| Konu: | 2822 SAYILI TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ GREV VE LOKAVT KANUNUNA BİR GEÇİCİ MADDE EKLENMESİ HAKKINDA (S.S.1) |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 11 |
| Tarih: | 15.07.2011 |
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, temel sorunumuz şu: Yüzde 10 barajı. Konuştuğumuz bu. Yüzde 10 barajı dünyada uygulaması olmayan bir baraj sistemi. Gene birçok ülkede uygulanmayan, dünyanın hiçbir yerinde uygulanmayan bir uygulama da noter şartı. Türkiye sendikal hareketini aslında kuşatan, örgütlenme özgürlüğünü yok eden en önemli düzenlemenin başında yüzde 10 barajı diye ortaya koyduğumuz bir sistem gelmektedir ve günlerce de yıllarca da bunu tartışmaya devam etmekteyiz.
Şimdi, bugün bu şekliyle kabul edilmesi hâlinde, yani bir erteleme daha söz konusu olduğunda yaklaşık iki buçuk yılı aşkın süreden beri eski istatistik esas alınarak yapılan uygulama bir altı ay daha sürdürülecek. "Bu son." diyor ama son olması hep burada temenni edilmiştir, konuşulmuştur ama sonlanmamıştır. Şimdi, o günden bugüne kadar birçok sendika aslında o istatistiğin de dışında yeni bir süreç yaşamışlardır ama toplu sözleşme hakkına kavuşamamışlardır. Onlara ciddi bir haksızlık yapılmaktadır ve o anlamda bir hukuksuzluk yapılmaktadır. Bizim önerimiz ise tabii ki kapsamlı bir Sendikalar Yasası'nın değişikliğine ihtiyaç var. Çok kapsamlı, 2821 ve 2822 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Yasası'nda acil bir değişikliğe ihtiyaç var ama en azından, sevgili milletvekilleri, bu sürecin aşılması adına, bir nefes alma adına ve diğer, iki buçuk yıldan bu zamana kadarki bu süreçte sendikal konumları, o barajın bir niteliğe dönüştüğü ama toplu sözleşme hakkına kavuşamayan sendikalara bir hukuksuzluğun, bir adaletsizliğin engellenmesi adına bu teklifimizin doğrultusunda bir karar vermenizi diliyoruz çünkü en azından böylesi bir düzenleme ortaya konulduğunda baraj diye bir sorun kalmayacaktır. İlk adım olarak da bu Meclis, ilk düzenlemesinde de Türkiye'nin bir önemli ayıbını bugün kaldırmış olacaktır. Bir 12 Eylülle hesaplaşmaysa bugün o hesaplaşmayı yapma imkânına sahip olacaktır. Buradan başlayalım, buradan yürüyelim. (CHP sıralarından alkışlar) Buradan yol yürüyerek ilk başlangıcı 24'üncü Dönem Parlamentoya nasip olacak bir yaklaşımı hep beraber ortaya koyalım diye düşünüyoruz.
İkinci olay şu: Demin açıklamalar yapılırken yani "Sendikalar kapatılsın." Hayır, biz bu baskıdan bu sendikaları kurtarmak istiyoruz. Kırk katır mı kırk satır mı yaklaşımından bu sendikal hareketi kurtarmak adına diyoruz ki daha önce de aynı tehditleri ben Konfederasyon Başkanıyken yedim "Ne yapalım, eğer bunu uzatmazsak siz barajın altında kalacaksınız." Kalalım da bütün Türkiye ve bütün dünya bu rezaleti bir gün daha iyi görsün, bu kadar bin üyeyle niye barajın altında kaldığımızı bir de siz izah edin diye bunu söyledik. (CHP sıralarından alkışlar)
Dolayısıyla, bugün Hükûmetin aslında temel gündemini biliyoruz. Temel gündemi şu: Tabii ki kıdem tazminatının yeniden bir hak kaybı doğuracak şekilde ele alınmasıdır, bölgesel asgari ücretin yaygınlaştırılmasıdır, özel istihdam bürolarının kurulmasıdır ve daha esnek çalışma modellerinin, çağrı üzerine çalışma modellerinin yeniden bize dayatılmasıdır. Çalışanların zaten hakları budanmıştır, sendikal örgütleri yok edilmiştir, tek güvencesi olan örgütlenme özgürlüğü diye bir özgürlük de bizim ülkemizde bulunmamaktadır. Örgütlenme özgürlüğünün önünü açacak en temel düzenlemeye gelin birlikte adım atalım, birlikte katkı verelim, bu yasaya bugün onurluca, bu sürece katkı vererek ilk ayıptan Türkiye'yi kurtaralım diye düşünüyorum.
Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)