| Konu: | Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 92 |
| Tarih: | 06.06.2024 |
SERHAT EREN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2'nci maddedeki teklifle, TSK personelinin işlediği suçlarda suçun işlendiği tarihte soruşturma izni veren makam değiştirilmek isteniyor. Bu madde, suç işleyen askerleri soruşturma ve kovuşturmadan kurtaran, tam bir cezasızlık zırhına büründüren, dokunulmazlık sağlayan bir maddedir. Ceza Muhakemesi Kanunu ve Anayasa'ya aykırılık barındıran, cezasızlık politikasını kurumsallaştıran bu maddenin kanun teklifinden çıkarılmasını talep ediyoruz.
Değerli milletvekilleri, İçişleri Bakanlığı tarafından tam on dört yıllık bir dava gerekçe gösterilerek Hakkâri Belediyemize kayyım atandı. Hakkâri'den İstanbul'a, Amed'den İzmir'e binlerce yurttaşımız kendi iradelerine sahip çıkmak için sokaklarda direniyor. Biz Hakkâri'den İstanbul'a milyonların iradesiyiz. Biz, bizi sıkıştırmaya çalıştığınız yerlere sığmayız; biz halkımızın kanıyla, canıyla, malıyla, yıkılıp yakılan köyleriyle, yasaklanan diliyle ödediği bedelden alıyoruz gücümüzü. Bu kürsü kimsenin bize lütfu değil, kimse bedelini ağır bir şekilde ödediğimiz bu temsilden bizi uzaklaştıramaz.
Bu kürsüye çıkıp sürekli hukuktan bahsediyorsunuz. Bize maval anlatmayın, hangi hukuktan bahsediyorsunuz? Neyin hukukundan bahsediyorsunuz? Neymiş? Kanunda İçişleri Bakanlığının takdir yetkisi varmış. Neymiş? İçişleri Bakanlığı, hakkında soruşturma, kovuşturma olan bir belediye başkanıyla ilgili geçici olarak görevden uzaklaştırma yetkisine sahipmiş.
Bakın, Anayasa 127'nci madde çok açık, ne diyor? Belediyelerin seçilmiş organları ancak yargı yoluyla denetlenebilir. Bakın, ısrarla, kalın çizgilerle altını çiziyorum: Bakanlık ancak göreviyle ilgili hakkında bir soruşturma veya kovuşturma kararı var ise geçici olarak tedbiren görevden uzaklaştırabilir, belediye meclisi kendi içerisinden bir başkan atar. İçişleri Bakanlığı yasa dışı bir şekilde Anayasa'yı es geçerek, Anayasa'yı tanımayarak OHAL döneminde çıkarılmış olan ve yasalaştırılan OHAL KHK'sini bize dayatıyor.
Şimdi soruyorum: Anayasa mı üstün, OHAL döneminde çıkarılan KHK mi üstün? Sizin hukuktan anladığınız ne biliyor musunuz? Hukuk sizin siyaseti dizayn etme aracınız, hukuk sizin yalanınız, dolanınız, hukuk sizin kılıfınız. Peki, asıl mesele ne biliyor musunuz? Asıl mesele Kürt düşmanlığınız, asıl mesele rantla, gaspla, yolsuzlukla elde ettiğiniz zenginlikleriniz. Bakın, sınırda işlediğiniz suçları biliyoruz, uyuşturucu ticaretini biliyoruz, silah kaçakçılığını biliyoruz, çetelerinizi biliyoruz. Kayyım atamakla bunlara devam etme arzunuzun olduğunu da çok iyi biliyoruz. O nedenle Şırnak'ta seçmeni taşıyarak gasbettiniz Şırnak halkının iradesini, o nedenle Hakkâri'ye göz diktiniz. Şunu söyleyeyim: Yani özellikle sınırda yapmaya çalıştığınız bu işlerle ilgili çok karanlık olduğunuzu söyleyebilirim, çok karanlıksınız, gerçekten çok karanlık; ülkeyi de bu karanlığın içerisinde boğmaya çalışıyorsunuz.
Bakın, Hakkâri'nin kayyımdan kalan borcu ne kadar, biliyor musunuz? 315 milyon. Bugüne kadar tek çivi çakılmış değil. Deprem bölgesi, deprem bölgesi... Sekiz yıldır kayyımın çaldığı bu parayla yepyeni bir Hakkâri oluşturulabilirdi, depreme daha dayanıklı bir Hakkâri yaratılabilirdi ama nerede sizin insanı esas aldığınız nokta? Hırsızlıkla, talanla, çalmakla ilgileniyorsunuz maalesef.
Bakın, kayyım döneminde birçok AKP yöneticisi HAK-BEL Sendikası üzerinden işe alınmış, belediye ihalelerinin çoğu AKP'ye yakın firmalara verilmiş. AKP'nin sadece seçim kampanyasını yürütmek üzere, mevcut kayyım AKP'nin belediye başkan adayına halkın bütçesinden 30 milyon para harcayarak onu finanse etmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Milletvekili.
SERHAT EREN (Devamla) - Bakın "Türk olmayanlar bu ülkede ancak köle ve hizmetçi olabilir." diyen Mahmut Esat Bozkurt'tan hiçbir farkınızın olmadığını kayyım politikalarınızla ortaya koydunuz.
Bakın, sürekli söylüyoruz, yine söyleyelim. Kürt'e olan düşmanlığınızı sona erdirmediğiniz sürece, Kürt dilini inkâr ettiğiniz sürece, Kürt'e uyguladığınız kesintisiz OHAL'i kaldırmadığınız sürece, iradesini yok sayarak, seçme seçilme hakkını tanımayarak yurttaş olarak kabul etmediğiniz sürece bu ülkeye demokrasi, barış gelmez; bu topraklara demokrasi, barış gelmez. Bir kez daha söylüyorum, bakın, bu ülkenin barışına, demokrasisine mayın döşemeyin, bu ülkenin geleceğine mayın döşemekten vazgeçin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SERHAT EREN (Devamla) - Siz bundan vazgeçmediğiniz sürece biz haklarımızdan, demokratik haklarımızı ortaya koymaktan ve mücadelemizi ortaya koymaktan asla geri durmayacağız.
Teşekkür ederim. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)