GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İNSAN HAKLARI VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ BAĞLAMINDA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:90
Tarih:10.04.2013

CHP GRUBU ADINA DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; öncelikle size daha bir iki gün önce yaşamış olduğumuz Silivri'deki olayları ve oradaki yargılamayı anlatmakla başlayacağım çünkü sizler sadece kendinize yakın olan yayınları izlediğiniz için, bir kere bile gelip oradaki yargılamama sürecini görmediğiniz için, insanların neden canının yandığını, niye bu kadar insanların oraya soğukta, karda, kışta binlerce insanın gittiğini bilmiyorsunuz. Bunu ben anlatmaktan size hiçbir zaman yorulmayacağım. Belki vicdanı sızlayan birileri çıkar da "Ne oluyor bu memlekette, ne oluyor orada?" der, belki biraz vicdanınızı sızlatabilirim diye düşünüyorum. Yani oraya bizler gidiyoruz, sivil toplum örgütleri gidiyor, binlerce vatandaş gidiyor çünkü oradaki hukuksuz yargılamaları bütün dünyaya, Türkiye'ye haykırmak istiyoruz, göstermek istiyoruz oradaki yaşanan insanlık dışı olayları. Çünkü bu davalar temelsiz, bu davalar kamuoyunun vicdanını yaralıyor sevgili arkadaşlar. Artık oraya gidip de oradaki hukuksuzluğu gören herkes buna karşı tavır almak gereğini ve hatta orada her türlü zorluğa karşı, biber gazına karşı, tazyikli suya karşı oradaki bu hukuksuzluğu haykırmak için oraya gidiyor sevgili arkadaşlar.

Bu davanın kaynağında ne var arkadaşlar? Bu davanın kaynağında imzasız ihbar mektupları var. Bu davanın kaynağında Tuncay Güney gibi dengesiz bir adamın ifadeleri var. Bu davanın kaynağında gizli tanıklar var sevgili arkadaşlar. Ne dendi, bu davanın iddianamesinde ne dendi? "Darbe yapacaklar, Hükûmeti yıkacaklar, bunun için örgüt kuruyorlar. Ergenekon örgütü bu nedenle kuruluyor." dendi. Ancak, bu davaların temelinde ifadesi alınan Tuncay Güney dedi ki daha geçenlerde: "Böylesi bir dava aslında yok, bu bir projeydi, böylesi bir suç yok. Artık, benim ifadelerim yüzünden insanların cezaevinde kalmasından ben vicdanen rahatsızlık duyuyorum. O bir projeydi, bitti." dedi sevgili arkadaşlar. Bu proje neydi? "Muhalif olan ya da bu ülkenin geleceğiyle ilgili kaygıları olan, bu ülkenin laik düzeniyle, bu ülkenin üniter yapısıyla ilgili kaygıları olan insanların ekarte edilmesiydi. Türk Silahlı Kuvvetlerinin kahraman komutanlarının; muhalif olan, demokrat olan, çağdaş olan bilim insanlarının, yazarların, gazetecilerin ekarte edilmesiydi. Bu, artık başarıldı, artık bu dava bitmeli." dedi Tuncay Güney. Emniyete soruldu, MİT'e soruldu hatta Jandarma Genel Komutanlığına soruldu, Genelkurmay Başkanlığına soruldu "Ergenekon diye bir terör örgütü var mıdır, nasıl bir çalışması vardır?" diye. Hepsinden de gelen cevap "Ergenekon diye bir örgütten bilgimiz yoktur, haberimiz yoktur." dediler. Gizli tanıklar dinletildi, gizli tanıklar da dâhil olmak üzere, orada dinlenen bütün tanıklar böyle bir örgütlenmeyi basından duyduklarını söylediler sevgili arkadaşlar. Nerede bu davanın dayanağı? Hiç mi içiniz sızlamıyor?

RECEP ÖZEL (Isparta) - Anayasa'ya aykırı konuşuyorsun sen.

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) - Hiç mi yüreğiniz sızlamıyor Sevgili Recep Özel?

Böylesine bir dava, işte bu kadar temelsiz, dayanaksız bir dava orada görülüyor sevgili arkadaşlar. Orada gizli tanıklar var, bu gizli tanıklardan örneğin Şemdin Sakık, terör örgütü yöneticisi olarak mahkûm olmuş bir insan. Aynı zamanda, tecavüzden suçlu, sahtekârlıktan suçlu insanlar gizli tanık ama oradaki komutanlar bu gizli tanıkların ifadeleriyle yargılanıyor ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor sevgili arkadaşlar.

CMK uyarınca -bütün arkadaşlarımız, hukukçu arkadaşlarımız  biliyorlar ki- hazır edilen tanıklar dinlenmek zorundadır, hâkimin takdirinde değildir ama hazır edilen tanıklar, Işık Koşaner de dâhil olmak üzere eski kuvvet komutanları dinlenmedi sevgili arkadaşlar. Uydurma dijital verilerle, sahte kanıtlarla burada 64 tane insana ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor arkadaşlar, 3 tanesi de bizim milletvekillerimizden.

Arkadaşlar, yani böylesi bir şeye nasıl yüreğiniz sızlamıyor, nasıl dur demiyorsunuz? AKP Grubundaki vicdanı olan insanlara sesleniyorum. Onun için insanların canı yanıyor, o nedenle insanlar oraya gidiyorlar, o nedenle bizler oraya gidiyoruz ve bu hukuksuz, adil yargılanma ilkelerine aykırı bu sistem, bu yargılama bitinceye kadar da, bu yargılama ortadan kaldırılıncaya kadar da gitmeye devam edeceğiz sevgili arkadaşlar. Ne fezlekeler ne soruşturmalar ne dokunulmazlığımızın kaldırılacağı tehditleri bizi asla bundan vazgeçiremeyecektir, bundan hepinizin bilgisi olsun istiyorum.

Sevgili arkadaşlar, tasarıyla ilgili değerlendirmemize gelince, tasarının amacında şöyle deniliyor: "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde ülkemiz aleyhine verilen kararlarla ilgili bazı düzenlemeler yapacağız ve  İnsan Hakları Mahkemesindeki bu aleyhimize verilen kararları en aza indirmeye çalışacağız. Aynı zamanda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'yle koruma altına alınan hakları da yasal düzenlemeyle güvenceye kavuşturacağız."

Arkadaşlar, adil yargılanma ilkelerine uymamaktan dolayı ülkemiz en büyük cezaları, mahkûmiyeti almaktadır. Nedir bunlar, adil yargılanma ilkelerinden en büyük mahkûmiyet aldığımız konular? Uzun tutuklulukla ilgili süreler arkadaşlar, silahların eşitliği ilkesine uyulmaması ve savunma hakkının gasbedilmesidir, iddia ve savunma tanıklarının aynı koşullarda dinlenmemesidir.

Gizli tanık nasıl dinlenir hiç gördünüz mü arkadaşlar? Gizli tanıklara soru dahi sorulamıyor mahkemedeki avukatlar tarafından, sanıklar tarafından. İşte burada adil yargılanma ilkeleri yok edilirken, bağımsız ve tarafsız mahkemeler tarafından yargılanmazken; siyasi davalardaki bütün insanlarımız özel yetkili mahkemelerde, tasfiye hâlindeki mahkemelerde yargılanırken, bunların hepsi orada dururken, bunların hiçbiri düzeltilmezken sizler ne yaptınız, gelen tasarıda ne var sevgili arkadaşlar? PKK ile, yapılan pazarlık sonucunda getirilen tasarıda ne var biliyorsunuz, bazı bilmeyen arkadaşlara söyleyeyim: "Terör örgütünün cebir, şiddet içermeyen propagandaları ve bildirileri serbesttir." deniyor sevgili arkadaşlar.  Terör örgütü ne demek bilginiz var mı? Hukukçu olmayanlar için söylüyorum arkadaşlar: Doğrudan cebir, şiddet yöntemlerine başvurduğu için, bu ülkenin cumhuriyet ilkelerini ya da ülkenin demokratik düzenini ortadan kaldırmaya çalıştığı için bir örgüte terör örgütü denir. Terör örgütü zaten silahlı olmazsa ona "terör örgütü" denmez. Böylesine silahlı bir örgüt, insanların kafasında, artık zihinlerine böylesine yapışmış olan bu örgütün, siz cebir, şiddet içermeyen propagandalarını ve bildirilerini serbest bırakıyorsunuz. Neden? Çünkü anlaştınız PKK'yla. PKK'yı siyasallaştırmaya, onları meşrulaştırmaya çalışıyorsunuz, bir sivil toplum örgütü şekline dönüştürmeye çalıştırıyorsunuz sevgili arkadaşlar. Bunu da AİHM kararlarına dayatıyorsunuz.

Hâlbuki Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde madde 10'da, açıkça, ülkelerin demokratik düzenlerini koruyabilmek için, toprak bütünlüklerini koruyabilmek için ifade özgürlüğüne bazı sınırlamalar getirilebileceği söylenmektedir. Hatta bu kararları inceleyen hocalarımızdan bir tanesinin görüşü aynen şudur, Profesör Doktor Özer Özbek diyor ki: "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden bizim cezalandırılmamıza, mahkûmiyetimize ilişkin kararların özünde şu vardır: Bu maddeler olduğu için değil ama bu maddeler yargıçlar tarafından yanlış yorumlandığı için biz bu cezaları alıyoruz. Terör örgütünün propagandasını yapan terörist ile sadece bu konularda haberleri veren gazetecileri siz ayırmazsanız eğer, işte o zaman mahkûm ediliyorsunuz." O zaman ne yapmamız gerekiyor sevgili arkadaşlar? AİHM kararları çerçevesinde öncelikle yargıçlarımızı ve savcılarımızı bizim eğitmemiz gerekirken, siz ne yapıyorsunuz? Terör örgütünün cebir, şiddet içermeyen propagandalarını ve bildirilerini serbest bırakıyorsunuz. Ne olacak biliyor musunuz sevgili arkadaşlar? Terör örgütü

-altında PKK yazacak- örneğin özerklik talebi olan, örneğin ana dilde eğitim olan mitinglerini yapabilecek, bu suç olmayacak, afişlerini asabilecek; bu suç olmayacak. "Silahlı halk ayaklanmasına çağırıyorum." derse bu suç olacak.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Zaten çağırıyorlar "Birlikte halk savaşı yapacağız." diyorlar.

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) - Arkadaşlar, bu mümkün mü, böylesi bir şey mümkün olabilir mi? Terör örgütü elemanı geliyor "Kepenklerinizi indirin." diyor. Yani onun elinde silah yok, tehdit yok ama o insanlar ne yapıyorlar? Terör örgütünün korkusuyla indiriyorlar kepenklerini. "Burada cebir, şiddet yok." diyerek siz bu terör örgütünün elemanının cezalandırılmamasını düşünebilir misiniz arkadaşlar? Haber alma özgürlüğü ya da basın özgürlüğü ile ifade özgürlüğü ile teröristin faaliyetini ve bu konudaki çalışmalarını ayırt etmek gerekirken siz tamamen onların meşrulaştırılması anlamında yasal düzenlemeler yaptınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) - Bunu bilmeyenlerin de bilmesi açısından anlattım.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - AKP terör örgütü oluyor zaten, bundan sonraki süreç o. AKP terör örgütü davası bile başlayacak.


DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) - Bir dahaki maddelerde konuşacağım, diğerlerini o zaman anlatacağım arkadaşlar.

Hepinize iyi günler. (CHP sıralarından alkışlar)