Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 84 |
Tarih: | 21.05.2024 |
CHP GRUBU ADINA MURAT BAKAN (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Ya, Sayın Başkan, böyle bir şey olur mu?
SALİHE AYDENİZ (Mardin) - Bu ne? Müdahale edecek misiniz?
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Hangi önergenin tartışması bitmeden oylanıyor, ben soruyorum ya, böyle bir usul var mı? Tartışma bitmeden önerge sunulur mu? Lütfen yani böyle bir şey var mı!
SALİHE AYDENİZ (Mardin) - Sizin tutumunuzdan kaynaklı bu söyleniyor, sizin tutumunuzdan kaynaklı bu söyleniyor!
MURAT BAKAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, değerli arkadaşlar...
Sayın Başkan...
BAŞKAN - Bir dakika...
Değerli milletvekilleri, bir dakika...
Sayın milletvekilleri, çok rica ediyorum... Söz atan milletvekili on adım atınca diğer milletvekilinin yanına gitme şansına sahip.
SALİHE AYDENİZ (Mardin) - Yanlı davranmasanız böyle söyleyemez!
BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Neye çağrı yapıyorsunuz?
BAŞKAN - Oradan bağırarak gündemimizi bize uygun olmayan, Türkiye Büyük Millet Meclisine yakışmayan bir tavırdan dolayı kimseyi uyarmak istemiyorum.
SALİHE AYDENİZ (Mardin) - Demokratik davranmaya çağırıyoruz sizi!
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Başkanım, size bağırıyorlar.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Milletvekili.
MURAT BAKAN (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlar; Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Polisler intihar ediyor, Türkiye'de tüm meslek grupları içerisinde en çok intihar vakası olan -ve daha da dramatik- en çok cinnet vakası olan meslek grubu polislik mesleği. Bizim elimizdeki verilere göre beş ayda 25 tane polis intihar etti. Geriye doğru baktım, daha önce ne zaman Meclis gündemine getirmişiz diye? 2015'ten bugüne defalarca bu konuyu Meclis gündemine getirmişiz. Bundan üç yıl önce, 23 Haziran 2021'de yaptığım konuşmada diyorum ki: "Eğer bu Meclis araştırması önergesini reddederseniz bundan sonra intihar eden, intihara teşebbüs eden tüm polislerin sorumlusu siz olursunuz." Önerge o zaman AKP-MHP oylarıyla reddedildi. Daha sonra 2022 yılında 2 ayrı önerge, yine "Birlikte araştıralım, çözelim." dememize rağmen reddedildi.
Kimse sormuyor "Bu polisler neden intihar ediyor?" diye. Hayatının baharında, delikanlı çağında bu mesleğe severek, isteyerek girmiş bir polis memuru neden intihar eder? Peki, emekliliği gelmiş, yirmi beş yıl görev yapmış, artık çocuklarının mürüvvetini göreceği yaşta bir emniyet müdürü neden intihar eder? Geçmişte intihar oranı en çok genç polis memurlarındaydı, şimdi genci yaşlısı, son zamanlarda emniyet müdürleri de intihar ediyor. Hiç mi merak etmiyorsunuz arkadaşlar bu insanların derdi ne diye? Polis ya şehit olduğunda haber olacak ya intihar ettiğinde. Vatanı için canını vermekte tereddüt etmeyen, ülkesine bu kadar bağlı bu çocuklar neden kendi canlarına kıyıyorlar? 23 yaşında bir polis memuruydu Halil, intihar etmeden önce yaptığı bir paylaşımda "İntiharın eşiğine geldim, aile düzenim kalmadı. Büro amiri hakkında 6 sayfa rapor tuttu bir abimiz, yapılan tüm mobbingleri anlattı ama hiçbir şey değişmedi. CİMER'e defalarca yazı yazıldı, bir şey değişmedi. 12/12 çalıştığımızla alakalı mahkemeye dava açtı bir arkadaşımız, bir şey değişmedi. Biz de insanız ve insanca çalışmak istiyoruz. Ben intihar edince cenazeme ne İlçe Emniyet Müdürü gelsin ne İstanbul Emniyet Müdürü gelsin ne de İçişleri Bakanı gelsin, hepsinin vebali boynunadır." diyordu.
Polisin çalışma koşulları çok ağır değerli arkadaşlar. Angaryası, ek görevi, 12/12, 12/24, onlarca mesai düzeni var, "İkinci bir emre kadar..." anonsuyla başlayan, bitmek bilmeyen çalışma temposu var polisin. Ağır mobbing, amir tahakkümü, atama, tayin ve terfilerin hatırlı kişiler aracılığıyla yapılması, daha da vahimi tarikat-cemaat dengesi gözetilerek o aidiyete göre yapılması; haftada 40 saat çalışması gereken polisin tek kuruş fazla mesai ücreti almadan haftada 59-60 saat çalışması, 130 bin polis 1'inci şarkını yapmamışken 2'nci şark zulmü... "Emekli polis" dersen perişan, çaresiz; karnını zor doyuruyor.
Devletin kamu denetçisi on yıl önce rapor yazdı, dokuz yıldır da bu kürsüden biz haykırıyoruz, "Polisin çığlığını, feryadını duyun." diyoruz; sesimizi duyan yok, polisin derdiyle dertlenen yok. Polis garip, polis kimsesiz, polis sahipsiz; kurumsal olarak sahipsiz, sendikası yok, başı sıkıştığında ona sahip çıkacak bir mekanizma yok. Tüm gelişmiş ülkelerde polis sendikası var; Kongo'da yok, Moritanya'da yok, Mozambik'te yok, bir de bizde yok.
Arkadaşlar "Ben mesleğime âşıktım. Küçük düşürdüler. Tükendim, ruhumu erittiler. Allah'ım sen yardım et." diyen ve canına kıyan Semanur'u ben unutmadım; babasına sözüm var, size de unutturmayacağım. (CHP sıralarından alkışlar)
Arkadaşının yerine AKP Mezitli İlçe Başkanlığında görevliyken "Sen sokak kadını gibi sokak kadını ağzıyla konuşuyorsun." denilerek amiri tarafından hakaret edilen, AKP ilçe sekreterinden özür diletilen, sonrasında Şube Müdürüne "Müdürüm, ben ay yıldızlı üniforma taşıyan şerefli bir Türk polisiyim." diye karşılık verince İlçe Başkan Yardımcısı "Bunların başını ezeceksin ki karşılık veremesinler." dedikten kısa bir süre sonra hayatına son veren Nagihan'ı da unutmadık, unutturmayacağız. (CHP sıralarından alkışlar) Personelini aşağılamak, tehdit etmek, meslekten etmek, küçük düşürmek, yalancı konumuna koymak en iyi yaptığınız iş olsa gerek. "Her insanın bir gururu vardır. Ben o lafları kaldıramadım." diyen Mehmet Ali, biz seni unutmadık; meslektaşlarına, arkadaşlarına sözüm var, unutturmayacağız. (CHP sıralarından alkışlar) "Ben aç susuz yaşarım ama onuruma, şerefime, davama yapılan aşağılamayla yaşayamam." diyen, canına kıyan Alpaslan'ı unutmadık; babasına, annesine, kardeşlerine sözüm var, unutturmayacağız. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MURAT BAKAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, polis intiharları sayıdan ibaret değil, polis intiharları istatistik değil, her biri bir can, bizim evlatlarımız, bizim kızlarımız, bizim oğullarımız, yeğenlerimiz; işçi çocuğu, memur çocuğu, esnaf çocuğu, çiftçi çocuğu, içlerinden birinin anası, babası villada, yalıda oturmuyor. Bu işin vebali var, bu vebale ortak olmayın, hiçbiriniz bu vebale ortak olmayın. Az önce görüşülen öneride AK PARTİ'li arkadaşımız dedi ki: "Hukuk ve vicdana göre ret oyu kullanıyoruz." Şu konuda hukuk ve vicdana göre hep beraber bir olumlu oy kullanalım, şu polislerin sorunlarını birlikte çözelim.
Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel'in bir sözü var: "Yalnız değilsiniz, karıncanın kardeşi var." Ben de buradan polislere sesleniyorum: Yalnız değilsiniz, karıncanın kardeşi var; polisin kardeşi var, o da Cumhuriyet Halk Partisidir.
Genel kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)