| Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 92 |
| Tarih: | 06.06.2024 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA ÖZGÜL SAKİ (İstanbul) - Teşekkürler.
Genel Kurulu selamlıyorum.
Ve şunu belirtmek istiyorum: Burada konuştuğumuz her şey ama her şey siyasete dâhildir, toplumsala dâhildir. Öyle siyasetüstü bir konuşmayı yapıyoruz diye düşünmek, AKP iktidarının, AKP-MHP iktidarının deprem suçlarının üstünü örtbas etmesine zemin hazırlamaktır. Bir kere, deprem suçlarından yargılanması gerekiyor. 6 Şubattaki depremden sonra olanları burada çok fazla konuştuk, şimdi olası İstanbul depremi konuşuluyor. Aslında yapılacaklar çok belli; yapılacakları TMMOB da açıkladı, TTB de açıkladı, yerel yönetim birimleri de açıkladı. Nasıl yapılacağı biliniyor aslında; deprem öncesi, deprem anı, deprem sonrası. Tam da aslında bilindiği hâlde yapılmamasının sebebi, bunun siyasi bir problem olması. Ne demek istiyorum burada?
Bakın, son rezerv alan değişikliği... Bu, siyasi değil midir? Başından sonuna siyasidir. İlk defa bir yerleşim yeri rezerv alanına açılıyor ve yaşam alanlarını savunanlar polis şiddetiyle gözaltına alınıyorlar. Dolayısıyla, biz bu sorunu toplumsal sorunlar dışında aynı zamanda siyaseten konuşmak zorundayız.
Bir de şunu söylemek istiyorum: İstanbul depremi. 99 depreminde de ben İstanbul'daydım, aradan kaç yıl geçti, İstanbul depremine ilişkin doğru düzgün tek bir tedbir alınmış değil ve İstanbul'da mega proje aşkıyla AKP-MHP iktidarı bütün toplanma alanlarını talan etti bir kere. Bina güçlendirme konusunda borçlandırma dışında aklına hiçbir şey gelmedi.
Peki, ne yapılması gerekiyor? Bakın, yeni açıklanan duruma göre İstanbul'un büyük oranda Avrupa yakasında büyük yıkım bekleniyor ve İstanbul'da yaşayanların yüzde 52'ye yakını 99 depreminden önce yapılmış binalarda oturuyor yani olası bir depremde yerle bir olacak. Ulaşım için asla bir planlama yok, hiçbir şey için bir planlama yok; aslında İstanbul kaderine terk edilmiş vaziyette.
Peki, ne olması gerekir? Tüm jeoloji mühendisleriyle, meslek odalarıyla, sendikalarla birlikte ortak bir uygulama yapmak mümkün ama AKP-MHP iktidarı ne yapıyor?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Saki, lütfen tamamlayın.
ÖZGÜL SAKİ (Devamla) - Yerel yönetimleri kendine "rakip" diye iş birliği içinde görmüyor. Yerel yönetimlerin her yaptığını -kendinde değilse eğer belediyeler- hepsini düşmanca görüyor ve özellikle İstanbul'da yerel yönetimlerle sürekli bir rekabet içinde. Peki, Kürt illerinde DEM Partinin yerel yönetimlerine ne yapıyor? Orayı zaten düşman görüyor. Ne iş birliği, nasıl bir iş birliği, asla bunu yapmayacağını biliyoruz. O yüzden, ben buradan AKP'ye seslenmiyorum araştırma kurulu kuralım falan diye, tam tersine tüm diğer paydaşlara sesleniyorum, tüm diğer kurumlara sesleniyorum: İstanbul'u İstanbulluları kaderine terk etmeyin, gelin, birlikte önce deprem suçlarının hesabını soralım, sonra birlikte depreme dayanıklı bir kent için ne yapacağımızın yol haritasını belirleyip derhâl yola koyulalım diyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)