| Konu: | BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN TARAFINDAN KURULAN BAKANLAR KURULU PROGRAMI MÜNASEBETİYLE |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 7 |
| Tarih: | 11.07.2011 |
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Hükûmet Programı üzerinde şahsım adına söz aldım.
Değerli arkadaşlar, biraz önce bu kürsüden gerçekten son derece ağır, iftira niteliğinde, gerçeği yansıtmayan hakaretler yapıldı. Şu kısa süre içerisinde bazılarıyla ilgili araştırma yaptım. Yaklaşımı ortaya koymak, hangi düşüncelerle ve hangi anlayışla böyle bir tavır içerisinde olunduğunu göstermesi açısından gerçekten çok ilginç sonuçlar ortaya çıktı değerli arkadaşlarım. Sadece bugün değil, öteden beri, özellikle muhalefete mensup bazı milletvekili arkadaşlar, fonların yani "Fak Fuk Fon" olarak bilinen fakir fukaraya ayni yardım yapılan işlemlerle ilgili olarak kokmuş makarnaların, mercimeklerin ihalelerinin, bizi kastederek -AK PARTİ kastedilerek- yandaşlarına verildiği çok sık ifade edildi. Seçim çalışmaları sırasında da çok sık gündeme getirildi.
O dönemde ben çok merak ettim, gerçekten bu fonlardan -tırnak içerisinde söylüyorum- bu kurtlu makarnaların ihalesini kimler alıyor? Bu ifade bize ait değil, tırnak içerisinde söylüyorum. Mercimek, un, her neyse. Yani fonlar tarafından fakir fukara vatandaşa ayni yardım çerçevesinde verilen bu yardımları kimler alıyor? Kendi seçim bölgemde bir araştırma yaptım değerli arkadaşlar, bizim yandaşlarımıza rastlamadım, bir tane yok -yine tırnak içerisinde söylüyorum- bizim yandaşlarımıza hiç rastlamadım. Ama çok ilginç bir tespitimiz var. Giresun'da Espiye ilçesi var değerli arkadaşlar, Espiye ilçesi. Espiye ilçesi fonunun, yani Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu'nun 2011 yılı ihalesini kim almış? Ne ihalesi -yine tırnak içerisinde söylüyorum- kokmuş, kurtlu makarna ihalesini, un ihalesini kim almış? Bizim yandaşlarımıza rastlamadım ama ilginç bir isimle karşı karşıya kaldım. Kaymakamların başkanlığında yapılan bu ihaleyi kim alıyor biliyor musunuz değerli arkadaşlar? Sayın Mehmet Tepealan isminde bir vatandaşımız alıyor. Peki kim bu? Bu, Sayın Mehmet Tepealan, Espiye Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Başkanı Sayın Nilgün Tepealan'ıneşi, kocası.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Yok mu böyle bir hakkı? Yani bu ülke özgür bir ülke değil mi?
MUHARREM İNCE (Yalova) - Peki, İstanbul Büyükşehir Belediyesinde meclis üyesiyken ihale alıp bugün milletvekili olan var mı? Ufak işlerle uğraşma Canikli!
NURETİN CANİKLİ (Devamla) - Ben, bakın, bir dakika, suçlamıyorum, suçlamıyorum ki. Suçlamadım, ihaleye girmiş, almış. Niye rahatsız oldunuz? Ben suçlamıyorum. Ben şimdi şunu merak ediyorum: Bu kurtlu makarnaları? Yandaşımız olduğunu söylediniz aylarca, yıllarca. Bunu nasıl izah edeceksiniz, nereye sığdıracaksınız bunu ben onu merak ediyorum. Çok merak ediyorum nasıl izah edeceksiniz?
Değerli arkadaşlar, bakın, sadece bu değil?
MUHARREM İNCE (Yalova) - İstanbul meclis üyesiyken belediyeden ihale alıp sonra milletvekili olan var mı?
BAŞKAN - Sayın İnce?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Rahatsız olmayın, ben kimseyi suçlamadım. Niye üzerinize alıyorsunuz ki? Fon ihale yapmış, ihaleye girmiş vatandaşımız almış. Ben sadece bir tespiti sizinle paylaşıyorum. Bir şey demedim, ben suçlamadım. "Kurtlu makarna verdi" dedim mi, öyle bir şey söyledim mi? "Bozuk makarna" dedim mi?
MUHARREM İNCE (Yalova) - Ya soru önergesiyle ortaya çıktı.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Sadece şunu söyledim: Yaptığınız bugüne kadar ki suçlamaların gerçeği yansıtmadığını? Bizim, yandaşımıza rastlamadım ama sizin Kadın Kolları Başkanınızın eşine rastladık. Onu söylüyoruz değerli arkadaşlar. Niye alınıyorsunuz ki?
MUHARREM İNCE (Yalova) - Ben milletvekili var diyorum, bak, milletvekili! İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis üyesiyken belediyeden ihale alıp şimdi milletvekili olan var. Arkadaşlarına bak!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Sadece o kadarla deği. Bakın, biraz önce burada bir konuşma yapıldı, bir özelleştirme işinden bahsederek bazı rakamlar verildi. Ben de bu kısa sürede hemen araştırmamı yaptım. Şimdi, bakın, deniliyor ki ifadede: "Beyoğlu Meşrutiyet Caddesi'nde Eti Holdingin merkez binasındaki bir bölüm işte şu kişiye veya şu firmaya 750 bin liraya özelleştirilmiş" Araştırdım, 3 milyon liraya özelleştirilmiş, 4 kat, 4 katlık bir yanlış var, bu bir.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Albayraklar 750 bin lira aynı gün...
BAŞKAN - Sayın Genç...
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Kesin rakam bunlar, kesin rakam. 750 bin lirayla 3 milyon lira arasında tam 4 kat fark var arkadaşlar.
Ayrıca, iki yıl sonra o kişinin, özelleştirmeden 3 milyon liraya alan kişinin satış fiyatı da 4 milyon lira, iki. Bitmedi...
Dediğiniz kişi almamış bu ihaleyi, başka bir firma almış, hiç alakası olmayan bir başka firma almış, üç.
Bakın, iki cümlede üç tane yanlış, üç tane yalan. Arkadaşlar, neresini düzeltelim, hangi birini düzeltelim? (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Yani sadece o kadarla değil, yine küçük bir araştırma yaptım. İşte, diyorsunuz özelleştirmeler, yandaşlar, peşkeşler, sattınız...
Bakın, özelleştirme uygulamaları Türkiye'de 1986 yılında başlıyor, 2002 yılına kadar bizden önce de devam ediyor on altı yıl boyunca. On altı yıl boyunca özelleştirme yoluyla satılan işletmelerin sayısı 179, adet olarak. Bu 179 işletmenin özelleştirilmesinden elde edilen gelir ne kadar biliyor musunuz? 7,7 milyar dolar. On altı yıl boyunca satılan, özelleştirilen, iktisadi kuruluşlardan elde edilen hasılat 7,7 milyar dolar, 179 adet. Bizim dönemde, 2003-2010 yılları arasında toplam satılan 85 adet -bizden önce satılanın yarısı kadar adet olarak- kamu iktisadi kuruluşlarından özelleştirme yoluyla elde edilen gelir ne kadar biliyor musunuz değerli arkadaşlar? 32,5 milyar dolar.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Sayın Canikli, değerlendirme raporları neden açıklanmıyor o zaman?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - 179 adedi on altı yılda 7,7 milyar dolara sattınız, satıldı. Ben sizi suçlamıyorum. Yani bu on altı yılda satanların tümü bu kapsamda, alınmayın. Ama 85 adet iktisadi işletmenin on yılda satışından elde edilen rakam 32 milyar dolar. Eğer bir peşkeş varsa, hangisi peşkeş? Ben sizin takdirlerinize bırakıyorum değerli arkadaşlar.
Son olarak şunu söyleyeyim: İnsanlar, değerli arkadaşlar, her aklına geleni söylememeli, her aklına geleni konuşmamalı, ifade etmemeli; mantığa vurmalı, akıl süzgecinden geçirmeli, mantık süzgecinden geçirmeli, ahlak süzgecinden geçirmeli, ondan sonra konuşmalı tabii ahlak var ise, mantık var ise, akıl var ise, eğer yoksa hiçbir sözüm yok, onlara bir sözüm yok.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)