| Konu: | Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 86 |
| Tarih: | 23.05.2024 |
MEHMET MUSTAFA GÜRBAN (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan teklifin 22'nci maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Bugün kürsüde, öz yurdunda kendisini garip hissedenlerin sesi olmaya çalışacağım.
Ülkemize gelen sığınmacıların enflasyon oranlarını artırdığı açıktır, bunu yapılan akademik çalışmalarda desteklemektedir. Örneğin, son zamanlarda ciddi bir barınma kriziyle karşı karşıyayız. Özellikle dar ve orta gelirli vatandaşlarımız bundan en çok etkilenen kesimdir. Suriyeli sığınmacıların ekseriyetle dar gelirli bölgelerde yaşadıkları görülmektedir. Bunların kültürleri gereği bir evde iki üç aile, hatta dört beş aile birlikte yaşadıkları bilinmektedir fakat bizim emeklimiz, işçimiz tek aile şeklinde yaşamaktadır. Sığınmacılar bu şekilde kira bedellerini artırmaktadır. Normalde kira bedeli 3 bin, 5 bin TL arası olması gereken daireler 10 bin, hatta 15 bin TL bandına kadar çıkmaktadır. Bir dairede dört beş aile yaşayıp bu kira bedellerini ödeyebilen sığınmacılar var iken diğer tarafta gündelik işlerde çalışan vatandaşlarımız, emeklilerimiz bu kiraları nasıl ödeyecek?
Bu kira artışları memurlarımızı, esnaflarımızı da çok olumsuz etkilemektedir. Taban kira fiyatları yaklaşık 10 bin TL ve üzerine gelince memurlarımızın, esnaflarımızın oturdukları ev kira fiyatları da artmaktadır. Bu kira artışları artık dayanılmaz bir noktaya gelmiştir.
Sayın milletvekilleri, şimdi bir algı oluşturuluyor: Neymiş? Suriyeliler olmazsa çalıştırılacak işçi bulunamazmış. Neymiş? Afganlar olmazsa çoban bulunamazmış, hayvancılık bitermiş. Hatta bu algı operasyonlarına bazı iktidar mensubu kişiler de söylemleriyle dâhil oldular. Bu söylemler demografik işgale zemin hazırlamaktadır. Aksine, Suriyeliler ve diğer sığınmacılar nitelikli iş gücü oluşturmadıkları için piyasaları hep olumsuz etkilediler, âdeta vatandaşlarımızın ekmeğini sığınmacılara teslim ettik. Kutlu milletimizin aziz sözlerinden bir tanesi de "ekmek kavgası"dır. Siz, Hükûmet olarak böylesine ağır ekonomik şartlarda insanlarımız geçinemiyorken ekmek kavgasını Suriyelilerle yaptırıp bir de bunlara "İşverenler de mutlu." derseniz, yarın toplumsal olaylar olduğunda her şey için artık geç kalınmış olur. Hiç kimse bu ülkede ekmeğini ne idiği belirsiz, savaştan mı kaçtı yoksa keyfî olarak mı geldiği belli olmayan sığınmacılara vermez, verdirtmeyiz, bunu herkes böyle bilsin. Biz, İYİ Parti olarak en önde, milletimizin emrinde vatandaşımızın askeri olduk, olacağız.
Değerli milletvekilleri, şayet sığınmacılar nitelikli iş gücü olarak değerlendirilseydi, işçi sıkıntısında bulunan, işçi sıkıntısı çeken Avrupa ülkeleri kendi ülkelerine kabul ederlerdi. Aksine, bizdeki sığınmacılar kendi ülkelerine gelmesinler diye -basına yansıyan bilgilere göre- ülkemize belirli paralar ödemezlerdi. Sürekli övündüğünüz Batı demokrasisi kaçak göçmenleri yakalayıp ülkelerine veya başka ülkelere derhâl gönderiyor. Konu ülkemizdeki sığınmacılar oldu mu, Batı dünyası hemen uluslararası hukuku bahane etmektedir. İYİ PARTİ'nin millî göç doktriniyle sığınmacı ve kaçak göçmenler ivedilikle ve güvenli şekilde ülkelerine geri gönderilecektir.
Kıymetli hazırun, Gaziantep şehrimizi düşünelim, yaklaşık 1 milyona yakın sığınmacı ve kaçak göçmen bulunmaktadır, kayıt dışı istihdam çok yüksektir; bu durum işsizliği artırmaktadır, devletin gelirini azaltmaktadır. Bugün 1 milyon sığınmacı ülkelerine gönderilirse bütün şehirlerimizde kira fiyatları düşer, hastanelerde randevu sistemi rahatlar, vatandaşlarımızın randevuları, MR tahlilleri çok daha kısa sürede verilir, vatandaşlarımızın hastalıklarına çok daha erken tanı konur, en az 250-300 bin evde elektrik üretimi sıfırlanır, elektrik alım fiyatı düşer; ezcümle, birçok kalemde fiyatlar düşer, hatta bazı spesifik ürünlerde fiyat düşüşleri çok daha derinleşir.
Değerli milletvekilleri, Sayın Cumhurbaşkanı doğum oranları konusunda "Ülkemiz için tehdittir, felakettir." dedi. 19 Haziran 2023 tarihinde araştırma önergesi verdim. Türkiye'de bulunan Suriyeli sığınmacıların doğum oranı 5,3, Türk vatandaşlarımızın doğum oranı sadece 1,7 dedim, dinlemediniz, defalarca dile getirdim, dinlemediniz, sığınmacılarla alakalı soru önergeleri verdim, dinlemediniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
MEHMET MUSTAFA GÜRBAN (Devamla) - Konuyu gündeme getiren, araştıran, yazı yazan, konuşan gazetecileri tutukladınız. Biz vatan evladı değil miyiz? Siz söyleyince "vatan için tehdit", sizin haricinizde aynı konulara aynı şeyleri söyleyenler "vatana tehdit", öyle mi? Herkes bilsin ki İYİ Parti sığınmacılar konusunda vatanımızın sigortasıdır. Biz var olduğumuz sürece mücadelemiz sonuna kadar sürecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle konuşmama son verirken sığınmacılar konusunda dik duran, vatanını canından aziz bilip müdafaa eden gazetecileri ve vatan evlatlarını da saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)