GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:85
Tarih:22.05.2024

CHP GRUBU ADINA TÜRKER ATEŞ (Bolu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi'nin ikinci bölümü üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Teklifin ikinci bölümünde, anonim şirketler ve limitet şirketlerde düzenlemeler öngörülüyor. Bu düzenlemeler uzun zamandır beklenenler; Genel Kurulda ancak bugün görüşebiliyoruz. İhya davalarında mahkeme masraflarının ticaret sicil müdürlüklerine ödetilmesi engelleniyor, bu da geç kalan bir düzenleme. Reklam Kuruluna internet sitesine erişimi engelleme yetkisi verilmişti, Anayasa Mahkemesi bu yetkiyi iptal etti. Şimdi, yeniden bir düzenleme yapılıyor. Prensip olarak, mahkeme kararı olmadan internet sitelerine erişimin engellenmemesi gerektiğini düşünüyoruz.

Teklifin diğer maddesi, fahiş fiyat uygulayan işletmelere kesilen para cezalarını artırıyor ve bir yıl içerisinde 3 kez stokçuluk cezası yiyen işletmelere altı güne kadar kapatma içeriyor. Stokçulukla mücadele edilmesini destekliyoruz ancak stokçuluğun somut ve nesnel bir tanımını ortaya koymak gerekiyor. Bu hâliyle yapılan bir düzenlemenin suistimale açık olduğunu düşünüyoruz. Söylemekten dilimizde tüy bitti, fahiş fiyat ve stokçulukla polisiye tedbirlerle mücadele edilemez, enflasyonla sopayla mücadele edilemez. 2020 yılından beri yüce Meclisimizde, 4 defa, fahiş fiyat ve stokçulukla mücadele edilmesi için kanun değişikliğine gidiliyor, bu yöntemlerle bugüne kadar başarılı olmuş değiliz. Bugün de iktidarın kamuoyundaki algıyı yönetmek için getirdiği bir teklifle havanda su dövüyoruz. Fahiş fiyat ve stokçulukla mücadele etmenin en yetkin yolu fiyat istikrarını sağlamaktır. Yüksek enflasyon ortamında ne fahiş fiyatların ne de stokçuluğun önüne geçeriz. 2019 yılında iktidar, yerel seçimler öncesi, stokçulukla mücadele adında patates, soğan depolarını bastı, tanzim satış mağazaları kurarak halka ucuz gıda satmaya başladı. İki uygulama da ne iktidarın yerel seçimleri kazanmasını ne de vatandaşın ucuz gıdaya erişmesini sağlamış oldu. Beyhude çabalarla vakit kaybediyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanun teklifine göre, bir yıl içerisinde 3 kez stokçuluk cezası kesilen işletmeler altı güne kadar kapatılabilecek. Komisyonda itiraz etmemize rağmen bu düzenlemeden teklif sahipleri tarafından geri adım atılmadı. İş yeri kapatma tedbiri sadece iş yeri sahibini cezalandırmayacak, itirazımız buna. Covid döneminde benzer sorunlar yaşandı, kapatma sürecinde çalışanlar da mağdur oldu; kapatılan günlerin maaşlarını alamayacaklar, kapatılan günlerin sigorta primi yatırılmayacak. Daha önce kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin ödemelerinde bunları gördük. Çalışanlar şimdi bu dönemin mağduriyetini yaşıyorlar. Bu düzenleme yeni mağduriyetlere yol açacaktır. Ayrıca, bazı işletmelerde soğuk zincirin bozulmaması gerekir, üretim fırınlarının 24 saat ara vermeden çalışması gerekir, canlıyla uğraşan işletmelerin üretime ara vermemesi gerekir. Bunun gibi binlerce örnek verebiliriz. Kapatma sürecinde tedarikçiler de mağdur olacaktır. Buradan öngörümüzdeki birçok mağduriyetin ortaya çıkacağını görebiliyoruz. Bu mağduriyetler de ne yazık ki dikkate alınamıyor. Kapatma cezasına stokçuluğun somut ve nesnel bir tarifi yapılana kadar, mağduriyetler dikkate alınana kadar karşıyız, kanun teklifinden çıkarılmasını öneriyoruz. Bu önerimizin Genel Kurulda dikkate alınmasını umut ediyoruz. Bizim işimiz sorunlara yeni sorunlar eklemek değil, sorunları en akılcı yolla çözmektir. Polisiye tedbirlerle bu sorunların çözülemeyeceğini daha önceki düzenlemelerde de gördük.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Kamuda Tasarruf Paketi açıklandı ancak resmen dağ fare doğurdu. Vatandaşımızın sırtından yükü hafifletecek hiçbir önlem yok. Tasarruf paketindeki kamuya araç alımlarının, lüks harcamaların kısıtlaması olumlu adımlar, bizim bunlara itirazımız yok ancak bu önlemler halkın beklentilerinden çok uzak. Bütçeye asıl yük olacak harcamalar faiz harcamaları ve döviz garantili ödemelerdir. 2023 yılında merkezî yönetim bütçesinden faize tam tamına 646 milyar lira harcandı, otoyol ve köprülerin garanti ödemelerine 56 milyar lira, şehir hastanelerine 46 milyar lira, havaalanlarına 5,5 milyar lira ödeme yapıldı. Bu ödemeler 2024 yılında daha çok yükselecek. Maalesef bu ödemeler azaltmaya yönelik herhangi bir girişimde bulunulmadı. Bunun yerine, kamu çalışanı personelin servisleri kaldırılıyor, lojmanların kiralarına zam yapılıyor, kamuya çalışan alımları emekli olan personel sayısıyla sınırlandırılıyor. Tüm kamu çalışanlarının personel servisi kiralarının devlete maliyeti sadece 2,6 milyar lira yani 2,6 milyar rakamını gördüğünüz zaman -hani Sayın Bakan söylemişti- Bakanın tabiriyle bu çerez parası. Bütçe açığı bu çerez paralarıyla kapatılamaz; devasa faiz ve garanti ödemeleri düşünüldüğünde çok düşük bir kalem. Dediğimiz gibi, Bakanın tabiriyle, çerez parası bu. Anlaşılan, Mehmet Şimşek'in gücü faiz lobilerine ve yandaş müteahhitlere yetmiyor, Sayın Bakanın gücü yalnızca yüksek enflasyon altında ezilen kamu çalışanlarına yetiyor.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bütçe açığımız çok yüksek. Yüksek cezaların bütçe açığını kapatmak için işletmeler üzerinde bir sopaya dönüşmesinden kaygılıyız. Bu kaygıyı destekleyen bazı somut örnekler vermek istiyorum. 2023 yılında tamamı da bütçe hedefinde öngörülenin 7 katından fazla para cezaları kesildi, yine bu iktidarın eli boş kaldı. 2023 yılının başında iktidar bütçeye 63 milyar 963 milyon lira para cezası hedefi koymuştu, bu yıl sonunda 530 milyar 463 milyon lira para cezası kesti. Bu rakamın sadece ve sadece yüzde 11'ini tahsil ettik yani 60 milyar 533 milyonu tahsil edildi. 2023 yılında 73 milyar lira adli, 60 milyar lira idari, 365 milyar lira da vergi cezası kesildi. Adli para cezalarında yüzde 2,7'si, idari para cezalarından yüzde 15'i, vergi cezalarında da sadece yüzde 8,5'u ödendi. Ya kesilen cezaları vatandaşın ödeyecek gücü yok ya da vatandaşa kesilen cezalar "Ne de olsa af çıkacak." diye ödenmiyor, iki durum da bugünkü düzenlemenin başarılı olacağını göstermiyor.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; fiyat istikrarını sağlamanın diğer etkin yolu da yatırım ortamını mutlaka iyileştirmek gerekiyor. Yatırım ortamı her gün daha çok bozuluyor. Politika faizinin yüzde 50'ler mertebesinde olduğu yerde bırakın yatırımı, şirketlerin ayakta kalması bile mucize. Ticari kredilere, yatırım kredilerine ve ihracat kredilerine erişim neredeyse imkânsız. Enflasyonu düşürmek için âdeta ticareti baltalıyorsunuz. Esnafa verdiğiniz kredilerde faiz değişimini de gördük. Esnafın mağduriyetini görün, esnafı artık rahat bırakın. Tüm üretimi durduracak noktaya geliyorsunuz. Keramet ticareti öldürerek enflasyonu düşürmekte değil, üretimi artırarak enflasyonu düşürmekte. Yatırım ortamının bozulması yabancı sermayelerin, yatırımcıların ülkeye gelmesini de engelliyor. Hafta başında cari denge verileri açıklandı. İlk 3 ayda doğrudan yabancı sermaye yatırımında çok ciddi bir gerileme var. Geçen yılın ilk 3 ayında ülkemize 2,6 milyar dolar doğrudan yabancı yatırım girişi yapıldı, bu yılın ilk 3 ayında 1,5 milyar dolar geriledi, yüzde 42 daralma var. Bu dehşet verici bir düşüş. Hâlâ nasıl ekonominin rayda olduğunu iddia ediyorsunuz, şaşırmamak elde değil.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmamı bitirmeden önce Bolu'muzla alakalı önemli bir meseleyi Genel Kurula sunmak istiyorum. Bolu'muzun göz bebeği, marka değerimiz Gölcük Tabiat Parkı Bolu Belediyemize 2040 yılına kadar tahsis edilmişti. Parktan elde edilen gelirler Boluspor'umuza aktarılıyordu. Doğa Koruma ve Millî Parklar Genel Müdürlüğü kimseye bilgi vermeden, bir gecede, belediyeye yapılan tahsisi iptal etti. Yapılan fesih işlemleri Bolu için yapılan büyük bir kötülüktür, büyük bir ayıptır. Bu karardan acilen dönülmelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

TÜRKER ATEŞ (Devamla) - Gölcük Tabiat Parkı yeniden Bolu Belediyemize tahsis edilmelidir, Gölcük Tabiat Parkı asla yeni yapılanmaya açılmamalıdır, gelirlerinin Boluspor'a aktarılmasına devam edilmelidir. Bolulu hemşehrilerimizin talebi bu yöndedir. Gölcük Tabiat Parkı da Boluspor'umuz da Bolu Belediyemiz de sahipsiz değildir.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)