GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yirmi bir yıllık iktidarın Meclis gündemine getirebileceği bir tane kanun teklifinin dahi olmadığına, dün ve bugün uluslararası sözleşmelerinin görüşülmesine, memleketin hiçbir gündeminin burada ele alınamadığına, iktidarın sektörler itibarıyla Türkiye'yi getirdiği yere, Öğretmen İbrahim Oktugan'ın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına alınan 18 yaşındaki suç makinesi bir Iraklı tarafından vurulmasına ve ülkedeki 10 milyon mülteciye, TRT Kıbrıs temsilcisi olarak atanan Sefa Karahasan'ın diplomasına, sahte diploma vakasının bu olayla da sınırlı olmadığına, Sağlık Bakanının Medipol Hastanelerini işlettiğine, devlet hastanelerine gitmek zorunla olan vatandaşlara, kendi gündemlerinin sağlık, eğitim ve çiftçiler olduğuna, TÜİK'in memleketin en güvenilmez kurumlarından biri hâline geldiğine ve Meclis koridorlarına saklanarak, koltukların arkasına yaslanarak bu memleketin hiçbir sorununun çözülemeyeceğine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:79
Tarih:08.05.2024

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Efendim, dün biz saat 15.00'te çalışmaya başladık, 24.00 sıralarında çalışmamız bitti yani epey uzun bir çalışma süresi geçirmişiz. Peki, bu zaman dilimi içerisinde bu Meclis vatana, millete hayırlı ne yaptı? Üzülerek ifade ediyorum ki hiçbir şey yapmadı. Çünkü yirmi bir yıllık iktidarınızın sonucunda Meclis gündemine getirebileceğiniz bir tane kanun teklifi dahi yoktur. İfade ediyorum, geçmişinizle kıyaslanmayacak bir gerileme içerisindesiniz. Bir kanun teklifini bir hafta içerisinde Meclise getirememek demek "Memleketin sorunu yoktur, dolayısıyla yasal bir düzenlemeye ihtiyacı yoktur." demektir; ya değilse bunu beceremiyorsunuz anlamına gelir. Ne yaptık biz dün? 4 tane uluslararası sözleşmeyi onayladık. Bugün ne yapacağız? Bugün 14.00'te çalışmaya başladık, gece 22.00'ye, 23.00'e kadar gene sürer, bugün de 3 tane uluslararası sözleşme imzalayacağız.

Bir kere daha ifade ediyorum; getirin memleketin yararına yasal düzenlemelerinizi, biz bu uluslararası sözleşmeleri yarım saatte geçiririz. 600 insan maaş alıyor, 600 insan burada mesai harcıyor ama Meclisi çalıştıramadığınız için memleketin hiçbir gündemi burada ele alınamıyor.

Bakın, ülkeyi getirdiğiniz yeri sektörler itibarıyla söyleyeceğim. Biz sizin gündemsizliğinizin peşine düşmeyiz. Dün buraya millî eğitim sisteminin sorunlarını getirdik ve araştırma önergesi olarak sunduk, gündem ettik. Bakın, arkadaşlarımız ifade ettiler, bir lise öğretmenimiz İbrahim Oktugan silahlı bir saldırı sonucunda, 18 yaşında, suç makinesi, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına aldığınız Iraklı bir kişi tarafından vuruldu. Biz bunu adli bir vaka olarak görüp -vatandaşımıza, okul müdürümüze, öğretmenimize elbette rahmet dileyeceğiz ama- arkasında yatan nedenleri araştırmak zorundayız. Sizin dış politikanız, Amerikan emperyalizmine iş birliğiyle gittiğiniz dış politikanız elinizde 10 milyon mülteci bıraktı; sokakları, şehirleri yaşayamaz hâle getirdiniz. Dünyada kendi nüfusunun yüzde 10'undan daha fazla bir mülteci akınını almak zorunda kalıp üstelik de hiçbir politika geliştiremeyen sizden başka bir hükûmet yok.

Şimdi bir kere daha soruyorum: Bu Iraklı 18 yaşında, suç makinesi ve 5-6 tane sabıka kaydı var; peki, bu insan nasıl oluyor da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına alınıyor, hangi kriteri tutturuyor? Daha böyle kaç tane suç makinesine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verdiniz? Bu 10 milyon mülteciyi ne yapmayı planlıyorsunuz? Var mı bir tane aklı başında, uygulanabilir bir planınız? Açıkladığınız bir planınız var mı? Türkiye maalesef yönetilmiyor, savruluyor.

Gelelim eğitim sisteminin devamına. Bakın, mülakattan falan bahsediyoruz, ne kadar konuşsak azdır. Evlatlarımızın haklarına girdiniz yıllar boyunca, uslanmadınız, devam ediyorsunuz ama o mülakata girenlerin bir kısmının diploması da sahte ya da üst düzeylere atadığınız insanların diploması da sahte. Bakın, örnek veriyorum: TRT Kıbrıs temsilcisi olarak Sefa Karahasan'ı atamışsınız. Adamın diploması iki ayda yüksek lisans, kırk günde üniversite diploması. Ya arkadaşlar, biz de bu okulları okuduk, dört yıldan aşağı üniversite bitiren bir insan var mı? Ya, nasıl bir sistem kuruyorsunuz ki adam kırk günde üniversite bitiriyor, üstelik de denkliğini veriyorsunuz; yetmiyor, bir de götürüyorsunuz Kıbrıs'a TRT temsilcisi olarak atıyorsunuz. Güvenilir, evrakta sahtecilik yapmayan, üçkâğıtçı olmayan bir temsilci atama yeteneğinizde mi yok ya, ayıp değil mi? Bu memleketin bu sistemini böylesine utanılacak bir düzeye getirmeye kimin ne hakkı var? Ve şunu söyleyeceğim, sahte diploma vakası sadece bu adamla sınırlı olsaydı... Ben söylüyorum, aranızda çok üst düzey görevler yapmış olanlar Balkanlarda üniversite açtılar, şakır şakır diploma satıyorlar, buralarda denkliklerini veriyorsunuz ve insanlar bir taraftan da hiç hak etmedikleri üniversite diplomalarını alıyorlar. Bilmiyor muyuz? Ayıp değil mi ya?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Günaydın.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Gelelim sağlık sistemine. Sağlık sisteminin neresinden tutmak lazım? Sağlık Bakanının keyfi yerinde, Medipol Hastanelerini işletiyor, gayet güzel para kazanıyor. Zaten muayene başına da yirmi dakikalık minimum süresi var; parası olan oraya gidiyor ya da ödettirebilenler oraya gidiyor. Peki, devlet hastanesine gitmek zorunda kalan vatandaş ne yapıyor? İki şey yapıyor: Bir, randevu alamıyor; iki, randevu alırsa iki dakikada muayene oluyor. Biz buna sağlık sistemi diyoruz, öyle mi? Yirmi bir yıldan sonra memleketi getirdiğiniz sağlık sistemi bu mudur? Aylin Yaman arkadaşımız kürsüye gelecek, anlatacak çünkü bizim gündemimiz eğitim, bizim gündemimiz sağlık, sonra, bizim gündemimiz tarım, bugün Mehmet Tahtasız arkadaşımız gelecek, konuşacak. Çiftçinin bankalara borcu bir yılda yüzde 65 arttı, ne gam!

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Günaydın.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Umurunuzda mı 5 milyar TL'den 651 milyar TL'ye çıkmış, çiftçinin ortalama yaşı 58 olmuş; son on yılda yüzde 48 çiftçi, Çiftçi Kayıt Sistemi'nden çıkmış, çiftçilikten vazgeçmiş, ne gam ama bizim gündemimiz budur, bunu konuşacağız.

Son olarak da TÜİK'ten bahsedeyim size. İstatistik Kurumu, memleketin en güvenilmez kurumu. Bunu ben söylemiyorum, yurttaşlar arasında anket yapıyorsunuz, yüzde 30'la en güvenilmez kurumlardan biri hâline gelmiş. Enflasyon patlamışken, hayat pahalılığı patlamışken TÜİK bize diyor ki: "İlk dört ayda enflasyon yalnızca yüzde 18,7'dir." Altı ayda ne kadar olacak? Yüzde 25 civarında olacak. Siz bununla işçiye, memura emekli zammı yapacaksınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Günaydın.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - 8 bin lira emekli maaşı alanı geçen dönem 10 bin liraya çıkarttık. Bu yüzde 25 zammı da kök maaşlara yapacaksınız, 8 bin lira çarpı yüzde 25 edecek 10 bin TL. 10 bin TL aylık alan adam hiç zam almadan hayatını sürünerek sürdürmeye devam edecek.

Şu kavuniçi koltuklarınızdan bir kalkın, memleketin yararına bir iş yapın. Gelin, emeklinin, işçinin, tarımcının, sağlık sektörünün sorunlarını çözen kanuni düzenlemeler yapın. Biz de oy birliğiyle bunlara oy kullanalım, memleketin sorunlarını çözelim. Meclis koridorlarına saklanarak, koltukların arkasına yaslanarak bu memleketin hiçbir sorunu çözülemez; hepinizi sorumluluğa davet ediyorum.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)