GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DANIŞMA KURULU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:2
Tarih:04.10.2011

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum ve yeni Meclis çalışmalarının, yeni yasama yılının hepimize, partilerimize, gruplarımıza, milletimize hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. İnşallah bu dönemde katkı sağlayan ve milletimizin sorunlarının çözümüne katkı sağlayan çalışmalar inşallah bu çatı altında yapılacaktır.

Değerli arkadaşlar, şimdi, tabii bir konu tartışıyoruz, daha doğrusu birkaç konu tartışıyoruz ama bunlardan en önemlisi bu Meclis görüşme yayınlarının seyriyle ilgili konu.

Şimdi, tabii, arkadaşlarımız, muhalefete mensup arkadaşlarımız kendi açılarından olayları değerlendiriyorlar. Öncelikle şu hususun bilinmesi gerekiyor: Kesinlikle hiçbir zaman, hiçbir dönemde muhalefetin sesinin kesilmesi, kısılması, azaltılması gibi bir tavır, davranış içerisinde hiç olmadık, AK PARTİ Grubu olarak hiç olmadık.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - İnanarak mı söylüyorsunuz?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) -  Evet, inanarak... Biraz sonra, belgeli rakamlarla size bunun altını dolduracağım.

Şimdi isterseniz başlayalım. Bakın, tartıştığımız konu şu: 1995 yılında, ilgili kanuna dayanarak TRT ile Türkiye Büyük Millet Meclisi bir protokol yapıyor. Tarih 1995 değerli arkadaşlar. Ona göre, Meclisin çalışmalarının saat 14.00 ile -bir saati özet, diğeri canlı olmak üzere- 19.00 arasında canlı olarak verilmesi öngörülüyor, karara bağlanıyor, protokole bağlanıyor ve 2002 yılının, daha doğrusu 13 Mart 2003 yılına kadar -dikkatinizi çekiyorum- 13 Mart 2003 tarihine kadar bu kural kesintisiz bir şekilde uygulanıyor yani protokolün gereği yapılıyor ve hiç bunun dışına da çıkılmıyor.

OKTAY VURAL (İzmir) - Hayır?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Yani, 1995 tarihinden 13 Mart 2003 tarihine kadar sadece 14.00 ile 19.00 arası görüşmeler yayınlanıyor televizyondan. Onun dışında -bir de özel görüşmeler var yani Meclis görüşmeleri vesaire- Meclis ne zaman çalışırsa çalışsın, saati uzatılsın uzatılmasın, hafta sonu çalışma kararı alsın, hiçbir şekilde bunlar canlı olarak yayınlanmıyor.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - 19.00'dan sonra veriyordu.

OKTAY VURAL (İzmir) - Hayır, hayır, hayır?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Yayınlanmıyor? Hayır, çok net, tartışmasız.

OKTAY VURAL (İzmir) - Hayır, hayır?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - İzin verin? İzin verin. Sayın Vural, lütfen?

OKTAY VURAL (İzmir) - Nurettin Bey, doğru bilgi verin.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Yayınlanmıyor? Bakın, özel olanlar hariç?

OKTAY VURAL (İzmir) - Grup toplantıları verilmiyordu, Genel Kurul çalışmaları tamamıyla veriliyordu.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - İzin verin efendim, izin verin. Özel olanlar hariç. Resmî bilgiler, belgeler bunlar.

Bakın, ayrıca, 13 Mart 2003 tarihine kadar grup konuşmaları da verilmiyor.

OKTAY VURAL (İzmir) - Siz yoktunuz o zaman? Meclis faaliyetlerine pek ilginiz yokmuş o zaman demek ki.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Biliyoruz efendim, olmaya gerek yok yani yirmi yıl, elli yıl öncesinin, yüz yıl öncesinin olaylarını değerlendirirken yüz yıl önce yaşamak mı gerekir? Sayın Vural, yapmayın Allah aşkına.

Şimdi arkadaşlar, dolayısıyla, bakın, bu dönemde, 1995 yılında karar bu ve kesintisiz bir şekilde uygulanıyor. Şimdi şunu mu söylemek gerekir: O dönemde iktidarda olan siyasi parti grupları muhalefetin sesini mi kesti bu uygulamayla? Böyle bir şey söyleyebilir misiniz?

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Aynı milletvekilleri bugün sizde!

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - 1995'ten 13 Mart 2003 tarihine kadar, hiçbir tane, kesinlikle bu protokolün dışında bir canlı yayın söz konusu değil arkadaşlar. Ne zaman başlıyor? Protokolün -tırnak içerisinde söylüyorum- ihlali 13 Mart 2003 tarihinde başlıyor.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Kim ihlal etti? Kim, kim?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Tırnak içerisinde söylüyorum, bakın, onu yani gerçek anlamda, ihlal anlamında kullanmıyorum elbette. Yoğun talepler üzerine böyle zaman zaman protokolün dışına çıkılıyor ve bu saatlerin dışında da görüşmeler canlı olarak yayınlanıyor. Ne zaman? 13 Mart 2003 tarihinden itibaren. Tekrar tekrar söylüyorum, bu tarihten önce hiç yayın yok, yani 17.00'den sonra Türkiye Büyük Millet Meclisindeki görüşmeler yayınlanmıyor.

OKTAY VURAL (İzmir) - Hayır, doğru değil!

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Doğru, doğru kesin.

OKTAY VURAL (İzmir) - Bahse girelim mi sizle?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Sorun, sorun.

OKTAY VURAL (İzmir) - Hadi bahse girelim.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Özel olarak daha sonra halledelim Sayın Vural.

OKTAY VURAL (İzmir) - Grup toplantıları verilmiyordu, Genel Kurul çalışmaları veriliyordu. Hodri meydan!

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Dolayısıyla bakın, ben de Divandan aldım -resmî rakam- belgeleri. 13 Mart 2003?

OKTAY VURAL (İzmir) - Bak, milletvekillerine doğru bilgi?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Yayınlanmıyor, özetler hariç bakın.

OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Meclis Başkanına soralım.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Özetleri karıştırmayın, özetler hariç.

OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Meclis Başkanı?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Yani demek ki arkadaşlar?

BAŞKAN - Sayın Vural, lütfen?

Lütfen dinleyelim. Sizi dinledik efendim, dinleyelim.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Ve protokol bu şekilde, katı bir şekilde uygulanıyor. O dönemde iktidarda olan arkadaşlar var, siyasi partiler var, muhalefet var, gruplar var ama biz onlara "Siz o zaman bu uygulamayla o zaman muhalefette olan insanların, siyasi partilerin, konuşmacıların sesini kestiniz, muhalefetin sesini kestiniz." demiyoruz.

OKTAY VURAL (İzmir) - Diyemezsiniz. Doğru değil.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Demiyoruz, demiyoruz. Onu diyemiyorsak siz de bugün?

OKTAY VURAL (İzmir) - Nurettin Bey, bakın, Genel Kurul çalışmaları sınırsız veriliyordu kardeşim. Burada ısrar etme, yanlış yaparsın.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Aynı uygulama. Bakın, bu uygulama aynı uygulama, şu anda bundan sonra alınan karar aynı uygulama.1995 ile 2002 arasındaki uygulama bizden önceki uygulama, aynısı. Ona diyemiyorsan, buna nasıl diyorsun? Çifte standart değil mi bu?

OKTAY VURAL (İzmir) - Bak, o zamanki milletvekili Cemil Çiçek Bey Meclis Başkanı, ona soralım. Başka burada olan var mı? Doğru bilgi vermiyorsunuz.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, daha sonra TRT diyor ki: "Aramızda bir protokol vardı ama siz bu protokolü deldiniz." Protokolde bir tadilat yok. Protokol aynı protokol, 1995 yılında yapılan protokol. "Bu protokolün uygulanmaması tam olarak sıkıntıya sokuyor beni. Çünkü Meclis görüşmelerinin ne zaman yapılacağı önceden belli değil, ne zamana kadar süreceği, ne zaman başlayacağı kesinlikle tahmin edilemediği için ben de planlama yapamıyorum, lütfen bu protokole uyun." diyor.

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - On dört tane kanalı var, Meclis kanalına mı geldi yani?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Meclisten talebi bu. Meclis de bunu böyle söylüyor; aynen olay bu.

OKTAY VURAL (İzmir) - Yani Türkiye Büyük Millet Meclisini TRT Genel Müdürüyle eş değere getirmeyin.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Bakın, bu uygulamayı biz başlatmadık, bizden önce başladı. Bizden önceki 1995'ten 2003'e kadar uygulandı aynen, bundan sonraki uygulama da 1995'ten 2003 yılına kadar uygulamanın aynısı olacak.

Değerli arkadaşlar, yani şimdi buradan yola çıkarak AK PARTİ uygulamasını, AK PARTİ'yi eleştirmek gerçekten en hafif hâliyle haksızlık, çok büyük haksızlık, haksızlık; doğru değil bu, doğru değil!

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - O zaman eksiği görmüşsünüz, düzeltmişsiniz.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Sonuç, sonuç?

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - 14 tane kanalı var bugün TRT'nin, 14 tane kanalı! Neyi saklıyorsun?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Yani, ben, şimdi 1995 yılından bugüne kadar siyasi partileri falan sayacak değilim, kimseyi de rencide etmek için söylemiyorum ama bizim bu konudaki gerçek niyetimizi ortaya koymak için bunları anlatıyorum. Bunlar gerçektir arkadaşlar, rahatsız olmayacaksınız. Bakın, ben gerçeklerden bahsediyorum. Belge, bilgi; hepsini çok net olarak veriyorum. Girdiğiniz zaman görürsünüz zaten. Aynı şey grup toplantıları için de geçerli.

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Her şeyi değiştiriyorsunuz, bunu niye düzeltmediniz?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Şimdi, bakın benim başka bir önerim var değerli arkadaşlar. Bakın öneri şu: Türkiye Büyük Millet Meclisinin mevzuata göre esas çalışma saatleri 15.00 ile 19.00.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - O zaman hiç çalışmayacağız.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Gelin, biz çalışma saatlerini fiilen buraya yoğunlaştıralım. Yani olağanüstü ve olağandışı hâller dışında, çok istisnai hâller dışında çalışmayalım, yani 19.00'un dışında çalışmayalım. (CHP sıralarından gürültüler)

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Nurettin Bey, kim çalıştırdı, kim çalıştırdı? Sabahlara kadar burada?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - İzin verin? İzin verin?

Bakın ama bunun yapılabilmesi için 15.00 ile 19.00 arasında yasama faaliyetlerini yapabilmemiz gerekiyor.

ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Statükoculuğu bırakın!

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Bir başka ifadeyle, esas bu Meclisin görevi olan, hepimizin görevi olan yasama faaliyeti dışında özellikle -denetim hariç tabii, onu kast etmiyorum- gereksiz ya da zaman kaybı olarak telakki edilebilecek uygulamaları çıkaralım İç Tüzük'ten.

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Sen mi karar vereceksin ona?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Örnek vereceğim şimdi, bakın?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Zaten sen konuş, biz hiçbir şey demeyelim.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - İç Tüzük'ten çıkaralım ve bu dönemde yasama faaliyetlerini bu zaman dilimi içerisinde yoğunlaştıralım; dolayısıyla tüm faaliyetler, tüm çalışmalar canlı olarak yayınlanmış olsun. Örnek olarak söylüyorum, bakın, geçtiğimiz dönemde çok sık karşılaştık, yapıldı -bir tespit olarak söylüyorum, bir vakıa olarak söylüyorum- her gün dört tane grup, grup önerisi getirdi buraya. Bir grup önerisi yaklaşık olarak elli dakika ile bir saat; dört grup önerisi dört saat, beş saat veya üç saat, dört saat?

OKTAY VURAL (İzmir) - Denetimi kaldırıyorsunuz.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Onun dışında 60'ncı maddeye göre kullanılan zamanlar, 63'e göre kullanılan zamanlar, o tartışmalar, vesaire? Bunları hesap ettiğiniz zaman ne oluyor? Saat 19.00-20.00 oluyor, biz esas yasama faaliyetlerine geçemiyoruz. Öyle değil mi arkadaşlar? Yaşadık. Bundan sonra da muhtemelen olacak, hep birlikte göreceğiz. İşte o zaman bunlardan ayıklayalım bunları, esas daha yoğun faaliyet alanımıza giren, hedefimiz olması gereken konuları yoğunlaştıralım ve 19.00'un dışına da çıkmayalım. Yapılması gereken bu, biz buna varız. Buyurun, biz buna varız.

OKTAY VURAL (İzmir) - Gensoru da vermeyelim, Meclis soruşturması da vermeyelim!

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Yoklamayı da kaldıralım!

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Eğer üzüm yemekse amacınız, biz bunu öneriyoruz. Gelin, İç Tüzük'ten, zaman kaybına yol açan bu uygulamaların tümünü kaldıralım ve bu dönemde bu zaman dilimi arasında biz esas yapmamız gereken yasama faaliyetlerine yoğunlaşalım değerli arkadaşlar. Buyurun, sözümüzdür, kayıtlara da geçiyor, istediğiniz her türlü görüşmeye hazırız, bu düzenlemeleri yaparız.

Biz iyi niyetliyiz, biz? Bakın, ayrıca bir şey daha söyleyeyim; yasalar görüşülürken -genelde doğal olarak geçmişte de böyleydi- iktidar grubu olarak bir an önce yasalar sonuçlansın, tamamlansın, bu Mecliste kabul edilsin diye biz az konuşuyoruz açıkçası. Yani mümkün olduğu kadar hızlı geçsin diye konuşmuyoruz. Dolayısıyla esas? Bakın, bir temel yasada önergeyi düşünün. Biz çekiyoruz konuşmaları, tamamen muhalefet konuşuyor. Yani şunu da söyleyemezsiniz, efendim yasa görüşmelerinde iktidar partisi grubunun daha çok söz hakkı kullanma imkânı vardı diyemezsiniz, uygulamada da böyle değil. Dolayısıyla sesinizi, kimsenin sesini kesme gibi bir niyetimiz yok.

OKTAY VURAL (İzmir) - Milletin sesini kısacağınıza, süreyi uzatın.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Biz, bu Meclis daha yoğun bir şekilde esas faaliyet konusuna yoğunlaşsın istiyoruz, yasama ve denetim faaliyetlerine yoğunlaşsın istiyoruz. Onun da yolu budur.

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Halktan da kaçıralım istiyorsunuz!

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Onun da yolu budur. Gelin anlaşalım hep birlikte, o zaman kayıplarını ortadan kaldıralım ve ayrıca, daha etkin, daha yoğun bir çalışma metodunu benimseyelim ve bu şekilde bütün tartışmalar da, bütün sıkıntılar da, sizin eleştirileriniz de ortadan kalksın.

OKTAY VURAL (İzmir) - Söz mü?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Ben söylüyorum bakın, söz.

OKTAY VURAL (İzmir) - Söz mü Danışma Kurulu önerisi getirmeyeceğiz, getirmeyeceksiniz? Söz mü milletin huzurunda?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Bakın, şunu söylüyorum?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OKTAY VURAL (İzmir) - Söz ver.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Eğer 63'üncü madde?

OKTAY VURAL (İzmir) - Söz ver.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - 63'üncü madde?

OKTAY VURAL (İzmir) - Söz ver, getirmeyeceğiz, getirmeyeceksin.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - 63'üncü madde, 37'nci madde de, buna benzer?

OKTAY VURAL (İzmir) - Söz ver getirmeyeceğiz, getirmeyeceksin.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Söz veriyorum, söz önemli değil.

OKTAY VURAL (İzmir) - Tamam söz verdi, getirmeyeceğiz getirmeyeceksin.

Söz verdiniz tamam.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Danışma Kurulu kararı getirmeyeceksin Nurettin Bey.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Buna benzer zaman kaybına yol açan düzenlemeleri, uygulamaları İç Tüzük'ten kaldıralım?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Siz Danışma Kurulu getirmeyeceksiniz.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - ?olağanüstü hâller dışında da bu Meclisi bu şekilde çalıştıralım.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)