GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Partinin yeni Grup Başkan Vekilleri Buğra Kavuncu'ya ve Turhan Çömez'e, bugün 3 kadın milletvekili tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisinin yönetiliyor olmasına, Deniz'i, Hüseyin'i, Yusuf'u saygıyla andığına ve Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanının yaptığı, Denizlerin, Hüseyinlerin, Yusufların idamına yönelik kararın yok sayılmasına ilişkin bir Meclis kararını üretme çağrısını sürdürdüğüne, 1 Mayıs 2024'te İstanbul'da yaşananlara, 13 Şubat 2024 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan sekizinci yargı paketinin Anayasa Mahkemesine götürdükleri maddelerine, Türkiye Yüzyılı Maarif Planı'na ve Millî Eğitim Bakanının mülakatla ilgili açıklamasına, Türkiye Büyük Millet Meclisinin üç günlük gündemine, Cumhuriyet Halk Partisinin 26 Mayıs 2024 tarihinde Ankara'da büyük emekli mitingi gerçekleştireceğine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:78
Tarih:07.05.2024

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Son dönemde, Türkiye Büyük Millet Meclisinde Grup Başkan Vekilliklerinde önemli değişiklikler oldu. Ben, İYİ Partinin bu görevi üstlenmek üzere seçtiği yeni Grup Başkan Vekilleri Sayın Buğra Kavuncu'ya ve Sayın Turhan Çömez'e hoş geldiniz diyorum ve başarılar diliyorum.

Ayrıca, evet, bugün 3 kadın milletvekili arkadaşımız tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisinin yönetiliyor olmasından duyduğum mutluluğu da yine ifade ederim ve heyetinize başarılar diliyorum.

6 Mayıs 1972; üzerinden elli iki yıl geçti; üç fidandılar, Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesi uğruna yandılar; yolları yolumuzdur. Deniz'i, Hüseyin'i, Yusuf'u saygıyla anıyorum, onların bıraktığı yerden biz devam etme kararlılığı içerisindeyiz; bunu da ifade etmek istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi, Türkiye, takvim yapraklarından kan damlayan bir memleket; Menderes, Polatkan, Zorlu idam edildi. Bu idamlar doğru idamlar değildi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi geçen dönemde tüm partilerin oy birliğiyle Menderes, Polatkan ve Zorlu idamlarının yok sayılmasına yönelik bir Meclis kararı üretti.

Şimdi buradan söyleyelim: Kendini demokrat sayan kim varsa, bu memleketin geçmişine ve müktesebatına saygı duyan kim varsa Denizlerin, Hüseyinlerin, Yusufların idamına yönelik, o vahşi kararın geri alınmasına yönelik, yok sayılmasına yönelik bir Meclis kararını gelin hep beraber üretelim. Bu aslında kimin demokrat olup kimin olmadığı konusunda bir turnusol kâğıdıdır. Bu çağrıyı bugün Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı yaptı, Grup Başkan Vekili olarak ben de bu çağrıyı sürdürüyorum.

1 Mayıs 2024 tarihi, yirmi bir yıllık otoriter rejimin bir ikonik fotoğrafla simgeleşmesiyle kendini gösterdi. Unkapanı Köprüsü'nün bütün kanalları arka tarafından çekilen fotoğraflarda tomalar tarafından, ön taraftan çekilen fotoğraflarda ise polisler tarafından kapatılmıştı. Anayasa'ya aykırı, Anayasa Mahkemesi kararına açıkça aykırı, gencecik çocuklar ile gencecik polisleri karşı karşıya getiren bir uygulamaya imza attınız. Sonucunda ne oldu?

"Pekâlâ, Cumhuriyet Halk Partisi olarak sendikalarla birlikte burayı barışçıl bir gösteri alanı hâline çevireceğiz. Burası bizim hakkımızdır, 'Burada bulunmak bir müktesebattır.' şeklindeki Anayasa Mahkemesi kararına uygun bir uygulama yapacağız, kimsenin burnu kanamayacak." dedik. Siz ortalığı, özellikle Tarihî Yarımada'yı yürüyemez hâle getirdiniz, İstanbul'u kilitlediniz ve sonrasında da 50 genci tutukladınız. O 50 gencin içerisinde Filistin konusunda, Gazze konusunda ikiyüzlülüğünüzü ortaya koyan ve bu çerçevede döviz taşıdığı için, bu çerçevede slogan attığı için tutuklanan 5 gencimiz, 5 kardeşimiz de var. İfade etmek istiyorum ki bu zulmü artıran politikalar hiç kimseyi hiçbir yere götüremez. Türkiye, çağdaş bir demokratik rejimi hak etmektedir; bunun inşasından da bu Mecliste bulunan herkesin ortak sorumluluğu vardır. Cumhuriyet Halk Partisi bir kez daha herkesi bu ortak sorumluluğa davet etmektedir.

13 Şubat 2024 tarihinde sekizinci yargı paketini Resmî Gazete'de yayımladınız. Bununla ne yaptınız? "Örgüt üyesi olmamakla beraber örgüt adına suç işleyen" diye bir kavram oturttunuz. Bu kavram daha evvel Ceza Muhakemesi Kanunu'nda vardı ve Anayasa Mahkemesi her avukatın, hukukçunun ezbere bildiği "Suçların ve cezaların kanuniliği" ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle bunu iptal etmişti. Ne gam; gittiniz aynısını noktasına virgülüne dokunmadan yeniden yazdınız, biz de bugün Anayasa Mahkemesine götürdük. Eğer bunları o kanunlardan çıkartıp evrensel hukuka uygun davranırsanız Türkiye belki çağdaş bir hukuk devleti olma yolunda adım atabilir.

Bir başka konu, şimdi dinleyenler kulaklarına inanamayacaklar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Günaydın.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Kişinin rızası olmaksızın, herhangi bir koruma önlemi de olmaksızın yurttaşın sağlık verilerini, yurttaşın siyasal partilere üyelik verilerini, derneklere üyelik verilerini işleyebiliyorsunuz, işleyebiliyorlar; buna izin verdiniz, yurt dışına veri transferine izin verdiniz. Bunu Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı yapsaydı bizi nelerle suçlardınız, nelerle itham ederdiniz, hep beraber biliyoruz. Bunu da Anayasa yargısına götürdük; diliyorum ki Anayasa Mahkemesi gecikmeden bunların önce yürütmesini durdurur, sonra iptalini verir ve yurttaşın güvenliğini böylece sağlamış oluruz.

Arkadaşlarım ifade ettiler, bu memlekette bir Millî Eğitim Bakanı var. Yirmi bir yıllık iktidarınızda kaç kere Millî Eğitim Bakanı değiştirdiniz, kaç kere müfredatla oynadınız, sayısını siz bile unuttunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Günaydın.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Şimdi, bu son Millî Eğitim Bakanı sizin partinizin sloganını kullanarak Türkiye Yüzyılı Maarif Planı oluşturuyor. Bu Türkiye Yüzyılı Maarif Planı'ndan vazgeçmek zorunda kalacaksınız, bunu size göstereceğiz. Eğitimi laik, bilimsel, nitelikli ve parasız bir eğitim hâline getireceğiz. PISA skorlarında en gerilere düşen cumhuriyetin çocuklarını yeniden nitelikli ve parasız, laik, bilimsel eğitim alan hâle mutlaka dönüştüreceğiz.

Sonra, artık insan utanmaz mı ya, bu kadar konuşuluyor. Mülakatlarda yaptığınız skandallar ardı ardına kamuoyunun önüne konuluyor, utanmak ve ders almak yerine Millî Eğitim Bakanı çıkıyor "Yüzde 50 mülakat, yüzde 50 yazılı sınav sonucuna göre öğretmen alacağız." diyor. Yeter artık, milletin çocuklarını bölmekten, hak yemekten vazgeçin; yeter artık, birazcık adil olmaya gayret edin, objektif sınavlar açın; mülakat rezaletine artık bir son verin, söz verdiğiniz uygulamalara dönün ve hak eden öğretmen olsun.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Günaydın.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Arkadaşlar, bugün 7 Mayıs 2024 Salı günü. Salı, çarşamba, perşembe Meclis üç gün çalışacak. Türkiye'nin de birikmiş sorunları var değil mi? Bir taraftan emekli ağlıyor, öbür taraftan işsizler ağlıyor, genç kardeşlerimiz ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar. Tarım batmış, sanayici ne yapacağını şaşırmış. Siz bize ne gündemi getiriyorsunuz? İşte bu gündemi getiriyorsunuz. Bakalım, neymiş bu gündemler... Üç gün boyunca bununla uğraşacağız. Neymiş biliyor musunuz? Özbekistan'la, Ruanda'yla, El Salvador'la, Panama'yla, Svaziland Krallığı'yla -vallahi nerede ben bilmiyorum, mutlaka bir yerlerde vardır- ticaret anlaşması yapmışsınız, Meclisi bunların onaylanmasıyla oyalıyorsunuz. Türkiye Büyük Millet Meclisi bunları yarım saatte geçirir. Siz Meclise bir kanun teklifi, memleketin sorunlarıyla işgal olmuş, bununla uğraşan bir kanun teklifi dahi getiremiyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Günaydın.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Yirmi bir yıllık iktidarın sonunda ulaştığınız yer gerçekten üzüntü verici. Ha, şunu söyleyeyim: Biz ne yapıyoruz? Biz elbette bu gündemsizliğin peşine düşmüyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi, 26 Mayıs 2024 tarihinde ezim ezim ezdiğiniz, limon gibi sıktığınız emeklilerle beraber Ankara'da büyük emekli mitingini gerçekleştirecek, sizi davet ediyorum oraya. (CHP sıralarından alkışlar) AKP'li milletvekilleri, gelin, o mitinge siz de katılın, vatandaşın hâlini bir sorun, bakalım size ne diyecekler? Cesaretiniz varsa gelin, yurttaşın sesini dinleyin. Burada, Meclisin koridorlarına, koltuklarına saklanıp Ruanda'yla ticaret anlaşması yaparak siyaset yürütülemez.

Ben, bu düşüncelerle, Türkiye'nin aydınlık geleceğine duyduğum inançla kamuoyunu ve tüm yurttaşlarımızı saygıyla selamlıyorum. Sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)