GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:75
Tarih:24.04.2024

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA CEMALETTİN KANİ TORUN (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; DEM PARTİ tarafından verilen grup önerisi hakkında Gelecek-Saadet Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bu vesileyle Türkiye Büyük Millet Meclisinin 104'üncü kuruluş yıl dönümünü tekrar kutluyor, bugüne kadar bu sıralarda milletimizin menfaati için çalışmış tüm Meclis üyelerini minnetle anıyorum.

Bu vesileyle kayyum uygulaması, ülkemizin içine girmiş olduğu otoriter hukuksuzluk çıkmazının hem bir parçası hem de bir sonucudur. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin yasamayla birlikte yargıyı da etkisiz hâle getirmesi ve burada oluşan boşluğu yargı yerine geçerek bizzat kullanmaya çalışması "kayyum" adı verilen sistemi ortaya çıkarmıştır.

2019 yerel seçimlerinin ardından seçilme yeterliliği birkaç ay önce tasdik edilen, seçimden sonra da mazbatasını il seçim kurullarından alan seçilmiş belediye başkanlarının yerlerine, il ve ilçe halklarının iradeleri yok sayılarak, yargı yolları baypas edilerek merkezî idare tarafından valiler ve kaymakamlar görevlendirilmiştir. Cumhurbaşkanı kararıyla atanmış bir bürokrat halkın iradesini gasbetmiş, belediye başkanları hakkında soruşturma, gözaltı ve tutuklama kararları verdirmiş, bununla beraber belediyelerin meclislerini de yok sayarak o belediyeyi kendi görevlendirdiği isimlerle yönetmeye başlamıştır. O günden beri yalnız bölgenin değil, ülkemizin pek çok yerinden partiler, sivil toplum kuruluşları, barolar ve birçok düşünce insanı bu hukuksuz uygulamanın karşısında durmuştur. Kayyum yönetimi sözüm ona bölge insanını korumaya yönelik bir uygulama gibi sunulurken, belediye binalarının etrafına örülen duvarlar, hatta belediyenin bulunduğu caddelerin trafiğe kapatılması, şehirlerde boy gösteren onlarca araçlık konvoylar ve bölge halkını tanımayan belediye bürokrasisi göstermiştir ki bölge halkının menfaatine değil, yalnızca otoriterliğin tahkim edilmesine yarayan bir süreç olmuştur. Nitekim, 31 Mart yerel seçimlerinde kayyum tarafından yönetilen belediyelerde millet iradesinin verdiği yanıt kayyum politikasının yanlış olduğunun en büyük kanıtıdır.

Değerli milletvekilleri, seçilmiş belediye başkanları mazbatalarını aldıktan sonra kayyum yönetiminin çirkin bir yüzüyle daha karşı karşıya kalmış bulunmaktayız. Son açıklamalara göre milyarlarca lira zarara sokulan, personelinin maaşını ödeyemeyecek duruma getirilen belediye bütçeleri mazbataların alınmasına saatler kala bile hunharca kullanılmış, bölge halkının yalnızca iradesi değil parası da gasbedilmiştir. Son günlerde DEM PARTİ'nin yönettiği belediyelere yönelik yapılan provokatif açıklama ve haberleri görmekteyiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

CEMALETTİN KANİ TORUN (Devamla) - 1994 seçimlerinden sonra Refah Partisi tarafından kazanılan belediyelere yönelik yapılan provokasyonları hatıra getiren bu gelişmelere müsaade edilmemeli ve hukukun dışına çıkılmamalıdır. Belediye başkanlarının haklarında yürütülecek şeffaf, hukuki süreçlerden sonra görevini yapmaya engel bir yargı kararı ortaya çıktığı takdirde, ülkenin batısında olduğu gibi, belediye meclisinin kendi içinden bir başkan seçmesi sağlanmalı ve halk iradesinin tecelli etmesinin önüne geçilmemelidir.

Mülki idarenin siyasallaştığı, yolsuzluğa kapı açan, farklı odakların bir güç devşirme yarışına girdiği kayyum yönetiminin son bulmasını temenni ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)