Konu: | Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 84 |
Tarih: | 21.05.2024 |
SEVİLAY ÇELENK (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de söz hakkımı Kobani kumpas davasıyla ilişkili olarak kullanmak istiyorum. Ama başlarken izin verin, şunu da -bu üzerinde konuşmakta olduğumuz Ticaret Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nden alakasız bir şey değil- belirteyim: Bir ülkede ekonomi çökmüşse; fahiş fiyatlardan, stokçuluktan, derin yoksulluktan, yüksek enflasyondan söz ediliyorsa bunun elbette en ilişkili olduğu yer adalettir, ülkede adalete ve hukuka olan güvendir. Ekonominin düze çıkması ancak bunun sağlanmasıyla mümkündür, yoksa önümüze getirilen bu torba mı, çorba mı olduğunu bilmediğimiz kanunlarla değil; bunu söyleyerek başlamak istedim.
Şimdi, partimizin vekillerinin oturduğu sıralardaki yoldaşlarımızın resimlerine bakın, onların aydınlık ve güzel yüzlerine bakın. Bir tarafta onlar var, bir tarafta da aslında bu yüzyılın görüp göreceği en dehşetengiz, en vahşi suç örgütlenmesi, terör örgütlenmesi IŞİD ve onun müsebbibi olduğu Kobani olayları var. Ne yazıktır ki siyasi iktidar partisi, partinin milletvekilleri partimizin milletvekillerine iştahla yönelttikleri ithamları hiçbir zaman bu suç örgütüne karşı bu kadar iştahla yöneltmediler, daha doğrusu hiç yöneltmediler. IŞİD'in açıkça sahiplendiği katliamlarda bile IŞİD yerine "kokteyl örgüt" ve adını duymadığımız, daha önce benzerine rastlamadığımız kavramları kullanmayı tercih ettiler. Elbette ki ne arkadaşlarımız, ne yoldaşlarımız, ne bizler ne terörle iltisaklıyız ne şiddetle bir ilişkimiz var. Bunu bizden de iyi siz biliyorsunuz ama açık olan başka bir şey var ki bütün otoriter rejimler gibi, sizin dehşetengiz bir biçimde teröriste, şiddete ihtiyacınız var, siyaset alanını daraltmaya ihtiyacınız var; başımıza gelen şeyler bununla ilişkilidir.
2014-2015 yıllarındaki olayları hatırlattı bütün arkadaşlarım, aslında onlardan söz edecektim ama başka bir yerden başlamayı tercih ettim. O tarihlerde sadece HDP değil, birçok siyasi partiden milletvekilleri, AKP'li bakanlar, DİSK'ten TÜSİAD'a sivil toplum kuruluşları, ulusal ve uluslararası bütün ilgili kurum ve kuruluşlar bu türden çağrılar yapıyordu çünkü IŞİD sınırın öte yanında görüp görebileceğimiz en barbar, en cinai eylemleri gerçekleştiriyordu, kafesler içine kapattığı insanları canlı canlı yakıp dünyaya seyrettiriyordu. Yanı başınızda böyle bir katliam sürerken elbette ki sınırın öte yanında ülkenin çeşitli biçimlerde karışması da doğaldır ancak bu çağrıyı o tarihte herkes yaptı, o tarihte Diyanet İşleri Başkanı bile yaptı; bu olayların, IŞİD'in durdurulması yönündeki çağrıyı ve olayların müsebbibi bu değil.
Kobani davası kapsamında on yedi yıla mahkûm edilen Ali Ürküt'ün resmini tutuyorum elimde. Ali Ürküt'ün oğlu bugün soruyor: "68 yaşında, bir karıncayı bile incitmemiş olan bir insan on yedi yıl ceza almak için ne yapmış olabilir?" Ali Ürküt sendikal faaliyetlerinden sonra HADEP, DEHAP, HDP, BDP, bütün partilerde çalışmış ve 2019 yılında da partimiz kontenjanından RTÜK üyesi olmuştu. Sadece onun savunmalarına baksak bile aslında nasıl haklı bir davayla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Ali Ürküt savunmalarında, kendine biat etmeyen herkesi, bütün halkları soykırımla tehdit eden IŞİD'den söz ediyor.
IŞİD'in hep yurt içindeki eylemlerinden söz ediyoruz, işte, ardı ardınca hepsi sayıldı; Diyarbakır HDP mitingi, Suruç saldırısı, 10 Ekim Sultanahmet Meydanı saldırısı, İstiklal Caddesi, Atatürk Havalimanı saldırısı fakat bundan ibaret değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SEVİLAY ÇELENK (Devamla) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Buyurun.
SEVİLAY ÇELENK (Devamla) - IŞİD aynı tarihlerde, 2015-17 yılları arasında Avrupa'da ve Rusya'da da birçok katliama imza attı. Bu katliamları hatırlayalım: 2015'te Paris saldırıları, yüzlerce kişi konser salonunda, barlarda, stadyumlarda öldürüldü. Nice saldırısı; bir kamyon kalabalığın içine daldı ve 186 kişi öldü. Berlin Noel Pazarı saldırısı, Saint Petersburg saldırısı, 2017 yılında Manchester saldırısı; bunların her birinde yüzlerce masum sivil insan katledildi. Kobani'de gösterilen ve tarihin en haklı direnişi olan direniş aslında IŞİD'e karşı küresel mücadelenin onur duyduğumuz bir parçasıdır; öyle olmaya, öyle kalmaya devam edecektir. Kobani'yi savunduk, savunuyoruz; arkadaşlarımız onurumuzdur. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)