Konu: | İstanbul Milletvekili Gökhan Günaydın'ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 78 |
Tarih: | 07.05.2024 |
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Yani evet, kesinlikle bin dört yüz sene üzerinden başlatılan bir tartışma açıklanamadı; bir.
İkincisi...
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - "Bin dört yüz"ü siz açıklayın?
MEHMET DEMİR (Kütahya) - Biz niye açıklıyoruz, söyleyen sizlersiniz, siz açıklayacaksınız kastınızı.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Siz açıklayın neymiş "bin dört yüz"?
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Ben niye açıklıyorum? Neyi iddia ettiyseniz onu açıklamak size düşer.
UMUT AKDOĞAN (Ankara) - Konu açık, öznesini üstünüze alındınız.
ERCAN ÖZTÜRK (Düzce) - Allah aşkına "Özür dilerim." De, konu kapansın, maksadını aştı de.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Arkadaşlar, bir saniye...
İkinci meselemiz: "Bir mağdur edebiyatı." diye geçiştiriyorsunuz. Bu bir mağdur edebiyatı değil. Güya kadın hakları savunucususunuz, bu ülkenin kadınlarını ötekileştirip bu ülkenin toplumsal hayatından soyutlamak için elinizden gelen her çabayı gösterdiniz ama biz mağdur edebiyatı yapmadık, biz mücadele ettik ve bugün, bu ülkenin kadınlarının hepsinin -ister başı örtülü ister başı açık olsun- eşit haklarla, eşit hukukla haklarını alabilmesi için bu sorunu da çözen yine biz olduk. Bunları unutmayın. Sizinle acı yarıştıracak değilim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN -Tamamlayın Sayın Usta.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Sizin yaptığınız... Bizi güya Müslümanlığın arkasına sığınarak siyasal İslam üzerinden eleştiriyorsunuz ya, laikliğin arkasına sığınarak hayatlarımızı mahvettiğinizi hiçbir zaman unutmayacağız. Bunlar unutulmaz, bunlar mağdur edebiyatı da değil, hikâye de değil, gerçekler. Bu gerçekleri duymak acı geliyor, üstünü bir şekilde örtmeye çalışıyorlar ama bu gerçekler bu ülkede yaşandı ve bitti çok şükür.
Şunu unutmayalım: Eğer hâlâ aynı zihniyetteyseniz bugün kalkıp bana "Mağdur edebiyatı yapıyorsunuz." dememeliydiniz. Şunu demenizi beklerdim: "Evet, o dönem bir hata yapıldı, bunlar hataydı, bunlar yaşanmamalıydı, bu acıları yaşadınız, biliyoruz." Bunu paylaşmayı beceremiyorsunuz, hâlâ üstenci bir tavırla "Evet, siz o zaman siyasal İslamcı olarak bunu hak ettiniz." noktasına getiriyorsunuz işi. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Bunu hâlâ bir dayatma olarak üzerimizde kullanmaya çalışıyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
UMUT AKDOĞAN (Ankara) - Milletvekiliniz de "Partinizin kapatılmasını hak ettiniz." dedi.
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Usta, son defa açıyorum.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Niyetim tartışmayı uzatmak değil, şunun altını çizmek istiyorum: Burada, kürsüde konuşulan "bin dört yüz" meselesi açıklanmadı, açıklanacak bir mevzu değil, onu savunacak hâlleri yok, biliyoruz.
UMUT AKDOĞAN (Ankara) - Mevzu açık hanımefendi, öznesini üstünüze alındınız.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Ama şunu da unutmasınlar: Bu ülkenin gerçeklerini ve tarihini birtakım siyasi manevralarla örtmenin mümkün olmadığını. Biz buradayız, sizinle aynı yerdeyiz; her ne kadar görmek istemeseniz de buradayız, kendi kimliğimizle -sizin sorgulama yetkiniz de yok- istediğimiz gibi buradayız, burada olmaya da devam edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)