| Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 88 |
| Tarih: | 29.05.2024 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sığınmacılar ve kaçak göçmenlerden kaynaklı artan suç oranları hakkında partimizin grup önerisi hakkında söz aldım.
Bu mesele nereden geldi? 2011 yılından beri devam ediyor, 2011 yılında dönemin Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu "Ne olacak, gelse gelse 100 bin kişi gelir yani bu ülkenin 100 bin kişiyi karşılama gücü yok mu?" dedi, 15 milyon sığınmacıdan bahseder hâle geldik; 100 binden başladık, 15 milyona geldik. Hâl böyle olunca, bu 15 milyon kişinin arasında öyle meseleler yaşandı ki özellikle Suriyeliler bazında; çeteleşme başladı, gettolaşma başladı, suç oranları artmaya başladı, tecavüzler çoğaldı, gasplar çoğaldı, hukuksuz yere yol çevirmeler, günahı olmayan şoförleri, yoldan geçen çocukları bıçakla katletmeler ve ülke, Latin Amerika ülkesine döndü. Zaten Türkiye'de mafyanın siyasetle iç içe olduğu bir dönemde, siyaset yoluyla polisi ve yargıyı yanına aldığı bir dönemde bir tek sığınmacılar eksikti, bir de onlar geldi; ülke, insanların sokaklarda dolaşamaz hâle geldiği bir Latin Amerika ülkesine dönüştü. Avrupa Organize Suç Endeksi'nde en yüksek olan ülke hâline gelmişiz; geldiğimiz noktaya bakın. Yani daha düne kadar, 1991'e kadar o komünist rejim altında ezilen, sonradan birdenbire Demir Perde ülkelerinin o rejimi yıkmasıyla ortaya çıkan o uluslararası çeteleri, o mafyayı bile geride bırakmışız. Şu anda Türkiye vize alamıyor. Bugün Sayın Turhan Çömez bahsetti bize, 100 bin kişi gidince oraya pasaportlarını yırtıp atmış. O 100 bin pasaportun arasında bu sığınmacıların pasaportları da var. O yüzden sığınmacılar yüzünden biz vize bile alamıyoruz.
Suriyeliler gettolaştı dedim; gidin Zeytinburnu'na, Zeytinburnu'nda bir perdeciler çarşısı var, size yemin ediyorum, Türkçe konuşamazsınız. Orada Türkçe konuşan bir esnafın dükkân açması mümkün değil, ertesi gün ya yıkarlar ya yakarlar; ikisinden biri. Kendi ülkemizde vatandaşımız ticaret yapamayacak hâle geldi. Hâl böyleyken biz hâlâ "ümmet" muhabbetiyle Türkiye'nin 15 milyon sığınmacıyı kabul etmesini düşünüyoruz; sebep? Avrupa Birliğinden gelen 6 milyar dolar fon yüzünden. Yahu, Allah aşkına, gözünüzü seveyim, siz bu ülkede "Sığınmacılara 100 milyar dolar harcadık." diyen değil misiniz? O 6 milyar dolar için bu ülkeye, üstelik demografik yapısına zarar getiren bu yapılanmaya niye müsaade ettiniz, bu ülkeye kastınız mı var, düşman mısınız bu ülkeye? Yarın öbür gün çocuklarınıza... 1,12'ye düşen doğurganlık oranı ile 5,13 doğurganlık oranı olan bir Arap nüfusunun çöreklendiği bir ülkede siz bu ülkenin nasıl sahibi olacaksınız, nasıl sahibi olacağız? Bu ülkeyi istila ettirerek satmanın bir başka yoludur bu. Emperyalistlere bu ülkeyi peşkeş çekmenin bir başka yoludur bu. Tarih sizi böyle anacak, Sümerlerin istilası gibi anacak. Sümerler bu istilalar yüzünden yok oldular tarih sahnesinden, aynısı Türkiye'nin başına gelecek.
Bakın, ben size bir şey söyleyeyim: 2022 yılında Adalet Bakanlığı bir istatistik yayınlamış, rakamlara dikkat edin. 324 bin erkek, 87 bin kadın sığınmacı hakkında dava açılmış yani 411 bin kişi sığınmacı hakkında dava açılmış. 2023'e gelmiş, bu sayı olmuş 483 bin kişi. Ya, arkadaşlar, 483 bin sığınmacı değil "3 bin sığınmacı var." diye Hollanda ayağa kalktı. Bizim sığınmacıların bırakın sayısını 483 bini hakkında çoğu kriminal suçlardan olmak üzere davalar açılmış. Bu ülkede asayişi sağlamak için 4 tane çeteye baskın yapıp "Ben bunları yakaladım." deyip, 73 tane "organize suç örgütü" diye içeri tıktığınız adamların 72'si serbest kalmış, 1'i içeride; onu ülkeye gösterip bu istilacıların yaptıkları, bütün bu gettolaşarak işledikleri suçları saklamaya çalışıyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Türkkan, lütfen tamamlayın.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Sayın Başkan, tamamladım.
Çok teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)