| Konu: | DİYARBAKIR'IN SİLVAN İLÇESİNDE MEYDANA GELEN TERÖR SALDIRISINDA ŞEHİT OLAN 13 ASKERİMİZE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 11 |
| Tarih: | 15.07.2011 |
İDRİS BAL (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle sorunun başladığı tarihi ben hatırlatmak istiyorum. Yaklaşık otuz yıldır bu sorunla biz yüz yüzeyiz ve o dönemden bugüne nice sağdan ve soldan partiler, hükûmetler geldi geçti. Ve aslında sorun, değerli Başbakan Yardımcımızın da bahsettiği gibi, millî bir sorundur. Zaten bu saldırıların amacı -ki, daha önceki saldırılarda da görüldüğü gibi- bizim birbirimize girmemiz, moralimizin bozulması, millî bütünlüğümüzün zarar görmesidir. Dolayısıyla biz nasıl bir evladımız, annemiz, babamız, sevdiğimiz rahatsız olduğunda, hasta olduğunda onu iyileştirmek için samimi bir şekilde gayret gösteriyor isek, bu da millî bir sorundur, farklı partilerden bile olsak, farklı bakış açılarına da sahip olsak, samimi bir şekilde meseleye yaklaşmamız, pozitif eleştiriler getirmemiz gerekiyor.
Bu çerçevede, zaten ülkemizde uzunca süre sorunlar halının altına süpürülmüştü. Atatürk'ün bir deyişi var: "Yurtta sulh, cihanda sulh." Yurtta sulh nasıl olur? Sorunları çözersiniz, devletle halkı barıştırırsınız. Dolayısıyla AK PARTİ dünden bugüne halının altına süpürülen sorunları çözebilmek için mertçe bir tavır almıştır ve şu ilkeyle hareket etmiştir: "Milletimiz kazanacak ise biz kaybetmeye hazırız." mantığıyla hem demokratik açılım sürecinde hem diğer alanlarda önemli adımlar atmıştır. Dolayısıyla bu çerçevede, birbirimize girmek yerine, bence hakikaten biz bu insanlarımızı nasıl kazanabiliriz, mağduriyetleri nasıl giderebiliriz; diğer taraftan da, hakikaten güvenlik bağlamındaki mücadelemizi daha iyi nasıl yürütebiliriz, bunu pozitif eleştirilerle ele alırsak hepimiz kazanırız, milletimiz kazanır. Ama biz kaybedersek?