GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:86
Tarih:23.05.2024

SALİHE AYDENİZ (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; maalesef, bu ülkede bir siyasi kırım ve demokrasi katliamı uygulanmakta. Hepimizin unutmadığı ama bir kez daha burada birbirimize hatırlatmamız gereken birkaç tarihi hatırlatmak istiyorum: 11 Mayıs 2013'te Reyhanlı'da 53 kişi katledildi, 146 kişi yaralandı; 5 Haziran 2015'te Amed'de 5 kişi katledildi, 402 kişi yaralandı; 20 Temmuz 2015'te Suruç'ta 33 kişi katledildi, 100'den fazla kişi yaralandı; 10 Ekim 2015'te Ankara Garı'nda 103 kişi katledildi, 400'den fazla kişi yaralandı; yine, 20 Ağustos 2016'da Antep'te IŞİD bir düğüne saldırdı, 52 kişiyi katletti ve 94 kişi yaralandı; Sultanahmet, İstiklal, Atatürk Havalimanı, Reina, hepsini tek tek anlatmaya gerek yok; o sürece, o karanlık döneme hepimiz şahitlik ettik. Orta Doğu'da filizlenen insanca ortak yaşamın karşısına bir kara gölge dikmeye çalıştılar; ortaya çıkan tablo bu. Bu tabloyu besleyenlerden bazıları IŞİD'i bu Meclis çatısı altında "birkaç öfkeli genç" diye tanımlarken çeteler sınırdan ha bire geçiyordu; Türkiye hem IŞİD için, IŞİD'in kanlı eylemleri için hem de Avrupa'ya geçiş için bir merkez hâline geldi. Sonuç itibarıyla, IŞİD karanlığı Kobani direnişine, kadınlara yenildi. "Kobani düştü düşecek." diyenlerin hayalleri de suya düştü. Kobani'nin düşmesini neden bu kadar gönülden istediniz, onu anlatalım çünkü Kobani, kadınların, gençlerin, emekçilerin, Kürtlerle beraber bütün halkların ortak direnişiydi çünkü Kobani kapitalist modernitenin dayattığı insanlık dışı koşullara karşı insani yaşam demekti çünkü Kobani "Benim kimliğimi, dilimi, var oluşumu yok sayamazsın, bedenimi ve ruhumu sömüremezsin." diyenlerin başkaldırışı, direnişiydi; oysa size IŞİD gibi piyonlar lazımdı. İşte, o nedenle IŞİD gibi çetelere "birkaç öfkeli genç", onurlu direnişçilereyse "terörist" diyorsunuz.

IŞİD, Rojava'da kadın öncülüğünde direnişin karşısında yok olup gitti ama hırsınız dinmedi. Dinmeyen hırsınızla ve Kürt düşmanlığınızla bu defa IŞİD'vari başka çetelerin Afrin'de, Serekaniye'de, Gire Spi'de insanlık dışı katliamlar yapmasına yol verdiniz ve sessiz kaldınız. Afrin'de son altı yıl içerisinde 10.332 kişi kaçırıldı, 463 kişi katledildi, 140 kadın cinsel saldırıyla karşı karşıya kaldı. İşte bu, hâlâ IŞİD'in yasını tuttuğunuzun, intikam istediğinizin bir göstergesidir. Yüreğinize su serpen asıl konu, arkadaşlarımızın haksız yere aldığı cezalar değil, o süreçte yaratılan kaosun ve çetelerin yaptığı katliamların aklanmasıydı. Oysa, bomboş iddianamelerle, gizli tanıklarla, siyaseten kurulan her kelimeyle propaganda davası açmanıza, ceza yağdırmanıza rağmen arkadaşlarımızın dik duruşu önünde yüreğinize su serpilmedi; taş oturdu, taş.

Bakın, Kobani kumpas davasında tutukluluğuna devam kararı verilen Aynur Aşan arkadaşımız nasıl savunma vermiş: "Bu dosya fikirlerimize karşı açılmıştır. Çalışmalarımızı sanki gizli yapmışız gibi bir hava estiriliyor. 'Devleti yıkmaya yönelik' denilen çalışmalarımız yasal, meşrudur, kamuoyuna açık alanlarda yapılmıştır. Yargılama konusu yapılan Kobani protestoları en az bugün Filistin'e verilen destek eylemleri kadar meşrudur, haktır; bunun yargılanması kumpastır. Savcı eş başkanlık sistemini KCK'den aldığımızı iddia ediyor; Yargıtay bu sistemi kabul etti, Yargıtay da mı KCK'den talimat alıyor? Savcı bunu iddia ediyor." Eş başkanlık sisteminin bırakın yargılama konusu yapılmasını, bütün kurumlarda uygulanması gerekiyor.

Son olarak şunu söylemek istiyorum: Nerede olursak olalım kadın özgürlük mücadelemiz sürecektir. Aynur Aşan'ın ifadeleri, eş başkanlık sisteminin temsiliyeti özgür, eşsiz yaşamın, ortak ve eşit yaşamın teminatıdır; bunu suç sayanların ise sömürü sisteminin, eşitsizliğin, adaletsizliğin devam etmesini istemesinin açık bir göstergesidir. Aldığı cezadan sonra "Nerede kalmıştık?" diyen Sebahat Tuncel'e yenildiniz, "Cezaevinin kapılarını açacağız." diyen Gültan Kışanak'a yenildiniz, "Beni var eden Kürt kadın hareketidir ve bu hareket en dinamik güçtür." diyen Ayla'ya yenildiniz; Selahattinlere, Alplara, Figenlere yenildiniz; tüm siyasi tutsaklarla binlerce kez yenildiniz. Bütün bu kumpas davalarınız, yaşamın her alanında uygulamaya çalıştığınız tecrit sistemi bu ülkenin demokrasisinden, barışından, ekonomisinden götürmekte. Tek derdiniz Kürt halkı düşmanlığı olmak üzere halkların ortak iradesine saldırıydı. Halkların ortak mücadelesi güçlenerek devam ediyor, yüreğine su serptiğiniz IŞİD'in kendisiydi. IŞİD yenildi, siz de yenileceksiniz.

Ayrıca, evet, cumartesi günü Cumartesi Annelerinin 1.000'inci haftası, mücadelelerini saygıyla selamlıyorum. 1.000'inci haftasında da daha önceki haftalarında olduğu gibi her zaman mücadele yürüten kayıp yakınlarının, Cumartesi Annelerinin yanında olacağız.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)