Konu: | Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 86 |
Tarih: | 23.05.2024 |
YÜKSEL TAŞKIN (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun teklifinin 18'inci maddesi üzerine partim adına söz almış bulunuyorum.
Konuşmama geçmeden önce, Cumhuriyet Halk Partisinin Kobani davasını izleme heyetinde yer aldığım için bazı gözlemlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Tamamen insan hakları perspektifiyle bu gözlemlerimi paylaşacağım. Bir kere toplum vicdanının çok kabul etmediği, etmeyeceği bir yargılama süreci oldu. Talimat yargısının verdiği ortaya karışık ve kişiye özel cezalar, arkasında Makyavelist hesaplar olan cezalar, beni ülkem adına ve vicdanen çok rahatsız etti. Hukuken de bir fiil tanımlanmadan ceza yağdırılmıştır. Çok sayıda insana, gencecik insanlara ifade özgürlüklerini kullandıkları için ceza yağarken üniversite kampüslerinde ellerinde satırlarla solcuları kovalayanlar devlette savcı ve hâkim yapılıyor. Bu mahiyetteki haberleri görmüşsünüzdür. İşte, bu, bir devlete, meşruiyeti toplumdan alan, halktan alan bir devlete yakışmayan bir manzaradır. İşte, bu, açıkça çifte standarttır ve ayrımcılıktır. Anlaşılan bazıları kendilerini devlet sanan bu vatandaşlar için makbul vatandaşlardır. Bu kişiler suç işleseler de dokunulmazlığa sahiptir. Cezaevine girseler de kısa süre sonra çıkarlar, çıktıklarında çiçeklerle karşılanırlar ki yeni suçlar için zemin oluşsun. Şimdi soruyorum: Bu adalet mi? Bunu Meclisin takdirine bırakıyorum.
Şimdi tarım konusunda bazı gözlemlerimi paylaşmak istiyorum. Bu alan, iktidarın açık ara en başarısız olduğu alandır ve bunun faturasını da sağlıklı ve ucuz gıdaya ulaşamayan halkımız ödemektedir. Üreticisinden nakliyecisine ve pazar esnafına kadar sektörün tüm bileşenlerinin yığınla sorunu vardır. Mevcut yasa teklifi, asıl yapısal nedenlere odaklanma cesaretini gösteremediği için sadece sonuçlarla uğraşan, bu hâliyle etkisiz kalmaya mahkûm bir düzenlemedir. Gerçek şudur: Tarımda büyük bir kaçış ve çöküş yaşanmaktadır. SGK verilerine göre, 2012 yılında 1 milyon 56 bin olan çiftçi sayısı, bugün yarım milyonun altına inmiştir nüfusun artışına rağmen yani on iki yılda yarıdan fazla erimiştir. 2002 yılında -bu daha da korkunç bir veri- 41 milyon 196 bin hektar tarım arazisi varken, 2021 yılına kadar bu arazilerde 3 milyon 484 bin hektar azalma yaşanmış yani daha basite indirgersek Trakya'nın tarım alanının 3 katından fazla tarım alanını kaybetmişiz. Arazilerin azaldığı, çiftçi sayısının eridiği ve bir zamanlar kendi kendine yeten bir ülkeyi ithalat lobilerine teslim ettiniz. Son yirmi yılda tarımda 102 milyar dolar ihracat yaparken 150 milyar dolar da ithalat yapmışız. İktidar ise soğan, patates deposu basarak kendi sorumluluğunu unutturma peşinde. Sizin için algılar olguların önünde. Çiftçiler umutsuz çünkü bu sistemde hem alacaklılar hem de borçlular. Nasıl mı? Tarım sektörünün bankalara olan kredi borçları mart ayında 652 milyara ulaştı, borcun 535 milyarı kamu bankalarına. Gelin görün ki son on yedi yılda çiftçinin kanunen devletten alması gereken ama ödenmeyen tarımsal destek de 540 milyara ulaşmış. Tarım, bu ülkede stratejik sektör olması gereken son derece önemli bir sosyal politika enstrümanıdır. Tarımda tuttuğunuz çiftçilerin karnı doyar ve sayıları artarsa şehirlere göç etmezler. Şimdi soruyorum: Çiftçilerimizin sigortalı ve primli bir şekilde tarımda kalmaları mı iyidir yoksa büyükşehirlerin varoşlarına akarak yardımlara muhtaç hâle gelmeleri mi? İşte, tarım bu yüzden son derece önemli bir sosyal politika aracıdır ve siz bu alanı çökerttiniz.
Yine, çiftçi sayısının artması ve üretimin şahlanması ucuz gıda anlamına gelmektedir ve siz bu alanı çökerterek ülkemizi gıda enflasyonunda dünyada ilk 5 arasına soktunuz. Patates, soğan deposu basarak fahiş fiyatla mücadele pozları vermeniz bu gerçeği değiştirmiyor, açık ara en başarısız olduğunuz alan tarımdır. Dolayısıyla, sorunun kaynağından çözümün odağı olmasını beklemek beyhudedir, yanlış faiz ve ekonomi politikalarınızla üretimdeki girdi fiyatlarını artıran sizsiniz.
Toparlarsak, çözümün birinci adımı girdi fiyatlarını azaltacak ekonomi politikalarının uygulanmasıdır. Partimiz ayrıca bir hal yasasının, perakende ticaret yasasının, kapsamlı bir AVM düzenlemesinin Meclisten çıkarılmasını öneriyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
YÜKSEL TAŞKIN (Devamla) - Cumhuriyet Halk Partisi, tarımı stratejik sektör olarak görerek üretimi şahlandıracak ve çiftçilerimizin sayısını artıracak son derece somut politikalara sahiptir. Anadolu'da tarımı şahlandırmadan Anadolu'yu yeniden şenlendirmek mümkün değildir. Osmanlı'da "şenlendirmek" bir bölgenin nüfusunu artırmak olarak kullanılır. İşte, biz tarımda şahlanmayı gerçekleştirerek Anadolu'yu yeniden insana kavuşturacağız, Anadolu'yu yeniden şenlendireceğiz.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)