Konu: | Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 85 |
Tarih: | 22.05.2024 |
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye Yüzyılı'nda açlık sınırı 19.980 TL, yoksulluk sınırı 58.205 lira oldu, malumunuz olduğu üzere asgari ücret 17 bin lira, en düşük emekli aylığı 10 bin lira. Ya, Ruslar bile yüksek enflasyondan dolayı Türkiye'yi terk etmeye başladılar. Savaşta olan Rusya'da yıllık TÜFE 7,70. Peki, Türkiye'de TÜİK rakamları ne diyor? Yüzde 68. ENAG'a göre ise yüzde 125. Bütün bu çöküşten sonra siz devlet olarak ne yapacaksınız "tasarruf" adı altında? Söyleyeyim: Sadece bu yıl bu ülke insanından dakikada 14 milyon 290 bin lira, saatte 857 milyon 400 bin lira, günde 20 milyar 577 milyon lira, ayda 617 milyar 310 milyon lira ve toplamda 7 trilyon 407 milyar lira vergi toplayacaksınız. Bu kadar vergi ödeyeceğiz ama yine de yetiremeyeceğiz, niye biliyor musunuz? Çünkü 2024 merkezî yönetim bütçesinin açık hedefi 2,7 trilyon lira, faiz dışı açığı ise 1,4 trilyon lira. Bu ne demek biliyor musunuz? Daha çok vergi ödeyeceğiz. Mali disiplin tamamen masaldan ibaret demek. Çok daha zor günler bekliyor vatandaşı. Esnafa yüklediğiniz bu ilave faizler bu filmin fragmanı. Bu arada harcamalardan, tasarruftan vareste tutulan Cumhurbaşkanlığı sarayının harcamaları nisan ayında geçen yıla göre 8 kat artmış; bu da günde 53 milyon 466 bin lira demek oluyor ki; nasıl, memnun muyuz?
Değerli milletvekilleri, Hükûmete sesleniyorum: Çerez parasına muhtaç kaldınız. Peki, daha önce ne diyordu, sözde çok tasarruflu iktidarın kurtarıcı bakanı Sayın Şimşek? "'Araç saltanatı' diyorlar. O araçların hepsini toplasanız bütçede çerez parası bile değil, muhalefette vizyon olsa araç siyaseti yapmazlardı." Şimdi, Sayın Şimşek vizyonsuz mu oldu ki bu tedbir kararlarını açıklıyor? Vizyonsuz olduğu kesin ama "Hata yaptık, siz haklıymışsınız." demeyerek bir noktada mahcubiyetini de gizliyor. Sayın Şimşek ve ona yetki veren liderinin "çerez parası" diyerek küçümsediği bu tedbirleri o gün alsalardı bugün bu hâllere düşmezdik. Yıllardır yırtıkları o kadar büyüttüler ki şimdi ne tedbir alırsanız alın bu yama kapanmayacak.
Kamu bütçesinin başlıca gider kalemlerini de hatırlatayım ki güya tasarruf edilecek miktarın devede kulak bile olmadığını anlayalım. Maaş artı Sosyal Güvenlik Kurumu primleri yüzde 69, mal, hizmet alımı yüzde 11, cari transferler yüzde 16, sermaye giderleri yüzde 3,5 ve 1 trilyonluk mal ve hizmet alımlarından yapılacak 100 milyarlık tasarruf toplamı nedir, biliyor musunuz? Yüzde 1 yani çerez parası; asıl faturanın çalışan ve emekliye çıkacağı o kadar belli ki.
Bakınız, tekrar etmek istiyorum: Adalette tasarruf edenler kamuda tasarruf falan edemezler, ediyormuş gibi yapar sadece. Hukuksuz ve adaletsiz yönetimlerin maliyeti de hayli yüksek olur ve onu da her defasında halk öder, tıpkı şimdi olduğu gibi.
Sayın Mehmet Şimşek para bulmak için kapı kapı dolaştı; yalvar yakar olmasına ve daha fazla, ülkemizin itibarını yerlere düşürmesine hacet yok. Zira "Parayı da yatırımcıyı da Maliye Bakanı değil Adalet Bakanı getirir, Adalet Bakanı." demiştim, "Hukukun adalet dağıtmadığı ülkeye bırakın para ve yatırımcı gelmesini, var olan yatırımcı da çıkar gider." diye söylemiştim; nitekim öyle de oldu ve oluyor. Hukuk devletini tesis etmezseniz tasarrufu da tesis edemezsiniz. Hukuk ve adalet yoksa para da olmaz, olan da otoriter ve semirtilmiş yandaşların hususi kasalarında birikir; Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok ki.
Sarayda yaşayanların ülkesinde alt kadrolar da "Hiç değilse ben de köşkte, rezidansta, villada yaşayayım." ister; üzüm üzüme baka baka kararırmış ki böyle olduğunu hepimiz biliyoruz. Meşhur kıssada olduğu gibi, muktedir bir emir verir, adamları 10 emir ekler. Padişah askerlerine "Gidin köylülerden bir kuzu getirin." demiş, askerler "Padişahın emri." diyerek adamın tüm sürüsünü almış, pay etmişler. Kimi kime şikâyet edeceksiniz Türkiye'de? Mesela bu tasarruf tedbirlerinde yeni bina alımı ve yapımı üç sene durdurulacak, sosyal tesis yapımı, alımı ve kiralanması süresiz olarak askıya alınacak; yeni altyapı yatırımlarına başlanmayacağı söyleniyor. O zaman soruyorum sizlere: Değerli iktidar mensupları, 10 milyarlarca dolarlık bir bütçe ve kaynak aktarılması hesaplanan ve öngörülen Kanal İstanbul yatırımını da durduracak mısınız? Bir daha soruyorum: Kanal İstanbul yatırımını da durduracak mısınız? 10 milyarlarca dolar... Ve cevap bekleyen bu soruya Mehmet Şimşek cevap versin veya Sayın Cumhurbaşkanı cevap versin. Sayısız saraylar, köşkler, uçaklar "bunlardan ne olacak?" diyebilirsiniz, "Başka ülkelerde de vardır." diyebilirsiniz ama böyle bir tasarruf tedbirlerinin olduğu bir yerde binlerce kişi çalışıyor demek aynı zamanda masraf demek, israf demek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Çok teşekkür ederim.
"Yiyiniz, içiniz ama israf etmeyiniz çünkü israf haramdır." diyen bir ayetikerimeye inanıyorsunuz ama bunu şeklen yapıyorsunuz.
Değerli milletvekilleri, bu tasarruf tedbirinden kimler nasibini alacak biliyor musunuz? Söyleyeyim: Kaybedilen belediyeleri tasarruf gerekçesiyle darlayıp başlarında boza pişirmek, iş yapmalarını engellemek. İki: Yapılacak tasarrufla elde edilecek kaynağı yandaşların sahip olduğu hazine garantili kamu-özel iş birliği ödemelerine aktarmak yani yoksuldan alıp zengine vermek. Rant ve yoksulluk ekonomisiyle gelir adaletsizliğini de körükleyerek yoksullaştırılan halkın iyice yükselmeye başlayan homurtularının önünü kesmek, seslerini kısmak ve gazlarını almak. IMF'siz IMF programıyla Dünya Bankasından alınacak kredi, paralar için verilen sözlerin tutulduğunu göstermek yani sinyalcilik yapmak "Yeni yatırım yok." diyerek birçok firmayı saf dışı bırakıp has yandaş olanlara tüm bu kuru tasarruf safsatası devam ederken alttan alta iş ve ihaleleri finanse etmek. Çok mu kötü niyetliyim, göreceğiz. Umarım ben haksız çıkarım.
Saygılarımla.
Teşekkür ediyorum. (Saadet Partisi ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)