GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:87
Tarih:28.05.2024

MHP GRUBU ADINA İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 111 sıra sayılı Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Kanunu Teklifi'nin birinci bölümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Gazi Meclisi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Görüşmekte olduğumuz kanun teklifi, Dışişleri Bakanlığı teşkilatının güçlendirilmesi, temsil kabiliyeti yüksek ve donanımlı personel yetiştirilmesinin desteklenmesi amacıyla kurulacak olan Vakfın kuruluş işlemlerine, faaliyet alanına, yetki ve sorumluluklarının belirlenmesine ilişkin hususları düzenlemektedir. Merkezi Ankara'da olacak Vakfın Bakanlık merkez ve yurt dışı teşkilatlarının etkinliğine destek sağlaması hedeflenmektedir. Bölgesel ve küresel tüm gelişmeleri yakından takip eden, dış ilişkilerimizin yapısal zeminde güçlendirilmesi ve küresel hedeflerimizin ilerletilmesi için aktif rol üstlenen Dışişleri Bakanlığı, sahip olduğu geniş diplomatik ağı sayesinde de yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza üst standartlarda konsolosluk hizmetleri vermektedir. Geleneksel ve tarihî misyonu yanında, bölgesel ve küresel ölçekte yaşanan gelişmeler, Türk dış politikasının güçlü bir kurumsal yapıya, yaygın teşkilat ağına, nitelikli, yetişmiş personele, yeterli teknolojik donanıma, bunların eşgüdüm içinde hareket edebileceği yönetim kapasitesine sahip olmasını gerektirmektedir.

Kanun teklifinin gerekçesinde de belirtildiği gibi, Bakanlığın hizmet kalitesinin ve kurumsal kapasitesinin artırılması için icra edilecek faaliyetler dış ilişkilerimizin tüm boyutlarının bütüncül bir anlayışla sürdürülmesine katkı sunacaktır. Bakanlık tarafından verilen vize hizmet gelirlerinin Vakıf aracılığıyla kurum hizmetlerine kanalize edilmesi bazı ihtiyaçların bu yolla karşılanmasını mümkün kılacaktır. Vakıf yönetim yapısı bütünüyle kurumsal kimliğe uygun faaliyet yürütecek şekilde yapılandırılmakta, Bakanlığın ihtiyaçlarıyla uyumlu sınırlı destek sunması öngörülmektedir.

Komisyon aşamasındaki görüşmelerinde teklife yönelik eleştiriler iki konuda yoğunlaşmıştır. Bunlardan birincisi, Dışişleri Bakanlığında aynı amaca yönelik yeni bir yapı oluşturulduğu, ikincisi ise Vakfın iş ve işlemlerinin denetiminin eksik olduğu iddialarıdır. Ancak kanun teklifinin muhtevasında da görüleceği gibi, kurulacak Vakfın Bakanlığın ana faaliyetleriyle ilgili bir işlevi söz konusu bulunmadığından, paralel yapı inşa edildiği iddiaları gerçekleri yansıtmamaktadır. Ayrıca kanun teklifinde kurulması öngörülen Denetleme Kurulu tarafından yapılacak iç denetim yanında Vakıf, Vakıflar Kanunu'na göre dış denetime de tabi olduğundan faaliyetlerine ilişkin herhangi bir denetim eksikliği de söz konusu bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, kurulması öngörülen söz konusu Vakfın, Dışişleri teşkilatının iş ve işlemlerinin daha etkin yürütülmesine olumlu katkı sağlayacağını değerlendiriyoruz.

Değerli milletvekilleri, dış politikamızın esası, bölgemizde ve dünya da barış ve istikrarı sürekli kılmak, uluslararası iş birliğini, karşılıklı saygı ve dostluğu yaymak ve geliştirmek, çok yönlü ve çok boyutlu bir diplomasi yürütmek suretiyle ülkemizin hak ve menfaatlerini her platformda korumak, bu doğrultuda şahsiyetli bir dış politika izlemektir; Türkiye'nin millî menfaatleri doğrultusunda çevremizde barış, istikrar ve güvenlik odaklı bir huzur kuşağı oluşturmak, bütün ülkelerle karşılıklı saygı ve menfaate dayalı, uzun vadeli dostane ilişkiler kurmak, mevcut sorunları Türkiye'nin hak ve çıkarları korunarak uluslararası hukuk çerçevesinde adil ve kalıcı çözümlere kavuşturmaktır. Bununla birlikte, uluslararası ilişkilerin değişen ve karmaşıklaşan yapısı dikkate alındığında terörizm, yasa dışı göç, egemenlik haklarının ihlali, soykırım ve katliam girişimleri, iklim değişikliği gibi küresel sorunlara kalıcı ve kapsamlı çözümler üretmek hiçbir ülkenin tek başına başaramayacağı bir sorumluluktur. Nitekim İsrail'in Filistinli masumlara yönelik kanlı saldırıları aralıksız devam etmekte, insanlık değerleri ile savaş hukukuyla bağdaşmayan katliamlara her gün yenileri eklenmektedir. Sivil ve masum bir halkın sistematik şekilde yok edilmesine "İnsan haklarına bağlıyım." diyen, demokrasi ve özgürlükten bahseden hiçbir toplum, hiçbir devlet duyarsız kalamaz, kalmamalıdır. İşgal altındaki Filistin topraklarından soykırımcı İsrail ön şartsız çekilmeli, Mescid-i Aksa'nın manevi ve tarihî statüsüne saygı göstermelidir. 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti tanımlanmalı ve tanınmalıdır.

Güçler arası rekabetin artmasıyla birlikte tüm dünyaya yansıyan gerilim ve kutuplaşma kırgınlıkları da artırmakta, ülkeleri her zaman hazırlıklı ve donanımlı olmaya zorlamaktadır. Bu durum, 21'inci yüzyılın stratejik odağı durumundaki Avrasya'nın merkezinde yer alan Türkiye'nin, millî güç kaynaklarının topyekûn seferber edilmesiyle akılcı, kararlı ve tutarlı bir dış politika izlemesini gerekli kılmaktadır. Türkiye'nin, jeostratejik konumu nedeniyle karşı karşıya bulunduğu risk ve tehditlerle etkin şekilde mücadele edebilmesi için güçlü bir diplomatik teşkilata da sahip olması gerekmektedir. Ülkemiz, küresel barış ve huzuru esas alan dış politika vizyonu doğrultusunda 261 dış temsilcilikle dünyada en geniş 3'üncü diplomatik ağa sahiptir ve Bakanlık personeli bu misyonlarda görevlerini özveriyle sürdürmektedir.

Partimizin dış politikası, dostluğu aranan ve dostluğuna güvenilen bir ülke olarak 2053'e gelindiğinde Türkiye'nin dünya siyasetine yön veren küresel bir güç olmasını hedeflemektedir. Bu doğrultuda, dış politika anlayışımızda özel bir önem taşıyan "Türk Kuşağı: Türkiye'nin Büyük Stratejisi" ortak tarih, dil, kültür ve değerler etrafında kenetlenmiş Türk toplulukları ve Türk devletleri arasındaki bağların güçlendirilmesini, ikili ve çok taraflı diyalog ve ilişkilerin sürdürülebilir bir istikrara kavuşturulmasını esas almaktadır. "Türk Kuşağı" dünya genelindeki çatışma dinamiklerini söndürecek ve kutuplaşmaları törpüleyecek tarihî, siyasi, ekonomik ve kültürel müktesebata sahiptir. Partimiz, cumhuriyetimizin yeni yüzyılının Türk ve Türkiye Yüzyılı olmasını engelleyebilecek bir gücün bulunmadığına, Türkiye'nin politikalarını bu yüksek ülküye erişmek üzere dinamik bir şekilde tasarlaması gerektiğine inanmaktadır. Nitekim maruz kaldığı dayatmalara, ekonomik ve siyasi baskılara Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi sayesinde daha güçlü bir şekilde karşılık verebilen Türkiye, siyasi ve ekonomik tuzakları teker teker bozmaktadır. Artık iç çekişmelerle oyalanan, kendi sorunlarından dışarıda ne olup bittiğinin farkında olmayan bir Türkiye değil, gelişmelere yön veren, hak ve menfaatlerini koruma kararlılığıyla hem diplomasinin imkânlarını hem de caydırıcı gücünü ortaya koymaktan çekinmeyen bir Türkiye vardır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak "lider ülke Türkiye" ülkümüzün en önemli unsurlarından biri Türkiye'nin bağımsız, etkili ve sonuç alıcı bir dış politika izlemesidir. Gelişmeleri bu doğrultuda ele alıyor, millî menfaatlerimiz esasında değerlendiriyoruz. Bu kapsamda, kurulması öngörülen Vakfın da Dışişleri Bakanlığı teşkilatının faaliyetlerinin güçlendirilerek Türkiye'nin uluslararası alanda etkinliğini daha da artıracağını ve ülkemizin çıkarları doğrultusunda uluslararası gündemi yönlendirme kabiliyetine yardımcı olacağını düşünüyoruz.

Bu düşüncelerle, kanun teklifinin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını diliyor, sizleri saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)