GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRK POLİS TEŞKİLATININ KURULUŞ YILDÖNÜMÜ HAKKINDA
Yasama Yılı:3
Birleşim:90
Tarih:10.04.2013

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk polis teşkilatının 168'inci kuruluş yıl dönümü hakkında gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Türk polisi, yüz altmış sekiz yıldır toplumun huzur ve güvenliğini, kanun hâkimiyetini, ülkede asayişi ve güvenliği sağlamak için görev yapmaktadır. Polisimiz bu kutsal görevi zor şartlar altında yürütmüş ve yürütmekte, ülkenin huzur ve güvenliğini sağlamak için, gerektiğinde, bu ülke toprakları için canını da vermektedir.

Zor şartlar altında hayatını ortaya koyan Türk polisi hizmetlerinin karşılığını alamadığı gibi, AKP Hükûmeti tarafından da yıllardır boş vaatlerle kandırılmıştır. İktidar partisi, yıllardan beri emniyet teşkilatının özlük haklarını düzelteceği vaadini vermiş ancak bugüne kadar yerine getirememiştir.

Polislerimiz günde on iki saat, haftada yetmiş iki saat çalışmakta, çoğu zaman istirahatlerinde bile amirleri tarafından tekrar göreve çağrılmaktadır. Türk polisi hafta sonu tatilinden yararlanamadığı gibi, dinî ve resmî tatil günlerinden de faydalanamamaktadır. Üstüne üstlük, fazla çalışmasının da karşılığını alamamaktadır.

Ayrıca, emniyet hizmetlerinin çok çeşitli hâle gelmesi nedeniyle bazı birimler ön plana geçmiş ve birimler arasında ciddi adaletsizlikler meydana gelmiştir.

Emniyet teşkilatında atama konusunda da bir dizi problemler yaşanmaktadır. Belli bölgelere yapılan atamalar yüzünden yığılmalar olmakta ve personel dairesi bu sorunları çözememektedir. Belirli merkezler dışında emniyet birimlerinin birçoğunda görevler vekâleten yürütülmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yoğun ve stresli şartlar altında çalışan polis kendisine ve ailesine zaman ayıramamakta, polislerin psikolojisi bozulmaktadır. İşte, bu zor şartlar altında çalışmanın getirdiği psikoloji ve geçim sıkıntısı polislerimizi intiharın eşiğine getirmiş, son on yılda yüzlerce polisimiz ne yazık ki hayatına son vermiştir. Bu olumsuz tablo, birçok polisimizi de yalnız kendisine değil, ailesine bile zarar verir hâle getirmiştir.

Bilindiği gibi, polislik mesleği yirmi dört saat esasına göre ifa edilen, kesintisiz hizmet verilen bir meslektir. Buna rağmen, polisin çalıştığı mekânlar bakımsız, binaları genel olarak eski, zamanın şartlarına uymayan bir görüntüdedir. Özellikle karakollara, yirmi dört saat kesintisiz hizmet veren yerlere yirmi dört saat esasına göre çalışacak yardımcı hizmetlilere de gerek olduğu aşikârdır. Ayrıca, yıllardır polisin fazla çalışması dillere dolanmasına rağmen çözülmemiştir. Son yıllarda sağlanan bazı iyileştirmelere rağmen, ikinci emir ve keyfî mesai uzatımı devam etmektedir.

Polisimiz mutsuzdur, polisimiz huzursuzdur. Bir insan çalışma hayatının ardından emekli olup huzurlu ve rahat yaşamak ister, değil mi? Polislerimiz emekli olmaktan korkuyor çünkü emekli olduklarında maaşları yarı yarıya düşüyor ve zaten çalıştıkları sürece sıkıntı çeken polislerimiz emekliliklerinde daha da geçim sıkıntısı çeker hâle gelmektedir.

Emniyet teşkilatı, 657 sayılı Kanun'a tabi olmasının getirdiği olumsuzlukların etkisi altındadır. Bu nedenle acil olarak ayrı bir teşkilat yasasına ihtiyaç vardır. Polislere verilen sözler artık tutulmalıdır. Polislerin ek göstergeleri arttırılmalı, ikramiye ve maaşları günün şartlarına uygun hâle getirilmelidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son dönemde ne yazık ki polisimiz iktidarın kolluk kuvveti görevini yapar hâldedir. Polis orantısız güç kullanımı nedeniyle eleştirilmekte, özellikle eylemlerde sıkılan tazyikli sular, kullanılan biber gazları insan hayatını tehdit eder boyuta ulaşmaktadır. Polisin eylemlerde ve müdahalelerde kullandığı orantısız güç, yaşadığı geçim sıkıntısının ve içinde bulunduğu psikolojik durumun sonucu olarak da ifade edilebilir. Ancak, vurgulamak isterim ki polisin uyguladığı orantısız gücün sorumlusu, insan hayatını hiçe sayan ve tabiri caizse tam bir polis devleti yaratan AKP Hükûmetidir. Polis görevini yaparken karşısındakinin insan olduğunu unutmamalı ve asayişi buna göre sağlamalıdır. Burada görev, iş başındaki Hükûmetin ilgili Bakanına yani İçişleri Bakanına düşmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime burada son verirken Türk polis teşkilatının 168'inci kuruluş yıldönümünü kutluyor, hayatını kaybeden ve şehit olan polislerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.

Yüce Parlamentoyu saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)