GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:76
Tarih:30.04.2024

MAHMUT ARIKAN (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Winston Churchill; hepiniz tanırsınız, Birleşik Krallık'ın eski Başbakanlarından, savaş zamanlarının ise tanınan yüzlerinden birisi. Bir cümlesi var, der ki: "Bir damla petrol, bir damla kandan daha değerlidir." Bu cümlesi olaylara nasıl baktığının en temel göstergelerinden biri. Enerji meselesi Churchill'in dediği kadar mıdır bilinmez ama ehemmiyeti buradaki hiç kimse tarafından yadsınamaz. Türkiye gibi ülkeler açısından enerji portföylerinde fosil yakıtların yoğunlukta olması enerjide dışa bağımlılık gibi riskleri de oluşturmakta. Önümüzdeki yıllarda fosil yakıtların azalma eğilimine gireceğini ve bunun enerji krizlerini tetikleyeceğini hepimiz tahmin ediyoruz. Bu yüzden enerji bağımsızlığının kazanılması için birincil enerji arzı içinde ithal enerji girdilerinin azaltılması gerekir. Tabii, bir yandan çevresel açıdan sürdürülebilir bir strateji de oluşturulması gerekmekte. Bunlar herkes tarafından kabul edilen gerçekler. Şimdi bütün bunlarla birlikte Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Alparslan Bayraktar Aralık 2023'te şunları söylemiş: "Geçmiş yıllarda yüzde 70'ler civarında olan dışa bağımlılık oranımız yüzde 67,8'e düştü. Ulusal Enerji Planı'mızla hedefimiz ülkemizi 2053 yılında dışa bağımlılıktan kurtararak net sıfır emisyonlu bir ülke hâline getirmek." Sayın Bakan bu cümleleri ifade etmiş. Hâlbuki 2009'da Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığı yüzde 75'lerdeydi yani iktidar on dört yılda bağımlılığı sadece 8 puan azaltabilmiş. On dört yılda bağımlılığı 8 puan azaltabilen iktidar, otuz yılda dışa bağımlılığı tamamen ortadan kaldıracağını iddia ediyor. Bu söze, değerli arkadaşlar, nasıl inanabiliriz? Tam da bu noktada Churchill kadar gaddar olmasa da Türkiye'nin enerji politikasında daha ciddi ve uygulanabilir bir bakışa ihtiyaç olduğunu söyleyebiliriz. Bütün bu gerçeklere rağmen bir kanun teklifinde Maden Kanunu, Kıyı Kanunu, Doğal Gaz Piyasası Kanunu, Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun, Enerji Verimliliği Kanunu, Elektrik Piyasası Kanunu, Nükleer Düzenleme Kanunu olmak üzere 7 kanunu ilgilendiren maddeler üzerinden bugün burada konuşuyoruz. Az önce konuştuğumuz ciddi meseleler nerede, şu an müzakere ettiğimiz kanun teklifinin ciddiyeti nerede? Bu parça parça konuştuğumuz her bir madde aslında bir kanuna bağlı ve torba mantığıyla düşünüldüğü için bütünlük maalesef kaçmış durumda. Niçin bu bütünlüğü kaçırıyoruz? Söylüyorum: Hiç şüphesiz kötü ekonomi ve enerji politikalarının kötü yönetiminden dolayı böyle bir sıkıntıya aday oluyoruz, bütünlüğü kaçırmaya katlanmak durumunda kalıyoruz.

Değerli arkadaşlar, giderek fakirleşiyoruz, hâliyle iktidar, fakirleştikçe yeni kaynaklar, yeni alanlar açmak zorunda kalıyor. Onun için zaten hâlihazırda işleyen kanunları delmek veya esnetmek zorunda kalıyorlar. Burada biz milletvekillerinin görevi, isabetli olana "Evet." demenin yanında isabetsiz olana da "Üzerinde çalışalım." demektir. Ayrıca bu görev sadece muhalefet vekillerinin değil iktidar vekillerinin de görevidir. Ne acıdır ki Komisyon görüşmeleri esnasında iktidar kanadından bir milletvekili arkadaşımız -bunlar tutanaklarda görülebilir- şunları söyledi: "Bence biz kendi kendimize, kendimize ayak diretiyoruz, frene basıyoruz, iş adamlarımızı, iş dünyamızı engelliyoruz." İş dünyasının daha hızlı hareket etmesi, kurumlarımızın daha hızlı hareket etmesi için bunlara gerek olduğunu ifade etti. Elbette doğru fakat şu gerçeği de unutmamalıyız: Kontrolsüz hız, kaos doğurur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHMUT ARIKAN (Devamla) - Bitiriyorum.

BAŞKAN - Evet, Sayın Arıkan, lütfen tamamlayın.

MAHMUT ARIKAN (Devamla) - 2053 yılında dışa bağımlılıktan kurtulabilmenin için böyle alelacele hazırlanan, alelacele görüşülen kanun teklifleriyle değil ayakları yere basan, bütüncül çalışmalarla mümkün olduğunu ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)