GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:76
Tarih:30.04.2024

ALİ BOZAN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Yarın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü; bu vesileyle işçilerin, emekçilerin bayramını kutluyorum. İşçiye, emekçiye bir günlük bayramı dahi çok gören iktidar Taksim'de yapılacak 1 Mayıs kutlamalarını yasakladı. Bir yandan yeni anayasadan bahseden iktidar, bir yandan Taksim konusunda Anayasa Mahkemesinin kararını tanımıyor. Biz de diyoruz ki İçişleri Bakanlığının Taksim kararı yok hükmündedir, Taksim yasağı kararını tanımıyoruz. Açlık sınırında asgari ücretle çalışmaya mahkûm edilen işçileri, ayda 10 bin lirayla geçinmeye zorlanan emeklileri, emeği yok sayılan kadınları, geleceği elinden alınmaya çalışılan gençleri, yarın Taksim başta olmak üzere 1 Mayıs alanlarına davet ediyoruz. Biz DEM PARTİ olarak yarın 1 Mayıs alanlarında olacağız. Yaşasın 1 Mayıs!"..."(*)

Değerli milletvekilleri, her şeye düşman bir iktidar gerçekliğiyle karşı karşıyayız. Bugün görüştüğümüz bu kanun ve bu kanunun bu maddesiyle AKP-MHP iktidarı bugün bu halka şu sözü söylüyor, diyor ki: "Biz bu memleketin her şeyini kurutmaya yeminliyiz. Dağını taşını, havasını toprağını kuruttuk, şimdi sıra bu ülkenin denizlerinde, göllerinde, barajlarında." Yani bu iktidar diyor ki: "Biz bu ülkenin kurutulmadık tek bir karışını bırakmayacağız." İşte görüşülen kanun maddesinin özeti bu. Biz de AKP iktidarına diyoruz ki: Artık elinizi ranttan, sermayeden biraz çekin de boğazınıza iki parça helal lokma girsin. Malum dünya hâli, hepimiz öleceğiz ama yarın öbür gün huzura çıktığınızda Hakk'a söyleyeceğiniz bir doğrunuz olsun. Deyin ki: "Bir kez olsun ranta bulaşmadık, dağı taşı, toprağı, suyu, doğayı talan etmedik." Şimdi, AKP bu kanun maddesiyle öyle bir süsleme püsleme yapmış ki sanki yenilenebilir enerjiyi savunan, destekleyen bir iktidar pratiği sergilemişler de biz görmemişiz, biz fark etmemişiz. Siz Soma maden faciasına tekmelerle cevap veren bir iktidarsınız. Siz İliç'te göz göre göre 9 emekçiyi toprak altında bırakan bir iktidarsınız. Bürokratlarınız oturmuş, "GES" demiş, "YEKA" demiş, önümüze bir kanun maddesi getirmiş ama şimdi, ben ya da Sayın Başkan dese ki: "Toplayın telefonları, yazılı sınav yapıyoruz." "GES nedir?" "YEKA nedir?" diye sorsak, emin olun, yenilenebilir enerji konusunda sınıfta kalacak birçok vekiliniz var. Sizin gerçekten memleket gibi bir derdiniz olsaydı bu işi uzmanlarıyla, muhataplarıyla ve yerel yönetimlerle tartışarak Meclis önüne getirirdiniz.

Şimdi soruyorum size: Belediyeler, bu işin uzmanları, çevreciler bu kanun maddesiyle hayata geçirmek istediğiniz yenilenebilir enerjinin neresinde? Siz de biliyorsunuz ki amacınız yenilenebilir enerji değil, asıl amacınız yenilebilir ranttır. Eminim, bu kanun maddesi bu hâliyle kabul edilecek olursa hangi yandaşınızın memleketin hangi gölünde, hangi barajında iş tutacağı şimdiden bellidir; parsel parsel paylaşılmıştır memleketin gölleri, barajları ve suları. Ne de olsa en iyi yaptığınız iş parsel parsel paylaşmak çünkü bugüne kadar hep öyle yaptınız. Yandaşa göre kanun çıkardınız, yandaşa göre yasal düzenleme yaptınız. Para uğruna doğayı katletmeye devam edeceksiniz, canlıların hayatını riske atacaksınız, suya karışacak kimyasallarla suyu zehirleyeceksiniz.

Şimdi, bugün bu kanun maddesine "Evet." diyecek olan her milletvekili, ülkenin barajlarının, sularının, göllerinin iktidar yandaşı müteahhitlere peşkeş çekilmesine "Evet." diyecek. Yine, bu kanun maddesine "Evet." diyecek olan her vekil, ülkenin sularında yaşayan canlıların hayatını riske atacak. Yine, bu kanun maddesine "Evet." diyecek olan her vekil, suya karışacak olan kimyasallara ve doğa talanına "Evet." diyecek. Bu kanun maddesine "Evet." diyecek olan her vekile bir sözümüz var: Rantınız kurusun, rantınız kurusun, rantınız kurusun.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)