Konu: | Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 86 |
Tarih: | 23.05.2024 |
HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli milletvekilleri, her ne kadar 110 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 17'nci maddesi üzerinde konuşmak üzere söz almışsam da ben şimdi burada bir unutulan şehir, bir garip şehir, bir sahipsiz şehir Gaziantep'in sorunlarından bahsetmek istiyorum. Gaziantep'te ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bugünlerde buğday hasadı yapılmaktadır ama Hükûmet henüz buğday taban fiyatlarını açıklamamıştır. Ziraat Odaları Birliği Başkanlığının yaptığı hesaba göre, buğdayın kilo maliyeti 10 lira 87 kuruş, bunun üzerine refah payı da eklendiğinde köylünün beklediği fiyat en az 15 lira ama bugünlerde tarım ürünü olarak piyasaya çıkan buğdayı piyasada tüccarlar 9 liradan alıyor. Böylece tarım üreticisi köylüler buğdaylarını maliyetinin de altında satmak zorunda kalıyor. Oysa bu AKP Hükûmeti zamanında, yirmi senede 26 milyar dolarlık buğday ithal edilmiş. Geçtiğimiz yıl -bütün Türkiye anımsayacak- Ukrayna'dan buğday yüklü gemiler yola çıktı diye davul, zurnalarla halaylar çekildi. Peki, biz neden kendi üreticimizi desteklemiyoruz da Ukrayna'dan buğday almak zorunda kalıyoruz, savaşan bir ülkeden buğday almak zorunda kalıyoruz? Ülkemizin yıllık yaklaşık 30 milyon ton buğday ihtiyacı var, bunun 20 milyon tonu ülkemizde üretilirken yaklaşık 10 milyon tonu dışarıdan ithal edilmektedir. Buğday üreticisi geçtiğimiz sene Türkiye'nin her tarafında TMO'nun randevu çilesini yaşamıştı. Trakya'dan Gaziantep'e Türkiye'nin her tarafında buğday üreticileri buğdaylarını traktörlere, kamyonlara yükleyip götürmüşler; TMO ofislerinin önünde günlerce bekleyerek belki üç kuruş kazançları varsa onu da traktör bedeli ya da kamyon bedeli olarak ödemişti. Bu nedenle, biz Gaziantep olarak ülkenin sahipsiz şehriyiz.
Bir başka konu, Gaziantep fıstığı. Yaklaşık on ay kadar önce yine bu kürsüde Barak Ovası'nın geçim kaynağı olan Gaziantep fıstığının sahipsiz bırakıldığını, tüccarın eline bırakıldığını söylemiştim. Bu sene -Gaziantep fıstığında bilimsel tabirle "periyodisite" denilen, köylü tabiriyle "var yılı, yok yılı" denilen dönemde var yılı- bölgenin yetkilileri, tarım ilçe müdürleri, ziraat odaları tarafından yaklaşık olarak 700 bin-800 bin ton civarında Antep fıstığı mahsulü çıkacağı hesaplanıyor. Buna şimdiye kadar sahip çıkan, AKP iktidarına kadar sahip çıkan Güneydoğu Birlik de AKP iktidarı eliyle Türkiye'de tarımın bitirilmesi amacına hizmet edecek bir şekilde kapatıldı ve şimdi fıstık üreticisi tüm tarım ürünlerinde olduğu gibi yine tüccarın insafına bırakılmış oldu. Geçtiğimiz günlerde burada Trabzonlu bazı milletvekillerimiz çay üreticisinin sorununu gündeme getirdiler. Bütün tarım ürünlerinde ülke ithalata mecbur bırakılmak isteniyor. O nedenle de tarım ürünü olarak ülkemizin önemli ihracat ürünlerinden olan Antep fıstığına sahip çıkılmasını ve hiç olmazsa bu sene TMO tarafından bir alım yapılmasını talep ediyor Gaziantepli üreticiler. TMO'nun piyasaya girerek taban fiyatı açıklamasını ve fıstık alımı yapmasını bekliyor Gaziantepli, Şanlıurfalı, Adıyamanlı, Siirtli Antep fıstığı üreticileri.
Antep fıstığına sahip çıkılmadığı gibi, Antep'in her konuda... Örneğin, Barak Ovası'nın sulanması konusunda yine, yaklaşık on ay kadar önce bu kürsüde iktidardan talepte bulunmuştuk ama o günden bugüne bir ilerleme olmadığı gibi, o günden bugüne, 2024 senesinin kalkınma planına alınmadığı gibi... Artık, neredeyse, 2025'in kalkınma planlarının yapıldığı bugünlerde bari duysunlar da Barak Ovası'nı kuraklıktan kurtaracak 5 kilometre, 10 kilometre ileride akan Fırat Nehri'nden Barak Ovası'nın sulanması konusunda, bir yatırım yapılması konusunda Hükûmet bir çaba göstersin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, devam edin.
HASAN ÖZTÜRKMEN (Devamla) - Bu nedenle, değerli milletvekilleri, ülkemizin hangi bir sorununa el atsak bir mağduriyet yaratıldığını görüyoruz. Bugünlerde Emniyette yaşanan, İçişleri Bakanlığında yaşanan, Adalette yaşanan birtakım olayları göz önüne aldığımızda geçtiğimiz günlerde ülke gündemine getirdiğimiz bu mülakat sorununun nelere yol açtığını da görüyoruz. Mülakatlarda kayrılan birtakım Emniyet mensupları birtakım adli mensuplar, birtakım hâkim, savcıların ülke yargısını, ülke emniyetini ne hâle getirdiklerini, ne kadar suça bulaştıklarını da görüyoruz. Bu nedenle de bu mülakatlarda görev alan değerli yetkililerin de araştırılmasını, soruşturulmasını talep ediyoruz çünkü bu, ülke güvenliğini ilgilendiren bir hâle gelmiştir.
Teşekkür eder, saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)