Konu: | Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 82 |
Tarih: | 15.05.2024 |
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bu madde üzerinde Komisyondaki şey şu: Düzenleme bütçeye ve ticari hayata etkisi olmayan... Komisyonda çıkarma önergesi reddedildi, Anayasa'ya da aykırı, ondan dolayı bu kısmını geçiyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öğretmen atamalarıyla ilgili bir şey yaptınız. Ben tıp fakültesi mezunuyum, tıp fakültesi mezunlarına bitirdikten sonra asla mülakat yapılmıyor, KPSS'ye girmiyorsunuz ama KPSS'ye giren öğretmen adayı arkadaşlar için yaptığınız bir şey var; neymiş efendim, KPSS puanının yarısı, mülakatın yarısı. Biri 80 puan aldı, mülakattan sıfır verdiniz, böldünüz, 40 puan, bu arkadaşımız öğretmen olamıyor ama öbür taraftan, 50 puan aldı, mülakattan 100 verdiniz, böldünüz, 75 puan, bu arkadaşımız öğretmen oluyor. Ya, kardeş, bu eğitim fakülteleri eğer gerçekten öğretmen yetiştiremiyorsa, sizin mülakatlarınızda eleniyorsa, mülakatlarınızda sıfır veriyorsanız -ki söz vermiştiniz mülakatın kaldırılmasıyla ilgili- siz burada israf ediyorsunuz. Bu öğretmen arkadaşların özel eğitim kurumlarında çalışmasına izin veriyorsunuz. Eğer vasıfsızsa bu öğretmen arkadaşlar o zaman siz eğitim fakültelerini kapatın. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Riyakârlık kokuyor bunlar, riyakârlık. Söz veriyorsunuz "Mülakatı kaldıracağız." diye. Ne zaman? Seçim öncesi. Seçim oluyor, arkasından ne yapıyorsunuz? "Mülakat koyacağız."
Riya hangi boyutlarda var? Eski Bakan zamanındaydı, bir şey ürettiniz, bu resmi göstermekten Ben imtina ediyorum, kaçınıyorum ama göstermek zorundayım. Togg için dua ettiniz, yabancı arabalara biniyorsunuz. Taşıt Kanunu çıkmış, "tasarruf tedbirleri" diyorsunuz. Bakın, hiçbir müdür... Türkiye'de, A cetveli var, B cetveli var, 1961'de çıkan Taşıt Kanunu var. Sizin sendikaların etkisiyle atanmış olan öğretmenler, müdürler, il millî eğitim müdürü, sağlık müdürü, tarım il müdürü... Ya, bu "Resmî Hizmete Mahsus" yazan araçlarda neden "Keyfî hizmete mahsustur." diye yazmıyorsunuz? Evine götürüyor, pikniğe götürüyor, hanımını kuaföre götürüyor. Tasarruf tedbirlerini neden vatandaşa yapıyorsunuz, tabandaki insanlara yapıyorsunuz? Neden vergi ve faiz oranlarını artırıyorsunuz? Ama öbür tarafta yüzlerine bakamıyorsunuz, cevap veremiyorsunuz. Sizin sendikaların baskısıyla, etkisiyle atanmış müdürlere bir tek soruşturma yaptınız mı? (Saadet Partisi, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar) Ankara Sağlık Müdürü, Ankara Millî Eğitim Müdürü, Kütahya Sağlık Müdürü, Tarım İl Müdürü neden evine kamunun aracıyla gidiyor, alınıyor; kreşten çocuğu alınıyor. Neden siz bunu tasarruf tedbirleri dâhiline almadınız? Cumhurbaşkanı uyuyor mu? Neden tabana yaymıyorsunuz siz şeyi, neden?
Türkiye'nin bu duruma gelmesinin müsebbibi sizsiniz arkadaşlar, ses çıkaramadınız hiçbir konuda. Bir öğretmen atamasında, bir sağlıkçı atamasında, her şeyde torpil var, liyakatsizlik var, riya var -riya kokuyor- yapmayın bunları.
Şatafat sizin genlerinize işlemiş. "İtibardan tasarruf edilmez." diyorsunuz. Siz 20-30 bin çocuğun her gün günde 5-6 defa delinmesine sebep olan, basit bir insülin sensörünü, şeker sensörünü ödemiyorsunuz, 400 milyon dolarlık uçağa biniyor. Satın o uçakları, şu çocukların yıllık 2-3 milyarlık şeyini karşılayın. Hiç mi vicdanınız sızlamıyor o çocukların günde 5-6 defa delinmesine? 5-6 defa deliniyor kan numunesi için. Daha önce Başkanım da belirtmişti. Ne olursunuz şu uçaklardan birini satın, SMA'lı çocuklar için yapın, taban için yapın. (Saadet Partisi, CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Geçen sene Sağlık Bakanına burada söylemiştim, 140 çocuk öldü, 140 çocuğun ölmesi SMA'nın giderlerini siz karşılamadığınız için. Bir uçağı satsanız Türkiye'de SMA'lı çocuk kalmayacak, bir uçak, bir...
MUSTAFA VARANK (Bursa) - Ya, ne alakası var!
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) - Yok, kesinlikle polemik yapmıyorum.
MUSTAFA VARANK (Bursa) - Ayıp ya! Nasıl doktorsunuz ya!
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) - Ne demek ya! Bilmiyorsunuz işte, bilmiyorsunuz, vicdanınız sızlamıyor mu ya?
MUSTAFA VARANK (Bursa) - Ayıp, ayıp!
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) - Ne ayıbı! Siz 140 çocuk ölürken neredeydiniz? (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MUSTAFA VARANK (Bursa) - Bu kadar demagoji olmaz!
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) - Ne demagojisi ya, ne demagojisi?
MUSTAFA VARANK (Bursa) - Bu kadar demagoji olmaz! Ayıp!
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) - Bu araca siz mi biniyorsunuz?
MUSTAFA VARANK (Bursa) - Ayıp, ayıp!
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) - Ayıp değil, sizin yaptığınız ayıp!
MUSTAFA VARANK (Bursa) - Grup Başkan Vekilinin bindiği araçlara bak!
AHMET FETHAN BAYKOÇ (Ankara) - Genel Başkanın hangi araca biniyor?
MUSTAFA VARANK (Bursa) - Grup Başkanının bindiği araca bak!
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) - Bakın, sizin dua ettiğiniz araç başka, bindiğiniz araç başka.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA VARANK (Bursa) - Önce grubundan başla! Önce Grup Başkan Vekilinin bindiği araçtan başla. Herkes kendine baksın!
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) - Bakın, polemik yapmayın. Bu Meclisin verdiği araçtır, Meclise özel bir araçtır o, hiç farklı değil.
Kamudaki israfı...
MUSTAFA VARANK (Bursa) - Hadi, Grup Başkan Vekilleri araçlarını bıraksın, var mısın? Var mısın Grup Başkan Vekilleri araçlarını bıraksın? Hadi kürsüden söyle!
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) - Hiç mi vicdanınız sızlamıyor? Hiç mi vicdanınız yok? Vicdan yok, vicdan yok, riya had safhada!
MUSTAFA VARANK (Bursa) - Sende nerede vicdan? Önce kendine bak az! Hadi, kürsüden de ki "Grup Başkan Vekilleri araçlarını bıraksın." de, hadi, hadi söyle!
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) - Bana mülakatın kaldırıldığını söyleyin. Mülakat var mı, yok mu; var mı, yok mu? (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
ALİ KARAOBA (Uşak) - Çobana bile var, çobana!
BAŞKAN - Sayın Kasap, toparlayalım lütfen.
MUSTAFA VARANK (Bursa) - Hadi, hadi sen "Grup Başkan Vekilleri araçlarını bıraksın." de!
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) - Öğretmenlere yazık ediyorsunuz...
MUSTAFA VARANK (Bursa) - Hadi söyle, hadi söyle!
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) - Grup Başkan Vekilleriyle alakası yok, siz Cumhurbaşkanına söyleyin.
AHMET FETHAN BAYKOÇ (Ankara) - Sen önce kendi Genel Başkanına söyle!
ALİ KARAOBA (Uşak) - Balık baştan kokar, baştan!
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) - Genel Başkanla alakası yok. Bakın, siz "Mülakat yok." diyen "Mülakat kaldırılacak." diyen Cumhurbaşkanına, parti Genel Başkanınıza söyleyin.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)