| Konu: | DENİZCİLİK SEKTÖRÜNÜN SORUNLARINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 89 |
| Tarih: | 09.04.2013 |
D. ALİ TORLAK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; denizcilik sektörünün sorunlarıyla ilgili gündem dışı söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, 2008 yılında başlayan küresel ekonomik krizden en çok etkilenen sektörlerin başında denizcilik sektörünün geldiğini pek çok kez ifade ettim. Bugün burada bir kez daha açıklamak zorunda kalıyorum. Aslında bu bir açıklama değil, bu sektörün feryadıdır ancak başta Sayın Bakan olmak üzere, AKP Hükûmeti bu feryadı duymak istememektedir. Tuzla'da 2008'den bu yana yaklaşık 40.bin kişi çalışırken bu sayı şu anda 3.500 kişiye kadar düşmüştür. Dünlerde 40 bin kişi, yan sanayisiyle birlikte değerlendirdiğinizde yaklaşık 300 bin kişiye ekmek veren bir sektör bugün maalesef kapanma noktasına gelmiştir.
Bugün Tuzla'da tersanelerin çalışmıyor olmasından görülüyor ki AKP Hükûmeti ve Sayın Bakan maalesef üzüntü duymamaktadır. Büyük bütçelerle yapılan yeni tersane yatırımları yarım kalmıştır, mevcut tersanelerde on binlerce işçi, yetişmiş personel sektör dışına çıkmıştır ve köyüne geri dönmüştür. Oysa kriz başladığında, başında Hükûmet "Teğet geçecek." söyleminden vazgeçseydi ve buna biraz da tedbir alsaydı bugün tersanelerimiz bu durumda olmayacaktı. Kriz öncesi kredi verebilmek için denizcilerin kapısından eksik olmayan bankalar, denizcilikten kazandıklarını unutup mevcut kredileri geri çağırmak için birbirleriyle yarışmasalardı bugün binlerce kişi işsiz kalmayacaktı, ekonomimiz bu derecede sıkıntıya girmeyecekti.
Durum bizde böyleyken dünya deniz ticaret filosu hükûmetlerin destek ve teşvikleriyle kriz yıllarında da devam etmiştir. Bizde de AKP Hükûmeti her ne kadar söylemlerinde "Üç tarafı denizlerle çevrili ülke sahibiyiz." deseler de denize sırtını dönmüşlerdir. Uzak Doğu ülkeleri, Çin başta olmak üzere Güney Kore, Vietnam, Bangladeş gibi ülkeler denizcilik sektörünün devlet tarafından desteklenmeleri ile ayakta kalmışlar ve dünya yeni gemi inşa pastasından çok büyük kısmını ele geçirmişlerdir. Dünyanın en önemli denizcilik yayınlarından olan ShipYard Monitor isimli derginin Ocak 2013'te yayımladığı son rapora göre, armatörler geçen yıl gemi yatırımları için 1.087 adet gemi siparişi vermişlerdir. Bundan bizim aldığımız pay yüzde 1'dir.
Değerli dostlar, değerli milletvekilleri; yaklaşık beş yıldır denizcilik sektörüyle ilgili zaman zaman bu kürsüden ve her platformdan derdimizi, sıkıntımızı anlatmaya çalışıyoruz ama bir şeyi samimiyetimle söylemek isterim ki: Denizcilikten sorumlu Sayın Bakan bu konuda, denizden sorumlu olmasına rağmen, yetkili olmasına rağmen sınıfta kalmıştır. Bunu kendisi de kabul etmiştir çünkü müsteşarlık olan Denizcilik Müsteşarlığını kapatıp bir genel müdürlük düzeyine indirgemiştir ve dolayısıyla da bunu kendisi de kabul etmiştir.
Dün, 57'nci Hükûmete kızan Sayın Bakan, 57'nci Hükûmet döneminde tersanelerin çok zor durumda olduğu günlerde 50 milyon TL gibi bir kredinin verilmesini sağlamış ve insanların, tersanelerin ayağa kalkmasını, hayatını idame ettirmesini sağlamışlardır ve bu kredilerin hepsinin geri dönüşleri olmuştur.
Geçmişte ne olmuşsa olmuş, bundan sonra ne yapabiliriz? Sayın Bakan, bunlarla ilgili hazırlık yapmış mıdır? Bana göre hazırlık yapmamıştır. Peki, Sayın Bakan, hiç mi iyi bir şey yapmamıştır? Sayın Bakan, iyi bir şey yapmıştır, o da şudur: Yeni tersane alanları açmıştır ancak açtığı alanları da kendi yandaşlarına tesis etmiştir. Dolayısıyla, bu yanlış devam etmiştir ve bugün Türkiye'deki tersanelerin sadece ve sadece yandaşların dışında çalıştığını söylemek maalesef mümkün değildir.
Bugün ne yapılabilir? Bugün şu yapılabilir: Dün, Kredi Garanti Fonu'ndan kredi kullanılmasını sağlayan Sayın Bakana bu kredinin yanlış çıktığını ve bunun kimseye faydasının olmayacağını söylediğimizde, Sayın Bakan "Kredibilitesi olanlara biz kredi veriyoruz." demiştir ve insanları sadece ve sadece kredibilitesi olanlara -sıkıntısı olanlara verilmemek üzere- bir kredi tahsisi yapmıştır. Bu da sektörü zor durumda bırakmıştır.
Sayın Bakan bir şey yapmalı, tekrar kendisi bir ekip, bir komisyon oluşturmalı bununla ilgili, denizcilik sektörünün mutlaka sorunlarını tespit etmelidir. Eğer bunu yapmıyorsa, tersanelere bir can suyu veremeyecekse ve bununla ilgili bir çalışma yapmayacaksa Sayın Bakan, bu tersaneleri kapatsın. Eğer bunu da yapamıyorsa akil adamları devreye soksun, tersanelerle ilgili bir akil adamlar heyeti oluştursun, bu sıkıntıları yerinde tespit etsinler ve gelsinler, Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu konuyu gündeme getirsinler diyor, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.