GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:86
Tarih:23.05.2024

FERİT ŞENYAŞAR (Şanlıurfa) - Görüşülmekte olan Ticaret Kanunu Teklifi'nin 18'inci maddesi hakkında söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu, halkımızı ve cezaevinde rehin tutulan bütün yoldaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.

Yüz on gündür Adalet Bakanlığının önünde adalet nöbeti tutan bir anne var, dayanışma amacıyla anneyi ziyaret eden DEVA Partisine de teşekkür ediyorum.

Kobani kumpas davasında adalet sağlanıp yoldaşlarımız özgürlüklerine kavuşana kadar her alanda, her platformda mücadelemizi sürdüreceğiz.

Öncelikle Ticaret Kanunu'yla ilgili birkaç söz söylemek istiyorum. Sarayın balkonundan inin halka karışın, pazara, çarşıya gidin fiyat etiketlerine bakın; halk aç, halk geçinemiyor, halk çare bekliyor. Halk çare bekliyor da derman üretecek bir iktidar yok. Ekonomik kriz freni patlamış bir kamyonet gibi aşağıya, en aşağıya hızla iniyor. Enflasyonun yükselişi süratle devam ediyor. Önümüze getirilen bu kanun maddesine baktığımızda ekonomik krizin faturası âdeta küçük esnafa yani halka kesilmiş, iktidar gözünü borçla cebelleşen esnafa dikmiş. Eğer bu kanun yasalaşırsa iktidar "stokçuluk" adı altında esnafın malına el koyabilecek, yüksek miktarda para cezası kesmekten geri durmayacak. Stokçuluk için herhangi bir kriter belirlenmemiş. Bu kanun yürürlüğe girdiğinde büyük mağduriyetlere sebep olacaktır. Halkın malına göz dikmekten vazgeçin. Yirmi iki yıldır iktidardasınız, mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarıyla ilgili bir cümle kurmadınız. Sizin Urfa İl Başkanınız mevsimlik tarım işçileri için "Tatile gidiyorlar." diye bir açıklama yaptı. Bu sizin halka bakış açınızı gösteriyor.

Kanun maddelerinden biri de son günlerde, her yerde konuşulmaya başlanan kamuda tasarrufla ilgilidir. Nasıl bir tasarruf? Kamuda sadece araç sayısını azaltmakla tasarruf mu olur? Hani bir 5'li çete vardı, tasarrufa onlara sunduğunuz imkânları kesmekle başlayın. Saraya da gelin bir de, manda yoğurdu helalühoş olsun Erdoğan'a ama korumalarından, lüksünden, saray masraflarından da halkın hakkını kesin. Bunlar da yetmeyecek çünkü heybeye savaş bütçesine harcanan paraları da kesmek gerekir yani tasarrufun kapısını açmak için çözüm sürecini başlatmanız gerekiyor. Çözümün anahtarını çevirdiğiniz an adalette iyileşmeye gidecek ülke, rahat bir nefes alacak.

Bakın, ülke o kadar kötü bir durumda ki geçtiğimiz hafta görülen Kobani kumpas davasının karar duruşmasında verilen hukuksuz kararla ekonomik kriz daha da derinleşecek, adalet onarılamaz bir hâl alacaktır. Adaletin göz ardı edildiği ülkelerde yatırımdan, kalkınmadan söz edilemez çünkü adaletin işletilmediği ülkeye güven olmaz.

Bakın, ortada hiçbir suçu yokken, tamamen siyasi saiklerle siyasetçi arkadaşlarımıza toplamda 407 yıl gibi hapis kararları verildi. Hiçbir dinde, vicdanda bu hukuksuz, zorba kararın yeri yoktur; bu düpedüz zulümdür. Bu kararın sarayda yazıldığını sadece bu ülke değil, bütün dünya kamuoyu biliyor; Heyet Başkanı sadece önüne getirilen kararı okudu. Kobani kumpas davasında cezaevinde rehin tutulan bütün siyasetçi arkadaşlarımızı saygıyla selamlıyorum. Bu mücadele hakikat mücadelesidir, hakikat mücadelesinde baş eğmeyen tüm kahramanlara selam olsun.

Bu arkadaşlarımızdan Zeynep Karaman'ın savunmasından bir kesiti paylaşarak konuşmamı noktalayacağım. Sükûnetle dinlemenizi isteyeceğim çünkü bu sözler büyük insanlık yolunda mücadele eden bir insanın sözleridir. "Kobani iddianamesi Kürt soykırım planının hayata geçirilmesinin ifadesidir. Dünyanın her yerinden özgür ve eşit yaşam talebini biz kadınların dilimizden düşürmediği en yaşamsal hakikatlerden biridir. Meclis, demokratik cumhuriyeti inşa etmeyi destur edinmelidir. Meclise de çağrıda bulunuyorum: Kürtler, Türkiye sınırları içinde yaşayan ikinci büyük nüfusa sahip ulustur, aynı zamanda cumhuriyetin kurucu unsurlarındandır. Devletin Kürt toplumuna düşmanlık politikalarından vazgeçmesi gerekir, bunun yolu da tarihsel bir yüzleşmenin içine girmektir. Hakikatle yüzleşme toplumlar lehinedir. Tahliyeler kimseyi yanıltmasın; esastan, 302'den hüküm kurdular. Biz sonuna kadar direndik, bir an bile tereddüt etmedik. Gücümüzü ve moralimizi bugün ve dünden gelen tarihsel haklılığımızdan alıyoruz. Hakkımızda çıkarılan fermanlara karşı boyun eğmedik..."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun tamamlayın.

FERİT ŞENYAŞAR (Devamla) - "...zılgıtlarla karşıladık "..."(*) Kobani dedik, "..."(*) demeye devam edeceğiz. Özgür insan duruşu ne güzel, direnenlerin önünde saygıyla eğiliyorum; Zeynep Karaman." (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)