Konu: | Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 82 |
Tarih: | 15.05.2024 |
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; IMF'siz IMF programının fitili ne zaman ateşlendi? Kurtarıcı Bakan Mehmet Şimşek dört gözle beklenen yeni tasarruf tedbirlerini açıklamıştı. Hazine ve Maliye Bakanı kurtarıcı Mehmet Şimşek, bizim uzun zamandan beridir ifade ettiğimiz IMF'siz IMF programının ilk fitilini geçtiğimiz ay ateşledi. Bu minvalde, Dünya Bankasından iki üç yıl içinde ülkemize tam 18 milyar dolar para girecek. "IMF yerine Dünya Bankası verelim." diyorlar. Şimdi, bu iktidarın, daha doğrusu Sayın Erdoğan'ın IMF alerjisini bilmeyen yoktur. IMF'yle anlaşma yapan Türkiye Cumhuriyeti hükûmetlerini neredeyse ihanet derecesinde suçlamıştı. IMF'nin emekçiyi, dar gelirliyi ezen, can yakan zamanın ekonomik tedbirlerinden illallah etmiş milletimizin bu hassasiyetini de çok iyi istismar etmişlerdi. Hatta çok defalar kendilerinin "IMF bizden borç istedi." şeklinde beyanları dahi olmuştu ki bunun da başka bir doğru söz olmadığını zaman bize göstermişti. Yirmi küsur yıl sonunda ülkemizi ve milletimizi maruz bıraktığı ekonomik iflasın bir sonucu olarak namert muamelesi yaptıkları IMF'ye gidip borç istemenin siyasi olarak kendisini yıpratacağını düşündüğünden olacak ki IMF yerine Dünya Bankasına gittiklerini görüyoruz. Her zaman iktidar taktikleri bunlar, kelimelere farklı gömlekler giydirmek suretiyle başka bir anlama bürüneceğini düşünen çok bilmiş tayfanın işleri bunlar. Yani ateşe "su" deyince yakmıyor mu? Yani güneşe "soğuk" deyince güneş ısıtmıyor mu?
Değerli milletvekilleri, şimdiye kadar 10 adet tasarruf tedbiri, "Olmadı, 11'inciyi verelim." diyorlar. Şimdi, Sayın Şimşek'in kaçıncısı olduğunu söyledim, 10 tedbir almışlar, 11'inciyi alıyorlar. Ambulans, savunma, güvenlik gibi zorunlu ihtiyaçlar hariç yeni araç almayı ve kiralamayı üç yıl durduracakmış, yabancı menşeli araç kullanımını yasaklayacakmış yani bina alımı, yeni bina alımı ve yapımı üç sene durdurulacakmış, sosyal tesis yapımı, alımı ve kiralanması süresiz olarak askıya alınacakmış, üç yıl boyunca kamuda emekli olanlar kadar yeni personel alınacak, yeni alım yapmayacaklarmış, kamuda çalışanlar artık sadece tek bir yerden maaş alacaklarmış.
Ya, sayın milletvekilleri, siz burada söylemediniz mi? Bizler muhalefet olarak "2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11 yerden maaş alanlar var." dediğimiz zaman, burada grup önerisi verdiğimizde çıkıp şöyle söylemediniz mi? "Sayın Cumhurbaşkanımız bir kararname yayınladı, bundan böyle artık insanlar 2, 3, 4, 5 yerden maaş almayacaklar; 2, 3, 4, 5 yerden maaş alan CHP'li belediyeler..." demiştiniz, "Orada var." demiştiniz. Ben de burada söylemiştim size: "Madem ki CHP'de 2, 3, 4, 5 yerden maaş alanlar var, gelin, bu grup önerimize, araştırma önergemize 'evet' deyin, bu CHP'yi de araştıralım, belediyelerini araştıralım, sizin de bakanlıklarınızı araştıralım ve de aynı zamanda sizin çok özel genel müdürlüklerinizi araştıralım." dediğim zaman niye bizim grup önerimize "ret" oyu verdiniz? Ve ardından hatırlarsanız eğer -Türkiye'de bununla ilgili olarak da çok defa konuştuk- her seferinde "Yok böyle şeyler." dediniz. Madem yoktu, niye buraya koydunuz? "Niye insanlar tek bir yerden maaş alacak." diyorsunuz? Demek ki varmış, şimdiye kadar var. Türkiye'de hiçbir şey şeffaf değil arkadaşlar, hiçbir şey şeffaf değil ve Türkiye'de hukuk yok. Hukuk, siyasete boğdurulduğu zaman oradan adalet firar eder, firar etmiştir adalet şimdi.
Değerli milletvekilleri, "Yönetim kurulu üyelerine üst sınır maaş gelecek." diyorsunuz, "Maaşın üst sınırını geçenlerin ücreti devletin kasasına girecek." diyorsunuz. Kırtasiye harcamaları azalacakmış, yazışmalar da dijital ortamda yapılacakmış. Ya, mefhumu muhalifinden diyorsunuz ki: "Biz Türkiye'yi iflasın eşiğine getirdik ve yirmi iki yıl sonra da bu tedbirleri alıyoruz." 11'inci tedbiriniz. 2021 yılında yine tedbirler aldınız, bununla ilgili açıklamalar yaptınız. 2023 yılında da -daha yeni, dün kadar yeni yani iki gözün uzaklığı ne kadarsa o kadar uzak bir tarihte- o tedbirleri yenilediniz. Peki, ne oldu? Orada da diyordunuz: "Bundan böyle bu tedbirlere uymayan bürokratlarla ilgili, uymayan belediye başkanlarıyla ilgili işlemler yapacağız." Yaptınız mı? Yok. Hani, kime ne işlem yaptınız? Aynı işler devam ediyor. Toplayacağınız para neymiş? 100 milyar TL yani 3 milyar dolarmış. Allah aşkına, bunun için tedbir mi alınır? Dün buradaki konuşmacı diyordu ki: "Muhalefet oldukça memnun." Yok, memnun değiliz. Niye memnun olalım ki?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Özdağ, toparlayalım lütfen.
SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Siz diyorsunuz ki: "Biz Türkiye'yi iflasın eşiğine getirdik, daha beter ihaleler yapıyoruz, artık bundan böyle pazarlık yapılan ihaleleri askıya alıyoruz ve kur korumalı mevduatla ekonomiyi milyar dolarlar zarara uğratıyoruz." Aynı zamanda, diyorsunuz ki: "Türkiye'de Merkez Bankası bu kadar zarar etti." ve bu zararla ilgili açıklamalar yapmıyorsunuz. Aynı zamanda, siz diyorsunuz ki: "Türkiye'de Varlık Fonu denetimin dışında." Neler olduğunu söylemiyorsunuz. Ben size soruyorum: Bu bankalarla ilgili araştırma önergelerimize, soru önergelerimize bakanlar niye cevap vermiyorlar? Mesela bu çete reisi diye yakaladığınız kişi bu devletin bankalarından kaç para aldı? Ödemedi mi? Ödemedi. Peki, Türkiye'nin iş adamları Ziraat Bankasından kaç para aldılar? Ödediler mi? Ödemediler. Niye araştırmıyoruz bunları?
Bakın, namuslu bir siyasetçi olarak sesleniyorum size: Bütün namuslu siyasetçileri bir olmaya davet ediyorum. Gelin, Türkiye'de şeffaf bir yönetim inşa edelim. Biz milletvekilleri olarak kendi mal varlıklarımızdan başlayarak hep beraber çıkalım ve diyelim ki: "Milletvekilleri, mal varlıklarımızı açıklıyoruz." Bu mal varlıkları Meclis Başkanının odasında durmayacak, ben 24'üncü Dönemde neyim varsa 28'inci dönemde onu açıklayacağım. Belediye başkanları, kara delik, kara delik; kapkara bir kuyu burası. Belediye başkanları borçlanmışlar, verdik bugün grup önerimizi, ne dediniz? "Hayır." dediniz. Araştırmayalım mı bu borçları? Araştıralım. Kim, ne kadar borç yapmış, minareyi çalmış kılıfını hazırlamış? Gelin bunları yapalım.
Son söz olarak da şunu söylüyorum: Türkiye'de çok fazla Antonio Di Pietro'lar var, Türkiye'de çok değerli hâkimler var ama biraz önce söylediğim gibi siyaset kurumu eğer yargıyı boğuyorsa oradan adalet firar eder. Adaleti firar ettirmeyin, gelin hep birlikte, beraberce Türkiye'de siyaset kurumu adaletin arkasında dursun, beraber bir temiz eller operasyonu yapalım, Türkiye bir felakete gidiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Son kez sizi uyarıyoruz, gelin, iktidar muhalefet beraber olalım, bütün Türkiye'deki pisliklerin, çetelerin ve de Türkiye'deki bütün mafyaların üzerine gidelim ama "Benim partimden, senin partinden." denmesin, hep beraber bu elleri temiz bir şekilde halkın huzuruna çıkalım.
Saygılar sunuyorum.
Ve bu kanun teklifine de "hayır" oyu vereceğimizi söylüyoruz. Arkadaşlarımız gerekli açıklamaları yapacaklar. (Saadet ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)