Konu: | Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 79 |
Tarih: | 08.05.2024 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA ŞERAFETTİN KILIÇ (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. Grubumuz adına, tarımsal girdi fiyatlarının kontrol altına alınması ve adil bir hububat taban fiyatının belirlenmesi için vermiş olduğumuz Meclis araştırması önergesi üzerinde söz aldım.
Değerli milletvekilleri, tarımsal girdi fiyatları durdurulamıyor, sadece 2024 Şubat ayında bir önceki aya göre 4,53 artış gördük ve bu yıl içinde yüzde 55,91'lik bir yükseliş yaşadık. Mazot, gübre, arazi kiraları ve işçi maliyetleri gibi temel giderlerdeki artışlar çiftçilerimizi köşeye sıkıştırıyor. Mazot yüzde 105, gübre yüzde 30, arazi kiraları yüzde 65, işçi maliyetleri ise yüzde 75 oranlarında fırladı. Son dört yıldır kesintisiz artan tarımsal girdi fiyatları çiftçimizi âdeta çıkmaza soktu. Buğday hasadı beklenenden erken başladı. Çiftçiler ne kadar kazanacaklarını bilmiyor ama Hükûmetten ses seda yok; bu durum çiftçilerimizi büyük bir belirsizliğe itiyor. Geçen yıl da aynı şeyi yaşadık, fiyatlar çok geç açıklandı, çiftçilerimiz hasat zamanı ne yapacaklarını şaşırdı. Her yıl aynı senaryo tekrarlanıyor ve çiftçimiz mağdur oluyor. Tarım maliyetleri zaten yüksek; mazot, gübre, işçilik derken çiftçimizin cebinden çıkan para artıyor, geliri ise belirsiz. Hükûmetin bu yılki gecikmesi kabul edilemez. Şu an 1 kilogram buğdayın üretim maliyeti 10 lirayı geçiyor. Çiftçilerimiz, ürettikleri buğday için adil ve zamanında bir fiyat bekliyor. Bu belirsizlik tarım sektörümüzün geleceğini tehlikeye atıyor. Çiftçilerimiz emeklerinin karşılığını alamadıkça bu ülkenin tarımı da sürdürülebilir olmaktan uzaklaşıyor. Bir an önce hububat fiyatlarında adil bir fiyatın açıklanması ve çiftçilerimizin rahat bir nefes alması şart.
Öte yandan, ülkemizde et fiyatlarının artışı Hükûmetin ithalat politikalarının yetersiz kaldığını açıkça göstermektedir. İthal et piyasaya sürülmesine rağmen fiyatlar hâlâ yükseliyor ve bu durum yerli üreticilerimizin rekabet gücünü olumsuz yönde etkiliyor.
Diğer yandan, Ulusal Süt Konseyinin belirlediği çiğ süt fiyatları üreticilerin maliyetlerini karşılamaktan uzak. Bu fiyat politikası, sürdürülebilir bir üretim için gerekli olan damızlık hayvanların kesime gitmesine neden oluyor.
Bu politikalar sadece kısa vadeli düşüncelerle hazırlanmış gibi görünüyor ve uzun vadeli zararları da göz ardı ediyor. Eğer Hükûmet gerçekten tarım ve hayvancılık sektörlerini desteklemek istiyorsa yerli üretimi koruyacak ve teşvik edecek acil önlemler almalıdır.
Değerli milletvekilleri, ülkemizin tarım politikası bu kadar keşmekeş bir durumdayken Tarım Bakanlığımız ve Meclis Tarım Komisyonumuzun bu gidişata bigâne kalması çok vahimdir. Ne yazıktır ki Tarım Komisyonumuz son bir yılda 1 kere bile toplanamamıştır. "Sorunları görmezlikten gel, belki kendiliğinden çözülür." anlayışı mı uygulanıyor acaba? Ülkemiz tarla farelerinin istilasına uğrarken, kuraklık çiftçimizi canından bezdirirken, üreticimiz çaresizce adil bir taban fiyat beklerken, et fiyatları aldı başını giderken, damızlık hayvanlar kesime sürüklenirken Komisyon Başkanı tam da bu kaosun ortasında bir yerde kayboldu; acaba tarım krizlerini çözmek için sihirli bir değnek mi arıyor? Ülkemiz ciddi tarımsal sorunlarla karşı karşıya kalmışken bu durumun göz ardı edilmesi sorumlulukların ihmal edildiğini göstermektedir. Tarım Komisyonunun derhâl toplanarak... Tarım Komisyonu Başkanının gündeminde ne çiftçilerimiz ne de tarım sektörü yer alıyor. Bu, sadece çiftçilerimizin değil tüm ulusal ekonomimizin zararına olan bir durumdur. Tarım Bakanı ve Komisyon Başkanını acilen ve acilen göreve çağırıyorum. Tarım sektörümüzü destekleyecek ve krizleri yönetecek etkili önlemler alınmalıdır. Bu, sadece bir talep değil aynı zamanda bir zorunluluktur. Lütfen, kendimize gelelim, çiftçimiz daha fazla mağdur edilemez.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Kılıç.
ŞERAFETTİN KILIÇ (Devamla) - Tarım sektörümüz daha fazla ihmal edilemez. Bu ihmal ve sessizlik bir suçtur. Bizim bu serzenişimizi ancak tarlasındaki ürünü biçemeden mazot fiyatlarına yenik düşen bir çiftçinin gözyaşlarını gördüğünüzde, süt fiyatları yüzünden geçimini sağlayamadığı için son çare olarak ineğini kestirmek zorunda kalan bir çiftçinin çaresizliğine şahit olduğunuzda, hayvanını yem fiyatına kurban vermek zorunda kalan bir besiciyle konuştuğunuzda, tüm yıl boyunca alın teri döküp sonunda banka kredilerine esir düşen bir çiftçiyle göz göze geldiğinizde, ürününü zar zor pazarlayıp sonunda tüccarın insafına kalan bir çiftçinin umutsuzluğunu hissettiğinizde, ürettiği domatesi maliyetine bile satamadığı için çaresizce tarlasını süren bir üreticiyle el sıkıştığınızda mı anlayacaksınız?
Önergemize desteklerinizi bekliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi, CHP ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar)