Konu: | Bir buçuk ay aradan sonra Genel Kurulun tekrar çalışmaya başladığına, geçen Ramazan Bayramı'na, 31 Mart seçimlerinde seçilen belediye başkanlarına, bu seçimlerde vatandaşın verdiği mesajı her siyasi partinin doğru okuması gerektiğine ve iktidarın yaşadığı hezimete, 14 Mayıstan bugüne ekonominin kötü gidişatının en önemli etkenlerine, 16 Nisanın Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin referandumla kabul edildiği gün olduğuna, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Samsun'un Bafra ilçesi Belediye Başkanlığı seçimlerinde yaşananlara, İran ile İsrail arasındaki gerilime ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin bu konuda millî menfaat çerçevesinde bir pozisyon alması gerektiğine ilişkin açıklaması |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 71 |
Tarih: | 16.04.2024 |
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Genel Kurulu saygıyla selamlarım.
Bir buçuk ay aradan sonra Genel Kurulumuz tekrar çalışmaya başlamıştır; çalışmalarımızın memleketimiz, milletimiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Ramazan Bayramı'nı geçirdik. Ben bütün milletvekillerinin, bütün Meclis çalışanlarının ve milletimizin geçmiş Ramazan Bayramı'nı da kutluyorum.
31 Mart seçimleri oldu, bu seçimlerin milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum. Yeni seçilen belediye başkanlarına veya tekrar seçilen belediye başkanlarının tamamına da başarılar diliyorum. Özellikle milletvekili arkadaşlarımızdan da belediye başkanı seçilenler oldu, onlara da güzel, hayırlı çalışmalar temenni ediyorum.
Tabii, bu seçimlerin, milletimizin mutlaka -her seçimin olduğu gibi- bir mesajı olmuştur, bu mesajı iyi anlamak, doğru okumak durumundayız; her siyasi partinin bunu yapmasının ülke açısından ve siyasi partisi açısından da faydalı olacağını değerlendiriyoruz. Tabii, bunun, yerel seçimlerin birtakım sonuçları olmuştur. Şimdi, bundan önceki 14 Mayıs seçimleri ile 14-28 Mayıs seçimlerinde milletimiz sayın Cumhurbaşkanına ve AK PARTİ'ye bir imkân tanımıştı, aradan geçen on bir aylık süre içerisinde fahiş zamlar, önü alınamayan enflasyon milletimizi canından bezdirmiştir, iktidar milletimizin haklı taleplerine kulağını tıkamıştır ve bunun sonucunda da bu seçimlerde büyük bir hezimet yaşamıştır.
Değerli arkadaşlar, şöyle 14 Mayıstan bu yana bir geriye doğru baktığımızda, hani fiyatlarda nasıl bir değişim oldu diye baktığımızda benzinin fiyatı 20 liradan 44 liraya, efendim, euro 21 liradan 34,5 liraya, dolar 19 liradan 32 liraya, ekmek 5 liradan 10 liraya, çiğ sütün fiyatı 8,5 liradan 14,5 liraya çıkmış; dana etinde yüzde 85, kuzu etinde yüzde 124 artış olmuş. Bu ekonomik veriler ışığında en temel gıda maddeleri ile enerji fiyatlarındaki artış vatandaşımızın sırtına küfe olarak yüklemiştir. Tabii, bunlar tek başına ölçü de değil; hukuk devleti ilkelerinin görmezden gelinmesi, demokrasiye yönelik saldırılar ve adalete olan inancın azalması gibi birçok husus ekonominin kötü gidişatında en önemli etkenler olmuştur. Hükûmetin bu anlamda buralarda düzeltme yapılmadan ekonomiye ilişkin verilerin de düzeltilemeyeceğini bilmesi gerekir.
Değerli arkadaşlar, yedi yıl önce bugün, 16 Nisan, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin referandumla kabul edildiği gündür. Burada, tabii, bu konunun çok detayına girmeyeceğim, bu konu sürekli konuştuğumuz bir konu ancak sadece şunu söyleyeceğim: Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçtikten sonra Türkiye'nin ekonomik verileri başta olmak üzere bir değerlendirme yapılmasının, iktidar tarafından bir değerlendirme yapılmasının son derece sağlıklı olacağını ve ülkenin faydasına olacağını düşünüyorum. Veya mesela, uluslararası endekslerde Türkiye nereden nereye geldi, ekonomide nereden nereye geldi, nasıl bir kötüleşme oldu, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin bu kötüleşmede katkısı nedir? Bu ülkenin faydasına bir iş yapmak istiyorsak bunların objektif olarak değerlendirilmesi gerekir, sadece bunu söylemek istiyorum. Bu değerlendirmelerimizi de önümüzdeki günlerde elbette yapacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Sayın Usta.
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kamuoyunda malum olduğu üzere Ordu Büyükşehir seçimlerinde çok şaibeli bir seçim geçirdik yani orada çok ciddi problemler oldu. Geçersiz oy sayısının Türkiye ortalamasının çok üzerinde olması, sandık kurulu başkanlarının kanununa aykırı bir şekilde parti üyesi olması, oy çuvallarına ait olduğu iddia edilen görüntülerde seçim güvenliğinin hiçe sayılması gibi nedenlerle biz bu seçimlere itiraz ettik fakat itirazlarımızın hepsi maalesef reddedildi. Bu seçimlerin yenilenmesi gerekiyor. Bu konuyu daha fazla uzatmayacağım, zaten bununla ilgili bugün bizim bir genel görüşme talebimiz var, Meclis Genel Kuruluna bu konuyu getireceğiz.
Samsun'da yaşadığımız diğer bir husus var, o da -çok enteresan bir şekilde değerli arkadaşlar- Samsun'un Bafra ilçesinde DSP Belediye Başkanı Adayı Murat Arabacı'nın ismi Memleket Partisi adayı olarak oy pusulasına yazılıyor yani DSP'nin adayı Memleket Partisi... Oysa Memleket Partisinin bir adayı olmayacaktı. DSP'nin logosu yok, onun adayı başka bir partide yazılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bitirelim lütfen Sayın Usta.
ERHAN USTA (Samsun) - Bitireceğim Sayın Başkanım.
Tabii, bunun üzerine DSP'nin itiraza yetkili kişisi buna itiraz etti, DSP Genel Merkezi itirazını geri alması için kendisine baskı yaptı. İtirazını geri almayınca da bu kişinin yetkisi elinden alındı. Ancak, tabii, itirazlar yapılmıştı, Bafra'daki Seçim Kurulu 3'e 3 kaldı ve konu ile geldi, il ve YSK da bu itirazları reddetti. Hâlbuki, yine Samsun'da 1999 yılında benzer bir olay yaşanmış ve orada seçimlerin yenilenmesi kararı alınmıştı. Bu kadar fahiş bir hata. Bu fahiş bir hatadır arkadaşlar, seçime giren bir partinin ismi yok, seçime girmeyen partinin ismi var, adayın ismi başka bir partiye yazılmış; bunun için seçim kurullarının verdiği karar "Efendim, bu sonucu değiştirecek bir şey değil." Ya, siz nereden biliyorsunuz? Ya, siz milletin yerine mi kendinizi koyuyorsunuz? Nasıl sonucu değiştirecek bir şey olmayabilir bu? Ama bu kadar hukuksuzluğun olduğu bir memlekette, Özlem Hanım, Mehmet Şimşek ekonomiye ilişkin ne yaparsa yapsın bir adım atamayacaktır, kimse bir adım atamayacaktır. Ya, hukuk esas olmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bitirelim lütfen.
ERHAN USTA (Samsun) - Bir iki dakika içerisinde bitireceğim Başkanım.
Üstelik emsal kararlar var yani başka yerlerde de vardır mutlaka ama başka yere gitmeye bile gerek yok. Samsun'da daha önce aynısı yaşanmış bir olay var ve seçim yenilenmiş. Bu seçim nasıl yenilenmez? Bu kadar hukuksuzluğa nasıl tahammül ediyorsunuz, bunu anlamak mümkün değil. Dolayısıyla, bunları düzeltmek lazım eğer bu ülkenin hayrını istiyorsanız. Kendinize güveniyorsanız, seçim yenilenir, tekrar seçim yapılır, tekrar kazanacaksanız, kazanırsınız. Şimdi, tabii, burada şunu çok net biliyoruz: AK PARTİ'nin kaybettiği bir durum olsaydı bu seçim çok net bir şekilde yenilenecekti ama AK PARTİ orada seçimi aldığı için maalesef bu seçimin yenilenmesi bir zaruret olduğu hâlde bu yenilenme yapılmadı.
Şimdi, İsrail ile İran arasındaki gerilimi bütün dünya, kamuoyu gibi biz de İYİ Parti olarak tedirginlikle takip ediyoruz. Dış politikadaki birinci esas, hepimizin bildiği gibi, ülkemizin millî menfaatleridir. Bu kapsamda, Türkiye Cumhuriyeti devletinin İsrail ile İran arasındaki gerilimi devlet aklının gerektirdiği tecrübeyle okuyup millî menfaat çerçevesi içerisinde yorumlayarak pozisyon alması tartışmasız bir gerçek olarak kabul edilmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) - Henüz on altı yıllık genç bir cumhuriyetken bile İkinci Dünya Savaşı yıkımının dışında kalmayı başaran devlet aklımızı, dünyadaki hassas dengeleri gözeten diplomasi anlayışımızı ve her şartta Türkiye'nin çıkarlarını korumayı önceleyen millî duruşumuzu bugün cumhuriyetimizin 100'üncü yılında daha da net, daha da kararlı ve her daim tutarlı bir şekilde sergilemeliyiz. İki ülke arasındaki gerilimin tırmanması ve olası yayılma riskine karşı millî menfaatlerimiz doğrultusunda ülkemizi bir savaş yangınından korumayı stratejik öncelik olarak belirlemeliyiz. Sorumlu muhalefet anlayışımız gereği, Hükûmetin konuya hassasiyetle yaklaşması gerektiğini bildiriyor, hariciye politikasının Türk devletini büyük bir ateş çemberi içerisine atmadan diplomatik beceriyle üstesinden gelmesi hususundaki uyarımızı yüce Meclisimizden tarihe şerh olarak düşmek istiyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim.