GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2822 SAYILI TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ GREV VE LOKAVT KANUNUNA BİR GEÇİCİ MADDE EKLENMESİ HAKKINDA (S.S.1)
Yasama Yılı:1
Birleşim:11
Tarih:15.07.2011

MHP GRUBU ADINA OKTAY VURAL (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Çok değerli milletvekilleri, aslında bugünün iki önemli özelliği var. Birincisi, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu manevi varlığına teslim edilmiş olan bu ülkenin, bu devletin, bu milletin birlik ve bütünlüğünü korumakla görevli güvenlik güçlerimizin bu iradesini ortadan kaldırmaya yönelik hain saldırı neticesinde 13 askerimizin şehit olması zannederim Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türk milletini en fazla derinden yaralayan bir husus olmuştur.

Öncelikle bu terör konusunda ortaya konulan bu siyasi iradeye iştirak eden AK PARTİ Grubuna, Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna teşekkür ediyorum.

Bizler hepimiz Türk milletini temsil ediyoruz ve "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." diyorsak bunu temin etmek ve ecdadımızın bize emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti devletini bir ve bütün olarak geleceğe taşımak bu Meclisin en önemli görevidir. Böyle bir iradeyi ortaya koymuş olmak önemli bir kararlılıktır. Tekrar grup başkan vekillerine ve grup başkan vekillerinin adına bu bildiriye imza atan ve destekleyen değerli milletvekillerine teşekkür ediyorum.

İkinci önemli konu da bugün yine Türk milletinin temsilcisi Türkiye Büyük Millet Meclisinde, bu milletin millî ve manevi değerlerini temsil etmek durumunda olan Meclisimizde aynı zamanda bugün bir mübarek Berat Gecesi. Dolayısıyla böyle bir günde birbirimizi kırmaktan, incitmekten uzak durmak zannederim bu tartışmadan elde edeceğimiz kazançtan çok öteyedir. Erteleyelim, yapmayalım. (MHP, AK PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar) Yani çok fazla fırsatımız olmayabilir. Dolayısıyla bu konuda gerçekten bence bütün bunlardan, kişisel ya da sözel olarak yapılan bu tartışmalardan bir berat istesek iyi olur diye düşünüyorum.

Tabii bu süreç içerisinde tartışmalar? İşte Cumhuriyet Halk Partisinin AKP'yle mutabakat neticesinde burada bulunarak söz ve iradesini kullanmasından gerçekten memnuniyet duyduk. İşte, mutabakat ama sonradan bunlar oluyor.

Şey aklıma geldi benim, sözlerimde bahsetmiştim: Görüşmelerin muhtevası konusunda çeşitli rivayetler var. Ben de yerimden söylemiştim ama Mecliste milletvekillerine de ifade etmek istiyorum. Nasılsa Telekom İletişim Başkanlığı dinliyor, tutanakları yayınlasın İnternet'te, kimin ne dediğini görelim, dolayısıyla ileri demokrasinin Türkiye'yi nereye kadar götürdüğünü hep beraber birlikte görürüz. Bunların hepsi belki ileride olacaktır diye düşünüyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

Tabii, öncelikle hitap edenlerin? İç Tüzük hükümlerine göre gerçekten bir tartışmalı durum var çünkü teşekkür etmemiş bir komisyon ama havale var; bu, İç Tüzük'ün içerisinde bulunduğu sıkıntılardan biridir, bunları aşmak lazım. "Teşekkür etmemişse nasıl havale olur ama havale tarihinden sonra kırk sekiz saat?" Çok böyle labirentler içerisinde olan bir konu. Ama bizim haklarımızı koruyan bu İç Tüzük'tür değerli milletvekilleri. İç Tüzük'e göre bize söz verilir, muhalefete. Sizin parmak çoğunluğunuz var ama bizim de İç Tüzük'teki haklarımız var dolayısıyla bu hakları koruma konusunda muhalefetin ısrarlı duruşunu demokrasiye olan bağlılığı olarak da görmek gerekiyor. O bakımdan?

Sayın Bakanın da özellikle bir ifadesi oldu daha önceki tartışmalar konusunda. Şunu dediniz: "Parlamentoda görüşülmesine engel olundu." Sayın Bakan, bu Parlamentoda bir şeyin görüşülmesine kimse engel olamaz. Parlamento kendi meşru kurumları aracılığıyla ya görüşür ya görüşmez. O bakımdan, engel olmak, Parlamentoya engel olmak bu Parlamentonun birtakım etkilerle yönlendirilebildiğine ilişkin bir kararlılık ortaya koyar ki bu konuda hiçbir boykotun, hiçbir tartışmanın bu Meclisin çalışmasına engel olamayacağına ilişkin irade koymuş bir 24'üncü Dönemin yaklaşımına aykırı olduğunu ifade etmek istiyorum.

Evet, 24'üncü Dönemin ilk yasası, ilk yasama günü bugün. Hayırlı olsun. Aslında bir ihtiyaçtan kaynaklanıyor. Biz destekliyoruz bunu. Sosyal taraflarla görüştük, onlar kabul ediyorlar. Aslında sorunun çözümü değil de daha büyük sorun çıkmaması için bir dondurma yapıyoruz ama en önemli sorun Sendikalar Kanunu'ndan kaynaklanıyor. Bunu hep beraber, birlikte çözmemiz gerekiyor. Aslında sorunu çözmeyen burada yok yani bu sorunu Meclise iki arada bir derede önümüze getiren başka bir bakan. Şimdi, Sayın Faruk Çelik önünde buldu bunu, birdenbire bu sorunla karşılaştı. Olmasa ne olacak? Sendikaların toplu sözleşmeyle ilgili hakları kaybolacak belki, sıkıntılar olacak ama dediğiniz gibi de yüzde 10 barajından dolayı sendikaların toplu sözleşme hakları da şu anda gasbediliyor, o da ayrı bir sorun. O zaman bunu önümüzdeki dönemde zannederim çözmemiz gerekiyor.

Geçici olarak bir sorunu çözmeye yönelik bir öneri, olumlu baktık. İnşallah, bugün Meclis, iradeyle daha büyük sorunların çıkmasını engellemiş olacak ama bu dönemle ilgili bazı hususlar anlatıldı, bundan sonraki dönemde çok anlatacağız bunları, zaman zaman kızacaksınız. Çoğunluk partisine söylüyorum tabii ama sözümüzü ve irademizi kullanmaktan hiç kimse bizi engelleyemez, onu da ifade etmek istiyorum.

Yani, bu dönemde, şöyle bir bakıldığı zaman, uygulanan ekonomi politikalarının neticesinde, sermaye ve emek/hasıla kat sayısının hep sermaye lehine geliştiğini görüyoruz. İstihdamın yüzde 46'sı asgari ücretli olmuş, taşeronlaşma kamuda giderek artmış, her yerde taşeron, her yerde taşeronlaşma. Bu nasıl bir istihdam şeklidir? İşsizlik sigortası talan ediliyor, müteahhitlere veriliyor. Üretim ithalata bağımlı, Türkiye'de üretmek cezalandırılıyor, Hanslar, Corçlar iş buluyor, Ahmetler, Mehmetler, Fatmalar iş bulamaz hâle gelmiş. Hepiniz bunu görüyorsunuz.

Dış ticaret açığı, cari işlemler açığı almış başını gidiyor. Sorun büyük, Türkiye üretmiyor, üreten cezalandırılıyor, başta emek ve çalışanlar cezalandırılıyor. Büyüme istihdam üretmiyor, istihdam refah artırmıyor. Yani, bugün geldiğimiz bu noktada en düşük gelir alan yüzde 10'luk kısım içerisinde yeni yaratılan istihdamın önemli bir payı var. Bunun, gelir paylaşımı konusunda AKP döneminde gelir dağılımında en zenginle en yoksul arasındaki farkın 4 kat daha fazla arttığını görüyoruz. Demek ki bu ekonomi politikaları bir fayda getirmiyor.

Özel idarelerde çalışanları sürgün etmek için kanun çıkıyor. Hatta işçi ticareti için burada kaç kere gitti geldi. Cumhurbaşkanına gidildi, buradan tekrar konuldu, tekrar çıkarıldı büroların kurulmasıyla ilgili.

Kamu çalışanları siyasi baskı görüyor, ayrımcılığa tabi tutuluyor. Müfettiş terörü, sürgün, bunları yaşıyoruz.

Çalışanların örgütlenme haklarına müdahale ediliyor. Kamuyu eline geçiren o çalışanlar üzerinde baskı uygulayarak kendi politikalarını onlara kabul ettirmek istiyor, böylece demokratik bir ortam gelişmiyor.

Kamu istihdam sınavlarına şaibeler, şifreler, kopyalar bulaşıyor.

Dediğim gibi, bütün bunların hepsini anlatacağız. Çalışanlar, emeğini kullananlar açısından çok parlak bir dönem yok ama 6 tane dolar milyarderi varken, müjdeler olsun, 39 tane dolar milyarderimiz olmuş! Bunların da sahip oldukları servet bütün millî gelirin yaklaşık yüzde 14'üne tekabül ediyor.

Böyle bir ortam içerisine giriyoruz ama ben her şeyden önce -son konuşmayı yapıyorum- öncelikli olarak tabiatıyla milletimizin ve siz değerli milletvekillerinin mübarek Berat Kandili'ni kutluyorum. Bu mübarek gece münasebetiyle Cenabıhakk'ın yaptığımız yanlışlıklardan dönmeyi, hayırlı hizmetlerde buluşmayı nasip etmesini niyaz ediyorum, inşallah böyle olacaktır. Bundan sonra yine hayırlı bir ay, ramazana gireceğiz. O zaman burada bulunamayacağız ama her şeyden önce böyle bir günden sonra?

Zaman zaman "Tatile giriyor." diyor ama milletvekillerinin tatili olmaz, yaz dönemi çalışmaları olur değerli milletvekilleri. Yaz dönemi çalışmalarında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak bütün milletvekillerine başarılar diliyoruz, ailelerinizle geçireceğiniz birkaç huzurlu günde mutluluklar diliyoruz.

Bu yasama döneminin ilk yasasını çıkaran Sayın Bakana da yeni bakanlık döneminde başarılar diliyorum, hayırlı uğurlu olsun.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OKTAY VURAL (Devamla) - 1 Ekimde daha etkili tartışmalarda bulunmak üzere hepinize saygılarımı arz ediyorum. (MHP, AK PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)