| Konu: | Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 67 |
| Tarih: | 01.03.2024 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYKUT KAYA (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulumuzu ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Beslenme, şüphesiz en temel insani ihtiyaçlardan biri. Tam da bu nedenle, vatandaşların sağlıklı gıdaya erişimini mümkün kılan bir gelire sahip olmalarını sağlamak ve ülke genelinde sağlıksız gıda üretimine engel olmak Hükûmetin en temel vazifeleri arasında olmalı ancak içinde bulunduğumuz durum Hükûmetin bu iki temel vazifesini de pek ifa edemediğini gösteriyor. Enflasyon, ekonomi gündeminin neredeyse tek konusu hâline gelince vatandaş da bu konuyu yeni kavramlar ekseninde tartışmaya başladı. Ürün fiyatı düşmeden gramajın düşmesinin adının "shrinkflasyon" olduğunu vatandaş Hükûmet sayesinde öğrendi. Ürünün fiyatı artarken kalitesinde, ambalajında, içeriğinde kötüleşme yaşanmasının adının "skimpflasyon" olduğunu da öğrendi. Tüm bu iki olgunun arkasında kâr hırsının adının "greedflasyon" olduğunu da öğrendi. Demek ki yüksek enflasyonda istikrar sağlayınca piyasanın işleyişi değişiyor, üretici tarafı kötü bir hizmet ya da mal sunum dengesine doğru evriliyor. Zaten gıdaya erişmede sıkıntı çeken vatandaşa yıllar sonra "Gıdaya o kadar para harcadınız ama aslında sağlıksız gıda tüketmişsiniz, pardon." mu diyeceksiniz? Bu yüzden gıda üretimindeki denetimlerin hem nicel hem de nitel olarak geliştirilmesi önerisi gayet haklıdır ancak bir de enflasyonun tüketici üzerindeki etkileri var. Yıllardır var olan dengeli beslenememe sorunu iki-üç yılda daha da derinleşti. TÜRK-İŞ verilerine göre son bir ayda kuzu kuşbaşı yüzde 31, dana kıyma ve kuşbaşı ise yüzde 15 zamlanmış. Hâl böyle olunca insanlar bir kilo ucuz et alacağım diye gece birden sabah sekize kadar kışın ortasında kuyruklarda bekliyor. Giderleri artan haneler ya gıda harcamalarını kısmak ya da gıda tüketim sepetlerini değiştirmek zorunda kalıyor. Üç dört sene önce haftada bir et giren eve şimdi ayda bir zor giriyor et. Süt, yoğurt, peynir desen zaten yakında onlara da kilit takmaya başlayacak her market. İşte, yoksulluğun sayılara yansımayan ama hanelerdeki ana-babaları perişan eden hâlidir bu.
Gelin, TÜİK'in verileriyle verdiğiniz o vaatleri ne kadar gerçekleştirdiğinize bakalım. 2023 itibarıyla ülkemizdeki her 1.000 çocuktan 313'ü yoksul hanelerde yaşıyor, 7 milyondan fazla çocuk demek bu; her 3 çocuktan 1'i ise ciddi maddi yoksunluk yaşıyor. Bu çocukların sizce dengeli beslenebilme, sağlıklı şekilde fiziksel ve zihinsel büyümelerini gerçekleştirme ihtimali var mı?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kaya, lütfen tamamlayın.
AYKUT KAYA (Devamla) - Beslenme gibi çok basit şekilde karşılanabilecek bir ihtiyaç yüzünden çocuklarımız arasında farklılıklar oluşmasın, çocuklar arasındaki fırsat eşitsizliklerini azaltalım diye okulda bedava yemek projesini geliştirmiştik; hem çocuklarımız hem de yerel üreticilerimiz ülkelerinin potansiyelini, rüzgârını arkalarına alıp hızla kalkınsınlar diye projenin adını "Rüzgârgülü" koymuştuk. Oysa bugün ülkede servet yoksuldan zengine akıyor, zengin olan rüzgârı arkasına alıp daha da zenginleşiyor; yoksul çocuklar yoksulluğun kısır döngülerine hapsedilerek çocuklar zengin-yoksul şeklinde kutuplaşıyor. Sadece şu son üç yılda yaptıklarınız bile zenginlerin size bir ömür boyu dua etmesi için yeter de artar, vallahi de billahi de zenginler sizden razı. Artık zengini ihya etmeyi bırakın da bu ülkenin daha büyük kısmı olan yoksulları ihya sürecine başlayalım.
Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)