir hâkim için farklı, bir noktada olan bir başka hâkimi 180 derece farklı karar vermesine sebep olacak bir sonuca götürebilir; bundan dolayı karşı duruyoruz. "Belirlilik" ilkesine aykırı bulduğumuz için biz bu kanun teklifine karşı düşüncemizi ifade ediyoruz ve aynı şekilde, temel hak ve özgürlüklere potansiyel tehditler oluşturduğu için biz bu kanun teklifine "Hayır." diyoruz ve -biraz önce ifade etmeye çalıştığım gibi- yasama sürecinin kalitesine ilişkin endişelerimizi artırdığı için biz bu kanun teklifine "Hayır." diyoruz.
Değerli milletvekilleri, "adalet" denildiğinde birçok başvurabileceğimiz referans var ama en önemli referansların başında "Devletin dini adalettir." diyen Hazreti Ali gelir. Hazreti Ali'nin şöyle bir sözü var -bununla beraber sözlerimi toparlayacağım- Hazreti Ali diyor ki: "Halk arasında hüküm vermek için öyle bir kimse seç ki sence onların en değerlisi bulunsun, işten sıkılmasın. Davanın çözümü için mahkemeye müracaat etmek üzere gelenlere sinirlenerek inada kalkışmasın, hatasında ısrar etmesin. Doğruyu gördüğü anda döneceği yerde dili tutulup kalmasın..."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kaya, lütfen tamamlayın.
MUSTAFA KAYA (Devamla) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
"...hiçbir zaman tamah ettiği bir menfaatin kaybolacağı gibi bir endişeye düşmesin. Meseleyi künhüne vâkıf oluncaya kadar anlamadıkça -bir daha söylüyorum- meseleyi künhüne vâkıf oluncaya kadar anlamadıkça acele bir şekilde elde ettiği kanaati kâfi görmesin." İşte, Hazreti Ali'nin hepimizin başucu sözler olarak değerlendirilmesi gereken ifadeleri burada.
Saygıdeğer milletvekilleri, henüz vakit geçmedi, henüz daha 7'nci maddedeyiz. Sizlerden istirham ediyoruz, rica ediyoruz, milletvekili arkadaşlarınız olarak sizlerin vicdanlarına sesleniyoruz: Lütfen bu yanlışların düzeltilmesi noktasında iradenizi ortaya koyun çünkü siz milletvekilisiniz, çünkü siz bu milletin asli temsilcilerisiniz. Bunun değerini, kıymetini bilin diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi ve CHP sıralarından alkışlar)