GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Turist Rehberliği Meslek Kanunu ile Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:72
Tarih:17.04.2024

SEDA KÂYA ÖSEN (İzmir) - Sayın Başkan, öncelikle tüm Türkiye'ye ne kadar demokrat bir siyasetçi olduğunuzu tekrar gösterdiğiniz için size teşekkür ederim. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

Kıymetli milletvekilleri, ekranları başında bizleri takip eden değerli vatandaşlarımız; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Turist Rehberliği Meslek Kanunu ile Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum.

Turizm, millî politika hâline gelene kadar çalışmalarımızı sürdüreceğimizi beyan etmek istiyorum. Bugün, Türkiye'de işini layıkıyla yapan binlerce turist rehberi bulunuyor. Ülkemiz de âdeta bir açık hava müzesi; her yerinden binlerce yıllık tarih, birikim fışkıran bir kadim coğrafyanın elbette tüm dünyaya tanıtılması hepimizin ortak gayesi ancak bunu yaparken nasıl yaptığınız da oldukça önemli. 2024 yıllı Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesini görüştüğümüz Plan ve Bütçe Komisyonunda Sayın Bakan Ersoy tarafından turizm sektörünün en ciddi sorunları arasında eğitimli personel eksikliği ve turist başına düşen gelirin düşük olduğu tespiti yapılmıştı. "Eğitimli personel eksikliği sorundur." diyenler yeni kanunun madde gerekçelerinde dil bilmiyor olmanın mağduriyet yarattığını söylüyor. Tezada bakar mısınız? Türkiye'de turizmin güçlü ve zayıf yönlerini analiz ederken, "Eğitimsiz personelle sezonsuz on iki aylık turizm hedefi hayaldir." derken siz eğitimi ve liyakati turizmden çıkarıyorsunuz. Dil bilme şartının kaldırıldığı liyakatsiz bir turizm sektörü ne kadar etkin çalışır, ne kadar yüksek gelirli turisti ülkeye çekebilir, ne kadar akılcı ve evrenseldir soruyorum sizlere?

Sorunlar bunlarla da bitmiyor. Yine, Plan ve Bütçe Komisyonunda Hükûmetin yetkilileri arkeoloji ve sanat tarihi mezunları için yeni iş sahaları yaratacaklarını dile getirmişti. Hükûmetin bahsettiği iş alanı açılması başka iş alanlarının daralmasıyla gerçekleşecek gibi gözüküyor. TUREB'e kayıtlı 13.609 turist rehberi olan Türkiye'de her yıl turist rehberliği bölümü binlerce mezun veriyorken bu alanın Hükûmetin plansız eğitim politikaları neticesinde işsiz kalan diğer bölüm mezunlarıyla doldurulması kabul edilebilir değildir. Mağduriyetleri yeni mağduriyetler yaratarak çözemezsiniz. Siz turizm talebini artırmadığınız sürece bulmaya çalıştığınız çözüm kendisini yeni bir soruna bırakacaktır. Bugün Türkiye'ye yıllık 100 milyon turist gelirse, evet, mevcut turist rehberleriyle birlikte bahsettiğimiz alandaki mezunlarımızın büyük çoğunluğuna iş kapısı sağlamış olursunuz. Ancak, turist talebi ortaya çıkmadan arzı büyütürseniz negatif rehber enflasyonu yaratırsınız. Bu yüzden, rehberlik kurslarına katılacak adayların belirli bir periyotta kademelendirilerek mesleğe katılması gerekir. Gelin, şu konuda anlaşalım: Arkeoloji ve sanat tarihi mezunlarına alan açmak adına rehberlik yaptırılacak ise beş yıl sonunda yine dil şartını zorunlu kılalım. Beş yıl Türkçe rehberlik yapan beş sene sonunda dil sınavına katılsın, böylelikle turist rehberliğine topyekûn katılımın da önüne geçebiliriz.

Bir diğer çok önemli konumuz da müze ve ören yerleri haricinde turist rehberi bulundurma zorunluluğunun kaldırılması. Kıymetli milletvekilleri, anlaşılan Hükûmet, turist rehberini dağ, taş, toprak anlatan insanlar olarak görüyor. Bir turist rehberi ülkesinin dünyaya açılan iyi niyet elçisidir; bir rehber, kafilesinin hemen hemen her sorunuyla ilgilenen, onlara mihmandarlık eden, kafilesindeki herkes Türkiye'den mutlu ayrılsın diye çabalayan, işini yapmasının yanında bir diplomat gibi, bir millî sporcu gibi ülkesine katkı sağlar. Şöyle düşünelim: Ülkemize gelen her turistin Türkiye aşığı olduğunu mu zannediyoruz? Hayır, bazı turistler gelirken politik ya da tarihî ön yargı bagajlarını da yanlarında getiriyor. Turist rehberi tam bu noktada devreye giriyor ama siz çıkıp "Rehberi buradan çıkaracağız." diyorsunuz. Bu yüzden, bir rehberin nerede olup olmayacağını sınırlandırmak günün sonunda Türkiye'nin zararına olacaktır. Eğitimsiz personel, dil bilmeyen rehber, sezondan sezona çalışan, günden güne vasatlaşan bir sektör, işte Hükûmetin turizm vizyonu. Cumhuriyetin 2'nci yüzyılında cari açığın ilacı bacasız fabrikamız turizm, doğru ve yerinde adımları artık hak ediyor.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)