Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 81 |
Tarih: | 14.05.2024 |
CHP GRUBU ADINA AYHAN BARUT (Adana) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri, ekranları başında bizleri izleyen değerli yurttaşlarımız; hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Bugün 14 Mayıs, hem Eczacılar Günü hem de Dünya Çiftçiler Günü. Öncelikle başta Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel olmak üzere tüm eczacıların Eczacılar Günü'nü kutluyorum.
14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü nedeniyle dünyanın birçok yerinde, birçok ülkesinde bugün bayram havasında kutlanılıyor ancak ne yazık ki ülkemizde tarımın, çiftçinin sorunları katlanarak artıyor ve devam ediyor. Çiftçi borç batağında boğuluyor. Gıda enflasyonu tüm dünya ülkelerinde azalırken kendi ülkemizde artarak devam ediyor. Gençlerimiz ise tarımdan uzaklaşıyor. Ülkemizin hemen hemen her bölgesinde doğudan batıya, güneyden kuzeye kadar tüm çiftçilerimiz âdeta kan ağlıyor. Doğuda hayvan üreticileri, batıda incir ve üzüm üreticileri, güneyde pamuk, mısır, buğday ve ayçiçeği üreticileri, yine kuzeyde ise fındık ve çay üreticileri şu anda perişan hâlde, neredeyse ülkemizin 81 ilinde üreticilerimiz kan ağlıyor.
Değerli arkadaşlar, çay demişken partimizin Karadenizli milletvekillerinin rızasıyla birkaç cümle konuşmak isterim. Vatandaşlara çay atanlar, şimdi vatandaşa çay fiyatı konusunda kafa atmış durumda! (CHP sıralarından alkışlar) Çünkü maliyeti 21 lirayı aşan çayın bundan birkaç gün önce açıklanan fiyatı son derece komik, 17 lira artı 2 lira prim şeklinde bir fiyat açıklandı; bu 2 liralık primin de ne zaman ödeneceği belli değil değerli arkadaşlar. Oysaki maliyeti 21 lira ama çiftçinin eline geçmesi gereken fiyat ise 25 lira olmalıdır. Resmî rakamlara göre, verilere göre enflasyon yüzde 69 olarak görünüyor ama çay üreticisinin gerçek enflasyonunun yüzde 125 olduğu gerçeğinin altını çizmek isterim. Özellikle bu fiyatları da açıklarken, biliyorsunuz taban fiyatlar açıklanırken Cumhurbaşkanı ya da Kabine bayram havasında, düğün havasında açıklarlardı. Bu fiyatı kendileri de beğenmemiş olacaklar ki sadece Bakanlığın internet sayfasından yayınlayarak çay üreticisini kale almadıkları ortada. Türkiye'deki çay üreticisinin emeğine ve ekmeğine kan doğramayın değerli arkadaşlar. Açıkladığınız bu fiyatla, çay üreticisi -şu elimde gördüğünüz ekmeği bile- 1 kilo çay satarak 2 tane ekmek bile alamaz durumda. (CHP sıralarından alkışlar) Derhâl 17 liralık alım fiyatını revize ederek 25 lira fiyat açıklamanız gerekmektedir ve bu yanlıştan dönmeniz gerekmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizin en erken buğday hasatını yetiştiren Çukurova bölgemizde şu anda buğday hasadı son hızıyla sürüyor. Binbir emekle, büyük zahmetlerle elde edilen bu buğdayın fiyatı henüz daha açıklanmadı. Zirai ilaçtan tohuma, gübreye her şey yüzde 100'ün üzerinde pahalanırken -geçen yıl Ofis tarafından açıklanan buğdayın fiyatı 8,25 liraydı- şu ana kadar -hasat bitmek üzere- buğdayla ilgili bir fiyat yok; Ofisin de herhangi bir alım garantisi henüz daha belirlenmedi. Çiftçimiz âdeta şu anda tüccara mahkûm ediliyor ve yine buradan söylüyorum: 1 kilogram buğdayın amasız fakatsız lakinsiz 15 lira olması gerekirken maalesef serbest piyasada, tüccarda 1 kilogram buğday 9 liraya satılıyor. Şu yine elimde gördüğünüz bir ekmek 10 lira ama üretici buğdayını 9 liraya satıyor. Hem üreticiyi hem tüketiciyi, kısaca vatandaşı sizin iktidarınız kuru ekmeğe muhtaç etmiş durumda değerli arkadaşlar. Bu nedenle bu fiyatı da derhâl açıklamanız gerekiyor. (CHP sıralarından alkışlar)
AKP iktidarı tarımı ve üreticilerimizi destekleyip güçlendirmek yerine maalesef ithalat sevdalısı oldular, ithalata devam ediyorlar; maalesef tarımı, çiftçiyi desteklemiyorlar. Bu yıl normalde desteklenmesi gereken, verilmesi gereken rakam 91,5 milyar lira. Neden bu?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
AYHAN BARUT (Devamla) - 2006 yılında çıkarılan bir Tarım Kanunu var, Tarım Kanunu'na göre yüzde 1'den aşağı olamaz. Bunun tutarı, rakamı 412 milyar lirayken iktidarınız şu anda 91,5 milyar destekleme vererek suç işlemeye bile isteye devam ediyor değerli arkadaşlar. Bu nedenle bu desteklemeler hem yetersiz hem de anlamsız bir hâlde ve hiçbir zaman da zamanında ödenmemiş. Türkiye'de çiftçilerin bankalara, tarım kredilerine borcu 850 milyar lirayı bulmuş; 2002'de işbaşına geldiğinizde 2,5 milyar liraydı. Özetle, borcu katbekat artan çiftçi şu anda çıkmaz içerisinde.
Şunu söylemek istiyorum, son sözlerim: Tarımı hor görenler, yarını zor görür. (CHP sıralarından alkışlar) Üretmeyen toplumlar bağımlı hâle gelir ve gıda egemenliği de tehlikeye girer diyorum, sizleri saygıyla selamlıyorum.
Önergemize destek verilmesini bekliyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)