GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:75
Tarih:24.04.2024

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA MUSTAFA KAYA (İstanbul) - Sayın Başkanım, saygıdeğer milletvekilleri; Maden Kanunu Teklifi'yle alakalı grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, bu Maden Kanunu'ndaki değişiklik teklifini biz konuşmaya başlarken maalesef, hâlâ İliç'te madenci kardeşlerimiz enkaz altında, balçık altında olduğu ve onların orada cesetlerinin bulunduğu bir ortamda böylesine önemli bir konuyu tekrar tartıştığımızın, gündeme getirdiğimizin bilinmesini kayıtlara geçirmek isterim.

Madenler kalkınmanın temel unsurlarından en önemlisidir ve kendi kaynaklarını yok sayan, kaynaklarını kullanmayan bir ülkenin kalkınması da mümkün değildir. Hemen hemen her sektörün girdisi ve çıktısı olan madenler, ülkelerin kalkınmaları ve yaşam seviyelerinin belirleyicisi olarak kabul edilen sanayi, enerji ve tarım sektörlerinin temellerini oluşturmaktadır. Türkiye'nin enerji ve doğal kaynaklar bakımından zengin bir coğrafyada bulunması bu sektörlerdeki stratejik önemini her geçen gün daha da arttırmaktadır. Küreselleşmenin giderek arttığı, iklim değişikliğinin etkilerinin her geçen zaman daha da hissedildiği bir dönemde enerji alanında sürdürülebilir ve çeşitlendirilmiş politikalara ihtiyacımız olduğu çok açıktır. Bu nedenle, Türkiye, gelecek dönemde enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik yatırımlarını artırarak çevreye duyarlı, ekonomik açıdan rekabetçi ve enerji güvenliğini sağlayacak adımlar atmalıdır.

Başta ifade ettiğim gibi böylesine önemli bir kanun teklifini görüşüyoruz ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi esas fonksiyonundan uzaklaşarak yasama faaliyetini yapan bir organ olmaktan çıkarılma tehdidiyle karşı karşıyadır çünkü bir anlamda sipariş edilen yasal düzenlemelerin kanun yapma tekniğine uygun olmayacak şekilde Genel Kurula indirildiği ve neticesinde yasalaştığı, böylece sorunların tam anlamıyla tartışılmadan hayata geçirildiği dönemleri yaşıyor durumdayız. Bu anlamda, bugün görüşülmekte olan Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi de iktidar kanadının alışkanlık hâline getirdiği gibi, hızlı, tartışılmadan ve taraflar yeterince dinlenmeden buraya getirilmiş ve şu anda yasalaşma durumuyla karşı karşıyadır.

Sonuç olarak, AK PARTİ döneminde, bu teklifle birlikte değerli arkadaşlar, Maden Kanunu'nun 15 kez değişikliğe uğraması riskiyle karşı karşıyayız. Örneğin, 2019 yılında yine bir torba kanunla getirilen UMREK yani Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonunun şartına göre, beş yıl sonra, gündemimizdeki bu kanun teklifiyle 4'üncü grup madenler hariç yani altın, demir, çinko gibi madenler hariç kaldırılmak istendiği görülmektedir. "Ben yaptım oldu" anlayışıyla, muhalefet partilerinin Komisyon üyelerinin önerilerine kulak tıkayarak, maden emekçilerinin, meslek odalarının, sektör temsilcilerinin, STK, sendika ve üniversitelerin görüşlerine itibar edilmeden, kanun yapma usul ve esaslarına uyulmadan hazırlanan bu kanun teklifine, öncelikle tekniği açısından karşı olduğumuzu bildirmek isteriz.

Aynı şekilde, kanun teklifinin olgunlaştırılacağı yer olmasını beklediğimiz Komisyon toplantısının tarihi ve saatinin daha önce tartışıldığı gibi bir buçuk gün önceden bildirilmesi gerekli hazırlıkların yapılmasına, tartışılmasına ve yapıcı muhalefete dahi müsaade edilmeden sürecin hızlı işletilmesine, daha doğrusu minareyi kılıfına uydurarak Meclis faaliyetlerinin nasıl askıya alındığını göstermesi açısından ibret vericidir. Ayrıca, kanun teklif metninin son hâlini alması gereken Komisyon toplantısından çok önce farklı mecralarda olgunlaştırıldığı ancak Komisyona bir buçuk gün önce sunulduğu aşikârdır. Biz bu haklı eleştirileri yapıyoruz değerli arkadaşlar. Yani bunu daha önceki çeşitli görüşmelerde de ifade ettiğimiz şekliyle, muhalefet partilerinin milletvekilleri gerek komisyonlarda gerek burada Genel Kurulda yaptıkları konuşmalarda katkı olsun, ülkemizin içinde bulunduğu problemlere, sıkıntılara en azından muhalefet partili olarak destek verelim, katkı verelim düşüncesiyle yapıyoruz ancak komisyonlarda özellikle komisyon başkanı ve iktidar kanadına mensup olan milletvekilleri dışarıdan kendilerine gönderilen kanun teklifinin virgülüne dahi müdahale etmeden, daha doğrusu etmek isteseler bile edemeden Genel Kurula bunların indirilmesine sebep oluyorlar ve biraz önce ifade ettiğim gibi, 15'inci kez değişen Maden Kanunu var; 16'ncı kez de değişir, 20'nci kez de değişir ve biz böylece sorunları birbirine ekleyerek kar topu gibi devam ettiririz maalesef.

Madencilikte ulusal kaynaklarımızın uluslararası norm ve standartlara göre araştırılması, ileri teknoloji kullanılarak çevreye duyarlı bir şekilde işçi sağlığı ve iş güvenliği sağlanarak işletilmesi ve son ürüne dönüştürülerek -altını çizerek söylüyorum, son ürüne dönüştürülerek- ülkeye daha fazla katma değer sağlanmasının yollarının aranması ve buna ilişkin mevzuat düzenlemelerinin yapılması gerekirken palyatif çözüm önerileri ve günü kurtarma anlayışıyla, yama maddelerle torba kanun tekliflerinin hazırlandığı hepimizin malumudur. Yaşanan her büyük maden kazasından sonra mevzuat değişikliği yapılmakta ancak gerçek sorunlara odaklanılmadığı için gerçekçi ve uzun vadeli bir mevzuat oluşturulamamaktadır. Bu tasarıda önemli değişiklikler öngörülmüş ancak sektörün temel bileşenlerinin görüşleri ve köklü çözümleri teklife yansımamıştır. Ülkemizde Maden Kanunu yeniden şekillenmeli, çevresel ve sosyal etkileri tüm boyutlarıyla tekrar belirlenmelidir. Yatırımcıyı uzaklaştıran bürokratik engellemeler kaldırılmalı, ayrıca üretim sahalarında çevresel ve teknik denetimler mutlaka sıklaştırılmalıdır. Herhangi bir yasa, her şeyden önce bir öncelikler, niyetler örgüsüne yani bir politika metnine dayanmak zorundadır ancak mevcut Maden Kanunu'nda yapılması öngörülen değişiklikler için ortaya konulan gerekçeler en başından itibaren madencilik sektörünün genel sorunlarını tam olarak kavramamış ve nitelikli çözümler üretmeye yönelik tasarlanmamıştır. İnsanı ve insan emeğini merkeze koyarak bir yandan madencilik faaliyetlerinde kamunun etkin gözetim ve denetimini sağlarken diğer taraftan söz konusu faaliyetlerin, çevre ve ekosistemlerin korunmasını da gözeten, temel olarak ekonomik kalkınmaya ve yoksulluğun azaltılarak gelir dağılımının düzeltilmesi hedeflerine yönlendirilen bir ulusal madencilik politikası Maden Kanunu'nun temeli olmalıdır. Bu husus gerek toplumun yararı gerekse madencilik sektörünün gelişimi bakımından son derece büyük önem taşımaktadır. Millî gelirin lokomotifi, sanayinin girdisi olan madenlerimiz ve tabii kaynaklarımızdır. Sanayimizin ihtiyaç duyduğu ve enerjiyi sağlayacak olan yerli madenlerimizin çevreye zarar vermeden çıkarılması, işlenmesi ve kullanılması ülkemizin önemli meselelerinden birini oluşturmaktadır. Günümüzde 90 çeşit madenin ticari boyutlu üretimi bilinirken 60 civarında madenin ülkemiz topraklarında üretimi yapılmaktadır. Başta endüstriyel ham maddeler olmak üzere bazı metalik madenler, linyit ve jeotermal kaynaklar açısından ülkemizin zenginliği bilinmektedir. Ülkemiz yer altı kaynakları açısından oldukça zengin ve maden çeşitliliği açısından dünyada 8'inci sıradadır. Buna rağmen, ülkemizde 2022 yılında madene dayalı 11,7 milyar dolar ithalat gerçekleştirilmiş olup maden ithalatında öne çıkan ülkeler Rusya, Kolombiya, Avustralya ve Amerika Birleşik Devletleri'dir. 2022 yılında ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 51,18 iken madencilikte ticaret açığı 5,7 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.

Saygıdeğer milletvekilleri, sözlerimi tamamlarken -başta ifade ettiğim şekliyle- bu Maden Yasası'nda olduğu gibi bu şekilde kanun tekliflerinin milletvekillerinin katkısı alınmadan Parlamentoya getirilmesi maalesef, günü kurtarma çabası bile değildir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

MUSTAFA KAYA (Devamla) - Biz, bu gerekçelerle, bunun sektörün diğer bileşenleriyle herhangi bir istişare yapılmadan tamamen belli merkezlerde tasarlanan kanun teklifi olduğu için bu kanun teklifine karşı olumsuz kanaatimizi ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)