Konu: | Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 92 |
Tarih: | 06.06.2024 |
ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) - Ekranları başında bizi izleyen çiftçilerimizi, emekçilerimizi, alın teriyle geçinen insanlarımızı, hepsini saygıyla selamlıyorum.
Gecenin bir saatinde Toprak Mahsulleri Ofisi taban fiyatı nihayet açıkladı. Ekinlerin, arpanın, buğdayın yarısına yakını biçilmiş zaten. Ekmeklik buğday 9,25, makarnalık buğday 10 lira, arpa 7,25; ufak da bir destekleme var. Bu ülkede, maalesef, emeğiyle, alın teriyle geçinene, helal lokmayla geçinene kıymet yoktur. CHP'li milletvekili arkadaşlar da bahsediyor, burada bir çete yapılanması -Ankara'da- oluştu. Adama 550 milyon TL kredi vermişler, 550 milyon, çeteye, mafyaya, bu devletin bankası, Halkbank kredi vermiş, Ziraat Bankası holdinglere kredi vermiş. Yıldırım Demirören daha kredilerini ödeyemedi ama çiftçiye bir şey yok, emekçiye bir şey yok. Buradaki çete ve mafya yapılanması manava kadar düşmüş; Ankara'da caddelerde bir gezin, görürsünüz. Ayhan Bora Kaplan operasyonundan önce bunlar, buradaki manavlardan dahi haraç alıyorlarmış; kimin gücüyle, kimin etkisiyle? Herkes biliyor, bu çete ve mafya yapılanmasının içindeki siyasi partileri, halk da yakından takip ediyor.
Çiftçi ne yapacak? Urfa, buğdayda 1'inci sırada olmasa da 2'nci sırada, pamukta 1'inci sıra, mısırda hatırı sayılır bir noktada, fıstıkta 1'inci sırada; Türkiye tarım arazisinin yüzde 4,9'unu barındırıyor, ülkenin 3'üncü büyük tarım şehri; kıymet yok. Urfa'da araziler sulanmıyor, başımızda DEDAŞ kayyumu var. Elektrik Urfa'da -Atatürk Barajı'nda- üretiliyor, maalesef enerjinin üzerinde de kayyum vardır, DEDAŞ âdeta orada bir hegemonya oluşturmuş. Biz bunları dile getirince de Hükûmetin trolleri ve çevresindekiler "Vay, bunlar kaçakçıdır! Vay..." Urfalı çiftçileri karalama noktasına kadar gidiyorlar. Kusura bakmayın, Urfalı çiftçiler, emekçiler kaçakçı değildir, hırsız değildir, yolsuzluk yapmıyorlar, alın terleriyle sabah 5-akşam 7 tarlalarda çalışıyorlar ama bu Hükûmet çiftçilere kıymet vermiyor. Bunları gece yarısı açıkladılar, taban fiyatı gece yarısı... Bunda bir keramet olsaydı nasıl olurdu? Cumhurbaşkanı etrafına bakanlarını toplardı, medyayı çağırırdı, bunları bangır bangır bangır açıklardı çünkü bunu açıklayacak bir durum yok, çiftçi perişan olmuş. Cumhurbaşkanı bunları eskiden kendisi açıklardı, şimdi Toprak Mahsulleri Ofisi kendi internet sayfasından, internet sitesinden taban fiyatı açıklıyor. Bu yolsuzluk, bu hırsızlık düzeninde emekçiye, işçiye zerre kadar bir şey verilmeyecektir. Asgari ücretin durumu ortada, emekli maaşının durumu ortadadır ve Urfalı çiftçinin durumu da ortadadır ama bir an önce Türkiye'deki çiftçilerin AKP'den desteğini çekmesi gerekiyor; bu kayyum düzeninden, bu yolsuzluk düzeninden bir an önce vazgeçmeleri gerekiyor.
Bakınız, Urfa fıstıkta da 1'incidir, ismi Antep fıstığı olmasına rağmen yüzde 60 fıstığı Urfa üretiyor ama oraya bir taban fiyat da yok, resmî bir müdahale de yok. Karadeniz'de kısmen de olsa bir taban fiyat açıklanıyor ama bölgenin çiftçileri, Urfalı çiftçiler maalesef sistemin dışına atılmış, enerjiye kayyum atanmış, suya kayyum atanmış, toprağa kayyum atanmış. Verilecek krediler de çiftçiye verilmiyor. Ziraat Bankası gidiyor krediyi çeteye veriyor, mafyaya veriyor, farklı farklı yapılanmalara kredi sağlıyor.
Bu pandemi döneminde kredi veriliyordu, ucuz kredi veriliyordu. Bizim de orada arkadaşlarımız, iş insanları var. Ne söyleniyordu biliyor musunuz değerli milletvekilleri? AKP'den, il binasından onay almayınca o dönem kredi verilmiyordu. Altını ve dövizi nasıl zıplattılar? Kendi çevresindeki yandaşlara kendi ilişkileri aracılığıyla 40 milyon, 50 milyon, 30 milyon, 20 milyon kredi verdiler. Krediyi aldıkları gibi gittiler altın, döviz aldılar; altını, dövizi zıplattılar, Türk lirasını gömdüler. Şimdi yıllarca bu ölü paranın kredisini ödeyecekler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın, buyurun.
ÖMER ÖCALAN (Devamla) - Hem nalına vurdular hem mıhına vurdular. Türkiye'de en ucuz şey Türk lirası; döviz uçtu, dövizden kazandılar, ödedikleri borcun da zaten para pula döndüğü için bir anlamı yoktur. Biz çiftçinin, emekçinin, öğretmenin, emeklinin, yoksulun, fakirin fukaranın hakkını her yerde savunacağız ama halkımız bunlara inanmasın, bunlar her şeyin üstünü örtmek için gündem de değiştiriyorlar. Maalesef, bu konuları bu birkaç gün burada konuşmamız gerekirken -ekonomik meseleler, ekonomik kriz, birçok sosyal sorunu- ama irade gasbıyla maalesef bu ekonomik krizin üzerine de bir perde çekmeye çalışıyorlar. Biz her yerde sorunları dile getirmeye devam edeceğiz.
Tekrardan çiftçimize, emekçimize, alın teriyle geçinen insanlarımıza saygılarımı sunuyorum. (DEM parti sıralarından alkışlar)