GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Şehit düşen Piyade Sözleşmeli Er Vedat Zorba'ya, emekli astsubayların dün Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde yaptığı eyleme, 22 Mayısta yürürlüğe giren Seferberlik ve Savaş Hâli Yönetmeliği'yle yapılan değişikliğe ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:86
Tarih:23.05.2024

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Pençe-Kilit operasyon bölgesinde şehit düşen kahraman askerimiz Piyade Sözleşmeli Er Vedat Zorba'ya Allah'tan rahmet, kederli ailesine ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum. Ruhu şad, mekânı cennet olsun.

Değerli arkadaşlar, önümüzdeki günlerde Meclise gelmesi planlanan torba yasa teklifinden astsubaylara verilmesi öngörülen tazminat teklifinin çıkarılması üzerine emekli astsubaylar dün Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde bir eylem yaptılar. Ordumuzun göz bebeği astsubaylar görev süresinde teröristlerle savaştılar, şimdi ise haklı olarak "Geçim zorluğu ve açlıkla savaşıyoruz." diye feryat ediyorlar. Maalesef, bugün, birçok astsubayımızın emekli aylıkları yoksulluk sınırının altında kalmıştır. Astsubaylar emekliliklerine yansıyacak şekilde makam tazminatlarını alamamakta, maaşlarında yarıdan fazla bir düşüş yaşanmaktadır. Makam tazminatı astsubaylar için bir imtiyaz değil, hakkın teslimi olacak adil bir taleptir. Hükûmet her seçim öncesi özellikle makam tazminatlarının verilmesi yönünde vaat dile getiriyor fakat yıllardır meseleyi maalesef çözüme kavuşturmuyor. Millî güvenliğimizin bekası olan kahraman ordumuzun sarsılmaz ve yıkılmaz direği astsubaylarımıza reva görülen bu muameleyi reddediyoruz. Astsubayların makam tazminatları verilmeli, sözleşmeli astsubaylar muvazzaf statüsüne çıkartılmalı ve sicil affı sağlanmalıdır.

Değerli arkadaşlar, 22 Mayısta yürürlüğe giren Seferberlik ve Savaş Hâli Yönetmeliği'yle 24 Mayıs 1990 tarihli Seferberlik ve Savaş Hâli Tüzüğü yürürlükten kaldırılmıştır. Yapılan değişiklik temel olarak 1990 yılında Bakanlar Kuruluna tevdi edilen seferberlik görev yetkisi ve tanımlamalarının 2024 yılında tamamıyla Cumhurbaşkanlığı uhdesine verilmesidir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde Bakanlar Kurulu bir anlamda ortadan kaldırıldığından yetkinin Cumhurbaşkanlığı makamına tevdi edilmesi anayasal düzenin bir gereği olarak görülebilir. Ülkelerin ulusal güvenliği için bu tür düzenlemeler yapılmalı ve bu makul düzenlemeler kaçınılmaz bir süreçtir ancak burada yeni düzenlemeyle ortaya çıkan bir durum söz konusu. 4'üncü maddenin (g) bendinde belirtilen "buhran dönemi" ve (m) bendinde ifade edilen "gerginlik dönemi" kavramları muğlaklık ifade etmektedir. Böyle muğlak ve tartışmaya açık kavramlarla ilgili alınacak önemli ve tarihî bir kararın tek bir kişinin uhdesinde olması beraberinde bazı sorunları ve riskleri de getirmektedir. Son yapılan değişiklik her ne kadar anayasal çerçevede yapılması gereken bir düzenleme olarak görülse de tek kişiye verilecek olan bu yetkinin, hele hele muğlak kavramlarla ilgili bu yetkinin uzun vadeli beraberinde getireceği pek çok sorun olduğu da aşikârdır. Bu konudaki hassasiyetimizi yüce Meclisle paylaşmak istedim.

Teşekkür ediyorum.